bugün

benimde dahil oldugum nesildir. kutuphanelerden cıkmazdık ozellikle yıllık odev zamanları hem odevimizi hazırlar hem de hazırlarken ogrenirdik.
(bkz: Hayat ansiklopedisi)
Ansiklopediden dönem ödevi yapan nesildir.
altyapısı sağlam, değer bilen nesildir.

bilgiye ulaşmak için zaman ve çaba harcamış ve elde ettiği bilgiyi daha sağlam, daha sağlıklı bir şekilde özümsemişlerdir. şu anda bile, ilk olarak karşılaştıkları bilgi veya haberin doğruluğunu hemen gerçek olarak kabul etmeyip sağlam kaynaklardan teyit etme ihtiyacı duyarlar.

bu bir övgü değildir, aksine şimdiki zamanda büyüyüp yetişen nesil imkanlar anlamında fersah fersah şanslı durumdadır. bilgiye ulaşma, kullanma, değerlendirme ve geliştirme konusunda muhteşem imkanlara sahiptir.

fakat bu durum ironik bir şekilde "kullan-sorgulama-çöpe at" formunu da genel geçer bir anlayış olarak benimsetiyor. "neden çabalayayım ki, istersem tek tık uzağımda her şey" algısı, fundamentali eğitimsel olarak iyi geliştirilememiş genç arkadaşlarımızı daha çok tembelliğe, kolay olana ve eksik değer yargılarının getirmiş olduğu bir dejenerasyona itiyor.

velhasıl, google bütün ansiklopedileri içine kattı ama yeni neslin de içini boşalttı biraz ne yazık ki..
Halk kütüpanelerini doldurup dönem ödevi hazırlayan nesil.
sonuç; onca kitap çöp oldu gitti.
ya bu bir nebze. hani dönem ödevini falan yeşil ansiklopedilerden yapardık ki yeşil ansiklopediler meydan larusa göre daha yeniydi. neydi onun adı ya?

asıl mevzu avukatlarda. acayip merak ediyorum. google yok, dilekçe örneği yok, mevzuat programları yok. yeni avukatsın adam çatt diye yeni bir dava getiriyor. ıkk mıkk edene kadar kaçar gider. hele büyükşehirdeysen, bir avukat abiden öğrenmek yok kalemde tanıdığa sorayım yok. hakkaten eski avukatlar gerçekten avukatmış.
EĞLENCELiYDi. KEŞKE YiNE OLSA. KiTABA DOKUNMAK KLAVYEYE DOKUNMAKTAN ZEVKLiDiR.
Ilkokul 4,5 cidden arardik ansiklopediden sonra full internetti. Veya 3 de olabilir.
Kuşe kağıdına basılı, kırmızı ciltli, 13 kitap setinden oluşan çok güzel bir ansiklopedimiz vardı. Arada rastgele birini alır, rastgele bir sayfa açar önce resimlere bakardım ve dikkatimi çeken bir konu olursa sonuna kadar okurdum. Böyle böyle belki ansiklopedinin %30'unu %40'ını okumuşumdur. Tabi 2006-2007 yıllarında eve internet girince önce bir köşeye atıldı. Ve maalesef bir bahar temizliğinde benden habersiz bir şekilde çöpe atılmıştı, artık ihtiyacım yoktu ve ailem de farkındaydı çünkü artık internetimiz vardı.
O zamanlar okula, kütüphaneye bağışlanmadığı ya da değerini bilecek birine hediye edilmediği için çok kızmıştım evdekilere. Şimdi ise üzüldüğüm konu farklı. keşke hiç atılmasaydı yine benim olsaydı arada bakabilseydim özlem dolu eski günlerdeki gibi. internetin bağlanmadığı, vaktin daha yavaş ve zevkli geçtiği o günlere 5 dakika bile olsun dönebilseydim.
büyüyüp sözlüklerde yazar olmuş nesildir.
görsel

güncel, 2 cilt tdk sözlüğüne sahibim, evdeki buzdolabı ile aynı yeri kaplıyorlar.

fakat şükür ki, bahsi geçen, o her şeyi ansiklopediden arayan neslin sonuna doğru doğdum, şanslıyım.
Çok kötü günlerdi. Şimdi bilgi elinin altında olup öğrenmemek için direnen kalın kafalılarla dolu dünya.
Gazeteden ne kuponal biriktirip aldık bunları zamanında be..
Hürriyet,Sabah,Milliyet ansiklopedi savaşına başlamışlardı.Hürriyet Ana ve Temel Britannica, Sabah Meydan Larousse ve Gelişim Hachette,Milliyet Büyük Larousse ile sonradan Dictionnary larousse,Junior Larousse ansiklopedileri ile saavaşa dahil oldular.En kalitelisi Ana Brittanica.bilgiler ayrıntılı ve derinlemesine ele alınmıştı.Sonraki de Büyük Larousse idi.hem ansiklopedi hem de sözlük formatındaydı.kağıt hamuru kaliteli cinstendi ama meydan larousse'nin kağıdı saman kağıdıydı.sonradan Sabah gazetesi grolier americana adında tuğla kadar ansiklopedi vermişti.kapak tasarımı sanatsal bir şaheser niteliğindeydi.içeriği de bir o kadar tatmin ediciydi.şimdi bu ansiklopediler pek çok evde hâlâ raftalar,kimisi bağış yaptı.kimisi de sahaflara düştüler ileri de kıymetlenecekler belki de.
Her gün ansiklopedi okurdum, normal Kitap okur gibi. Dönem ödevleri için, kutuphaneye gidip kimlik bırakıp fotokopi cektirmeye giderdik, Sonra dolma kalem ile a4 kagidina yazardik.șimdiki nesil șanslı Yaz Google a al çiktisını ver odev diye.
Çocukken 5 yaşlarımda hastalanmıştım annem rahatsızlığımın belirtilerini ansiklopedide araştırıp kaba kulak olduğumu söylemişti. Ertesi gün sol yanağım şişmişti sonra doktora gitmiştik.
bilgi ararken yapraklar arasında kurutulmuş gül, papatya ve karanfile rastlayan nesildir.
gazetelerden kupon biriktirmek suretiyle fasikül fasikül elde edilen ansiklobediler. internet çağında cahil kalmak affedilir bir hata değildir.
ana britannica vardı bizde. sonradan babam kütüpaneye bağışlamış. geçenlerde gitmiştim. açtım okudum biraz. muhtemelen pek ilgi görmüyodur.
aynen...dönem ödevi yazmak için kadıköy´deki kütüphaneye gittiğimi çok bilirim, kitaplardan yazdığım özetlerin bi kısmını nedense almanya´ya da getirmişim, en son geçen öyle bi kaatlar buldum evde...

var ya resmen atmaya kıyamadım, yukardaki dosyaya kaldırdım...resmen cilt no sayfa no falan yazmışım be, olayı ne kadar ciddiye alıyormuşum o zamanlar...aynı şeyi hem larousse´dan hem de başka kaynaklardan karşılaştırmışım resmen...

adam yukarıya güzel yazmış, bilginin peşinden koşmak için kıçını kaldırmış nesil, diye...aynen öyleydik biz...

bu sözlükte bile birşey yazacağım zaman önce gider bakarım, nerede ne yazıyo, diye...o alışkanlık bizde yapışıp kalmış.
ülkemizde vikipedi'nin hala kapalı olması sebebiyle yeni temsilcilerini oluşturacak nesil.
rehber ansiklopedisi serisi var bizde. seksenlerin sonu ve doksanlarda hem biz hem de mahalleli için yıllarca kaynak oldu. haftanın bikaç günü bizim evde ödev yapan bi çocuk olurdu mutlaka.
bilgiye ulaşmak ne kadar zorsa bilgiyi unutmak da o derece zorlaşıyor bence. daha değerli hale geliyor.
gelişim haşet ve meydan larusu sayfa sayfa bilen nesildir.
köşelerinde sabah amblemi bulunan annelerimizin zamanında gazeteden kupon biriktirip almış oldugu muhteşem kitaplar..
okullarda kolaya kaçıp öğretmenimize sorardık en azından benim nesil böyleydi
ama evdeki sabah amblemli ansiklopedilerimizi asla unutamam