bugün

geri kalanı ya aldanıştır ya arayış şeklinde devam eden (bkz: goethe) vecizesi.

hadi gelin biraz işin psikolojik boyutlarına bir yolculuk yapalım, bu başlıkta biraz bu konuları irdeleyeceğim. zeus'un izniyle...

psikolojide ''aktarım'' adında bir şey vardır.
aşk üzerinden değerlendirecek olursak sizin aşık olduğunuz kişi tipi hep bellidir.

bu dış görünüş mahiyetinde değil sadece..
çocukluktan gelen travmalar ve diğer tüm parametreler sizin kişiliğinizi oluştururken, freud'un bahsettiği oudipus komleksi de büyük resminizi tamamlar.

kız çocukları için baba figürü önemlidir.o da yoksa ataerkil olarak başlarında kim varsa doğumundan itibaren onu esas alır. (abi amca dayı vs)
erkek çocukları için de anne figürü...

yani demem o dur ki; onlarla olan ilişkileriniz sizin nasıl bir adama veyahut kadına aşık olacağınızı çoktan belirtmiş oluyor.onlara duyduğunuz sevgi veyahut nefret asıl olandır.

ve tabi one this sendromu; kişinin ergenlikte yaşadığı ilk aşkı esastır.
daha sonra o kişiyi kıstas alır ve farkında olmadan o kişiyle ilgili aktarım yaparak aşık olur...sonraki aşkları mutlaka o ilk aşkına benzeyen bir yön taşıyordur.

bu anlamda goethe'ye hak veriyor ve sen haklısın ibne diyerek sözlerime son veriyorum.
Aşk bir sudur, azalarak biter.
ilk entry tam Sözlüğün Facebook sayfasında paylaşmalık gibi.