bugün

dönemin başında düzgün düzgün takarsın ortasına doğru yarısı gider dönem sonu bir tanesini bile bulamazsınız.
en çok kıvrılan benim defterim olsa gerek hocalarımız bu durumdan nefret ettiği için malesef ataç kullanmak zorunda kalırdık. sadece birkaç sayfayı düz tutabilirdik ilerki zamanlarda defterlerin köşeleri artık kıvrılmamaya başladı alışkanlık olsa gerek.
benim gibi başak burçlarının bırakamadığı eylemdi.. çocukken bile psikolojik sorunlarım varmış, yamuk görsem o yaprakları ataç bulana kadar yırtardım dün gibi hatırlıyorum.
defterler yeni alındığında yapılan, sonrasında ise değil ataç, sayfaların bile zor bulunması ile vazgeçilen eylemdir.
yapılmadığı takdirde defter kenarlarının yelpaze gibi olmasına sebebiyet verir.
Yıl olmuş iki bin on iki. Hala düşünürüm o defterler nasıl o kadar kıvrılırdı diye. işkence mi yapıyorduk ne yapıyorduk?
benim mahrum kaldığım eylem. daha doğrusu kırtasiyeden bir kutu ataç alıp onları iç içe geçire geçire uzun bir zincir yapıp elimizde sallardık. evet pek başarılı bir ilkokul hayatım yok.
şekilci bir toplum olduğumuzun kanıtı. defterimin kenarı kıvrık diye azar işittiimi bilirim, yazarken kenardan sağdan soldan boşluk bıraktım bırakmadım diye fırça yediğimi bilirim.
o deftere yazılan notların diğer 39 öğrencide de olduğunu düşünürsek, anlamsız bir hareket. ilkokulda Bir kareli, bir çizgili defterim vardı. gece 11 de eve gelirdim. Hiç ödev yapmazdım. Akrabalarım, komşu kadınlar bana uyuz olurlardı. Onların çocuğu özenliydi. Adını bilmediğim sınava hazırlanıyorlardı. Liseyi 5 sene okudum. düz lise, akşam lisesi, ticaret lisesi hepsini gezdim. Şimdi üniversiteye gidiyorum. Halen bir defterim yok. Benden daha iyi okullarda okuyor olabilirsiniz. Ama inanın aramızda uçurum yok. Çünkü eğitim sistemi dandik ve halen ezber üstüne kurulu. Boşuna bu kadar çabalamayın.