bugün

her ilkokulun önünde görülecek amcadır.

kimi zaman toka, kimi zaman kalem-defter, kimi zaman akide şekeri, kimi zaman nohut satandır.

çocukların sevdiği amcadır. onun adını bilen çocuk yaşıtlarına göre her zaman bir adım öndedir.
artık ilkokul kalmadığı için batacak olan amcadır. ha eskiden vardı dersen biraz olsun kurtarırsın.

(bkz: ilköğretim)
ucuz paralara pis şakaların oyuncaklarını satar (bkz: su fışkırtan yüzük)
(bkz: ekmek parası)
akşam evine ekmek parası götürme umuduyla tezgah açan amcadır.
fakir edebiyatı ile harcanmaması gereken şeker amcadır şeker. tüm çocuklar sever bu amcayı, daimi müşterileri bile vardır.
(bkz: barayı kaldıran adam)
Annelerimiz her ne kadar o amcalardan uzak durmamızı istese de biz o amcadan kalem,silgi,simit almışızdır. Ve o amcanın hep bir yaşam öyküsü vardır. Genellikle iki tane çok iyi üniversitelerde okuyan çocukları vardır.
öğretmenler tarafından hırsızlık,düzenbazlık,katillik,sapıklık gibi kötü şeylerle itham edilen amcadır. yazıktır.
başlığı görünce aklıma direk küçük üçgen piramit poşette renkli kolonyalar geldi. bi de onu satan bi amca vardı, çok acırdım ona o yüzden ilkokul zamanlarında o kolonyalardan kıyamet gibi biriktirmişliğim vardı.

bi de elimle açamaz dişlerimle koparmaya çalışırdım poşeti, her seferinde de o kolonyanın tadına bakardım**.