her ilişkide yapılan ortak hatalar silsilesidir. en çok yapılan hatalardan biri de onun istediği zamanda istediği yerde olmaktır. yanlış aslında bunla başlar. sonra onun istediği yerde onun istediği şeyleri yaşamaya başlamakla.

sonra bu hatalar bitmek tükenmek bilmez. aşırıya gidilir, nefse hakim olunamaz. her gün buluşmalar, birlikte saatler geçirmeler, akşam ayrı kalındığında dahi gece geç saatlere kadar atılan kısa mesajlar ve yapılan konuşmalar. sabah kalkılır ve bu döngü devam eder.

bir gün de buluşmayalım denmez nedense. sonra iki pıtırcıktan biri başlar sızlanmaya, çok sıkıldım, saçlarımı boyatcam! vs. diğeri başlar bu sefer de. bugün buluşmasak? artık iki bünye birbirine o kadar alışmıştır ki bu masum teklif altında bir şey aranan bir laf gibi algılanır. ve ilişki başlar sümük kıvamını almaya. böyle sert olanından değil, hani böyle grip olunca sulu sulu çıkar da baş edemezsiniz ya, ha işte o kıvamda!

ünlü türk düşünürü gülşen, sakin ol şarkısında geçen dizeleriyle olayı ne de güzel özetlemiştir aslında, ya uzak herkes birbirine ya ilişkiler vıcık vıcık.

bilmeyiz hiçbir şeyin kıymetini. yanımızdayken varlığı bazen bıktırır. uzaktayken de ilahlaşır gözümüzde.
canımlı cicimli lafların daha vahim durumlara dönüşüp yerini saçma sapan sıfatlara bırakması işidir.*
(bkz: aşkitom)
şu şekilde yapmak mümkündür:

-aşkıııııaaaaaaaaaaaaaım!