bugün

kadın erkek ilişkileri üstüne yazılar yazdığımı ruyamda gorsem hayra yormazdım. neyse.

şimdi sevgili çırakcıklarım, hepiniz müşahede etmişsinizdir ki bazı ilişkilere başladıktan bir süre sonra sebepsiz bir sıkıntı gelir insana musallat olur. o sıkıntı musallat olduktan sonra da ilişkiden hayır gelmez zaten. üç, hadi bilemedin beş vakte kadar ayrılığa düçar olunur.

dedik ya nerden tebelleş olduğunu bilemezsin. o yüzden sebepsiz sıkıntıyı fark ettin mi uzatmanın hiç manası yok. koy götüne gitsin.
aynı ki$iyle uzun süre geçirmekten ileri gelir.
seni anlamayan, duygularına dokunmayan biriyle birlikte olduğunu hissetmeye ba$ladığında e$ zamanlı olarak tanımlanamaz bir sıkıntı da olu$ur ilişkide.o yeah!
güzel bir durumdur çünkü bambaşka insanlarla tanışmak için fırsattır , ayrılık yaklaşıyordur.
iletişim eksikliğidir ya da iletişim olduğunu sanmanın son bulmasıdır...
ardından günlerce sessizlik yaşanan sıkıntı.
bir ilişki yokuş aşşağı yuvarlanmaya başladı ise, önünde durmak imkansızdrı demiş çinli bir bilge. çinli dememiş lan salladım. ama biri demiş. demese ben biyerde okuyamazdım herhalde değil mi. çinlidir belki de.
nerden geldiği mutlaka bellidir.içinize attığınız şeylerin sonradan sonradan dışa vurmasıdır.
içine sinmemişlik vardır. Oda insanı heder eder.
aslında bu konuda bile balkanlar suçlanabilir, çünkü balkanlar çok pis çok kaka yerlerdir ve tam bir günah yuvasıdır.
adı üstünde sıkıntı; sıkılmaktan gelmiştir.
kız kısmının "bunu seçeceğime kutuyu mu açsaydım" sancısından kaynaklanabilir. malum, kuku az, pipi çok memleketimizde.
Çok seçici olanların içinde oluşan bir duygudur, ilişki istediği gibi renkli gitmiyordur ya da güven sarsılmıştır .