bugün

müzik olarak ne dinlediğini bilme, özgürce seçebilme, ondan zevk alma ve araştırma yaş eşiğini 15 kabul edersek insanın ömrü boyunca yol alabileceği, dallanıp budaklanan, hiç ummadığı noktalara kayabilen serüvendir.

bu serüveni herkes yaşayamaz yahut yaşadığını fark edemez.
fedakar insanlar, hayatı farklı amaçlar doğrultusunda geçmiş olanlar, saplantılı insanlar ya da ilgisiz-zevksiz insanlar bu serüvende yoktur veya takılı kalmıştır.

ayrıca nedendir bilinmez gençliğinde bir dönemini rock müzikle geçirenler bu yolculukta en şanslılarıdır. müzikde ulaştıkları noktalar, vardıkları yerler, aldıkları keyifler diğer müzik türleriyle seyahat edenlerin ulaşamayacakları kadar uç noktadır. her türlü uyuşturucuyu zamanında denemiş ama şimdi sigara bile kullanmayan sağlıklı adam gibidirler.

zevk denilen şey ise fazlaca egoist bir tutumdur. uğruna çokca boş zaman, çokca paralar harcanarak elde edebileceğiniz şeylerdir ve çok da değerlidir, çünkü sadece sizindir! sizi siz yaparlar. ilerleyen yaşların getirdiği doyumlar, farklı ortamlar, beklentiler bu zevklerin değişimine sebep olur; azalır-artar dönem dönem ama hayatta hep vardırlar.

rezil metal müziklerden başlayıp' den progressive metal' a, post-rock' a, progressive rock' a, psychedelic rock' a, jazz'a, techno' ya, dubstep' e, rap' e, türk hafif batı müziği, türk sanat müziği, nihayetinde türk halk müziğinde durulan insanlar tanıdım. hepside baş tacıdır.
bazen yaşı bile beklemeden aniden değişebilen bir müzik zevkidir. henüz 18 yaşında olmama rağmen ilk zamanlar popüler kültürün getirisiyle sonrasındaysa kendi çabalarımla değişen bir müzik zevkim oldu. benim yaşımdaki her genç gibi ilkokul sıralarında hayalet sevglim dinledim, orta okulda gözlerinin yeşilini özledim ile hüzünlendim *, eminem'e takıldım bir ara, orta okulun sonlarına doğru tokio hotel sarsıntısı yaşadım... onu atlatır atlatmaz bi' bunalım geçirdim "ben nasıl sevmişim/dinlemişim bu insanımsıları" diye. ama şimdi iyi ki dinlemişim diyorum. çünkü beni bu zamanlara; guns n' roses'a, iron maiden'e, nirvana'ya, megadeth'e getiren yolun bir parçasıydı onlar. şimdi önümde uzun bir yol var hala. nerede son bulur bilinmez. *
daha ağır, maziyi hatırlatacak müziklerdir.
Kişilik problemidir. Karakteri oturmuş bir kişinin seçimleri belli bir şablona sahiptir. Yani zaman zaman açılabilir ama referans noktası hep aynıdır, yani bir çizgisi vardır bu "üstün insan" ın. O ne lan öyle yeni yetme ergenler gibi her dem farklı bir hava. Yok öyle bir şey. Farklılıklara açık ol elbet, ama rengin de belli olsun.
Tekno remix'lerden linkin park'a. Hızlı bir değişim oldu.
giderek slovlaşan müzik zevkidir. chillout falan...
Blues ve soul'a doğru kayma var 3-4 seneden beri. Gerçi r&B ve hip-hop ın babaları bunlar...
Tribün bestelerinden Müzeyyen Senar'a, Zeki Müren'e geçiş yaptım. Tabi diğer müzik türlerini de dinliyorum o ayrı.
Hakkı Buluttan The Blizzard'a geçiş yaptım geçen zaman içinde.
Eskiden ahmet kaya dinlerdim simdi serdar ortaç dinliyorum.
Battle rap daha sonra arabesk müzik zevkine dönüştü (bkz: müslüm gürses) şuan biraz daha ehlileştim yabancı slow dinliyorum.
repten damara oradan yabancı pop'a.
metalden metale.

asla değişmem.