bugün

Sandık denetleyici kurum değildir. Sandık halkın oy gücünü, yani seçme özgürlüğünü temsil eder. Ama sandığa giden her birey anayasa hukukundan anlamaz. Kuvvetler ayrılığı ilkesini tüm detaylarıyla bilemez.

Bunun için yargı vardır. Bunun için yeterli ve denetleyici mekanizmaları olan muhalefet vardır. Bunun için demokratik organlar birbiri üzerine egemen olamazlar.

Demokrasi gibi zaten yeterince muhteşem olmayan, ancak eldeki alternatiflerin en iyisi denebilecek bir kavramda "kuvvetler ayrılığı" ilkesini yok ederseniz elde kalan tek şey bok olur. Bildiğiniz bok.
Kuvvetler ayrılığı ilkesi gereği bir denetim söz konusu olamaz. Sadece erglerin kanunlar ve anayasal çizgiler doğrultusunda uygulanıp uygulanmadığı ve yetki aşımı yapılıp yapılmadığı konusunda üç kurum vardır. Danıştay, sayıştay ve anayasa mahkemesi. bu mekanizma bağımsızlığını ve tarafsızlığını yitirdiği an da sonuç her zaman önce oligarşi sonra partisel, sınıfsal, mezhepsel, askeri ya da bireysel diktatörlüktür.
normal şartlarda sandık ve yargıdır. evet normal şartlarda.
erkler ayrılığına dayanan parlamenter sistemde vardır.
parti bağımsız bir cumhurbaşkanı, meclis soruşturması için düşük milletvekili onay sayısı, üyelerinin çoğunu hükümetin belirlemediği bir anayasa mahkemesi ve özgür basın ile hükümet millet adına pekala da denetlenebilir ve denetlenebiliyordu da.
kafadan atma partili cumhurbaskanlığı sistemiyle bu mekanizma tamamen ortadan kalkmıştır.
yoktur öyle bir kurum varsa da fetöcüdür.
Sandık. Öyle diyollaaa.
hükümeti denetlemek isteyenler kılıbıklardır.
hükümeti denetleyen kurumu deneteleyen kurumu ne yapıcaz sonu yok o işin .

geçeceksin o işleri yani .

o devir kapandı .

artık millet seçicek millet denetleyecek olması gerektiği gibi .

ama siz bu milletin bir parçası olmadığınız için baya bir batağa saplanmış görünüyorsunuz .

üstelik hareket ettikce de daha çok batıyorsunuz .

mesela şöyle https://www.youtube.com/watch?v=VQ2zRxTDVVU&t=6s

tatlı ve gerçek .