bugün

islamın doğduğu yıllarda yaşanmış bir olay. söz konusu isim hz. aişe'dir. ayrıca bazı kaynaklarda 9 yaşında evlendikleri yazıyor. bu da yanlı. hz. muhammed, hz. aişe 6 yaşındayken onla evlenmiştir fakat 9 yaşında hz. aişe hz. muhammed'in yanına gelmiştir.

bu konu islami çevreler tarafından kabul görmese de var böyle bir şey. uzatmadan alıntımızı yapalım,

unutmadan: http://img180.imageshack.us/i/aise1.jpg/

- alıntı -

Karılarından Aişe, Muhammed'e şöyle diyor:

-"Ma era rabbeke illa yüsariu hevake" (Bkz. Buhari, e's-Sahih, Kitabu't-Tefsir/33/7,Kitabu'n-Nikah/29;Diyanet yayınlarından Tecrid, hadis no:1721;Müslim, e's-Sahih, Kitabu'r-Rıda/49,hadis no:1464;ibn Mace Sünen, Kitabu'No:-Nikah/57, hadis No: 200; Ahmed ibn Hanbel,6/134,158)

Nedir bu sözün Türkçesi?

"Vallahi Rabbinin, senin arzunu hemen yerine getirdiğini görüyorum." (Ahmed Davudoğlu, Sahih-i Müslim Terceme ve Şerhi. 7/402)

"Rabbin Teala (kadınlarının değil) ancak senin arzunun tahakkuna müsaraat ediyor. (Çeviri: Kamil Miras, Diyanet Yayınlarından)

Aişe'nin sözü dilimize şöyle de çevrilebilir:

"Bakıyorum da, senin Efendi Tanrın , yalnızca senin şeyinin keyfini (hevanı) yerine getirmek için koşuyor."

Hadiste, efendi tanrının yalnızca Muhammed'in hevası için koştuğu açıkça belirtiliyor.

Heva: insanın arzusu, isteği. Ama buradaki herhangi bir arzu, istek değil; cinsel istektir söz konusu olan. Çünkü buradaki konu, cinsel isteğin üzerinde durulduğu bir konu. Ayrıca "heva" söylendiğinde ilkin bu kavramda kullanılır. Rağıp da, heva için : "Meylun'nefsi ile'eş-şehveti" (Bkz. Müfredat, Heva) diyor. Yani "nefsin şehvete eğilimi."

Rağıp, aynı yerde, hevanın "şehvete eğilimli olan nefsin kendisi için de söylenebileceği"ni belirtiyor.



Aişe neden böyle diyor?

Muhammed'in çok karısı var. Yaşlanmış olan Sevde Bint Zema'nın dışında hepsi genç, hepsi güzel. Ve hepsi de cinsel istekli. Adalet olsun diye, Muhammed'in bunlarla cinsel birleşmesi sıraya konmuştur. Sevde'nin dışında kimse, sırasını başkasına kaptırmak istemiyor. işte bu böyleyken, "ayet" geliyor; durumu değiştiriyor:

Muhammed'in "heva"sı, "adalet"in önüne geçiyor:

Muhammed'in kadın seçimi, cinsel alandaki isteği, hadisteki sözcüğü ile hevası, adalete baskın geliyor ve sıra Muhammed'in isteği doğrultusunda, ayetle bozuluyor. Ahzap suresinin 51. Ayeti şu sözlerle başlıyor:

-"(Ey Muhammed!) Onlardan (yani karılarından) dilediğini geriye bırakır, dilediğini öne alabilirsin..."

Ne demek bu?

Hadis ve yorumlara göre şu demek:

-"Ey Muhammed! Artık nöbet, sıra zorunlu değil senin için. Nöbeti, sırası gelse bile, dilediğin karınla cinsel birleşmeyi erteleyebilir, ondan önce dilediğin karınla yatabilirsin."

Sözün özü: Kuran'ın tanrısı, Muhammed'in, karılarıyla olan cinsel ilişki düzenindeki işini kolaylaştırıyor. ilişkiyi sıraya koyma zorunluğunu kaldırıyor. "Hangi karınla ne zaman yatmak istersen özgürsün" diyor.

işte bunun üzerine Aişe dayanamayıp o sözü söylüyor:

-"Görüyorum ki senin Efendi Tanrı'n, senin şeyinin keyfini ..."

Aişe, bu durumu daha sonra, Ahzap'ın 51. Ayeti gelince anladığını; 50. Ayet geldiğindeyse bunu pek anlayamadığını ve o nedenle, 50.ayette, Peygambere kendini (hem de mehirsiz olarak) verebilecek kadından söz edilince şu tepkiyi gösterdiğini belirtiyor:

-"Olacak şey mi? Bir kadın utanmaz mı ki, kendini bir erkeğe armağan etsin?" (Tecrid, hadis no:1721)

Karılar içinde ayrıcalıklı olanlar:

Muhammed, kimi karılarını daha çok severdi. Kimini de daha çok tutardı. En çok tuttuğu karılarının başında Aişe geliyordu. Ebubekir'in kızıydı, o nedenle de etkiliydi. Zaman zaman Muhammed'e kafa tutar gibi durumları bile olabiliyordu. Zeki de olduğu için, birtakım ayrıcalıklar sağlayabilmişti. Muhammed'in cinsel ilişkilerindeki sıra düzeni bozulunca, karılar içinde en çok yararlanan o olmuştu. Boşamasın diye Muhammed'in hoşnutluğunu kazanmak isteyen yaşlı ortağı Sevde Bint Zem'a'nın "gün"ünü almıştı. Başka kumaların gününde de Muhammed'le yatabilirdi. Muhammed istediğinde, kendi günüyse başkasına vermezdi. Muhammed'in canı başka kadınla yatmak istese bile vermezdi gününü, sırasını.

Aişe: "Günümü kimseye vermem"!

Aişe'nin anlattığına göre: Muhammed'e, herhangi bir karısının gününü, sırasını gözetmeksizin; dilediği karısıyla dilediği zaman yatma özgürlüğü veren "ayet", yani Ahzab suresinin 51. ayeti geldikten sonra da, Muhammed'in Aişe'nin gününde başka kadınla yatmak istediğinde Aişe'den izin alma gereği duyardı. izin isterdi ama Aişe geri çevirirdi:

-"Eğer izin verme, vermeme yetkim varsa vermek istemiyorum. Tanrı elçisi! Bilesin ki hiçbir kimseyi sana (seninle yatmaya) yeğ tutmam."( Bkz. Buhari, e's-Sahih, Kitabu Tefsiri'l-Kur'an/33/7)

Hadisten anlaşıldığına göre, Aişe'nin bu karşı koyuşuna Muhammed artık ses çıkarmamış; "Ayet var. Ayet bana istediğim zaman dilediğim karımla yatma yetkisini vermiştir" dememiş ya da diyememişti.

Muhammed'in karıları arasında hizipleşme

Peygamberin karıları iki hizibe ayrılmıştı: Bir kesimde Aişe, Safiyye ve Sevde vardı. Öbür kesimdeyse Ümmü Seleme ve peygamberin öteki karıları. Müslümanlar, peygamberin Aişe'ye olan sevgisini biliyorlar; o nedenle depeygambere bir armağanda bulumak isteyen biri olduğunda armağanı sunmayı geciktirir; peygamber Aişe'nin odasına gittiğinde sunardı.

Muhammed' in Karıları: "Adalet isteriz!"

Bunu üzerine, Ümmü Seleme hizibi söylenmeye başlandı. Bu kesimde olan kadınlar gidip Ümmü Seleme ile konuştular:

-Ümmü Seleme! Peygambere söyle. Herkesle konuşsun; Peygambere kim bir armağan vermek isterse, peygamberin hangi karısının yanında bulunduğuna bakmaksızın armağanını sunmasını duyursun.

Muhammed aldırmıyor:

Ümmü Seleme, karıların dediklerini peygambere söyledi. Ama peygamber bir şey söylemedi. Karılar gelip Ümmü Seleme'ye sordular:

-Ne dedi peygamber?

-Bana bir şey demedi.

-Öyleyse bir kez daha söyle ona!

Ümmü Seleme, kendi gününde (ilişki için) geldiğinde peygambere yine söyledi. Ne var ki peygamber ona yine bir şey söylemedi. Kadınlar sorunca yine "peygamber bana bir şey söylemedi" dedi. Kadınlar da, "sana karşılık verinceye kadar söyle ona söylediklerimizi" dediler. Peygamber cinsel ilişki için dönüp geldiğinde, Ümmü Seleme ona kadınların dediklerini yine anlattı. Bu kez peygamber konuştu:



Muhammed: "Bana vahiy, yalnızca Aişe'nin gününde geliyor"!

-Aişe konusunda beni üzme! Bil ki, hiçbir kadın koynumdayken bana vahiy gelmez de, yalnızca o koynumda bulunduğu sırada bana vahiy gelir.

Bunun üzerine Ümmü Seleme şöyle dedi:

-Ey Tanrı Elçisi! Seni üzdüğüm için tanrıya sığınıp tevbe ediyorum!

Karılar, Muhammed'in kızı Fatıma'yı araya koyuyorlar:

Aynı kadınlar sonra peygamberin kızı Fatıma'ya başvurdular; onu peygambere gönderdiler. Şöyle demesini istediler:

-Karıların tanrı için senden, Ebubekir'in kızı (Aişe) konusunda (kayırmayı bırakıp) adaletli davranmanı istiyorlar.

Fatıma'nın aracılığı da bir sonuç vermiyor:

Fatıma da peygamberle konuşup kadınların dediklerini iletti. Peygamberse şöyle karşılık verdi:

-Kızcağızım (sevgili kızım)! Benim her sevdiğimi sen sevmezmisin?

Fatıma karşılık olarak:

-Evet!

Peygamber:

-Öyleyse sen de Aişe'yi sev!

49 yaşındaki adam (Muhammed), 6 yaşındaki bir çocuk (Aişe) ile evleniyor:

Yine Aişe'nin kendisinin anlattığını dile getiren bir hadis:

Bu hadisin başında, Aişe aynen şöyle diyor:

-"Peygamber benimle evlendi; ben o sırada 6 yaşındaydım."

Evet, bir yanda 49 yaşındaki Muhammed, öbür yanda 6 yaşındaki Aişe evleniyorlar. Muhammed ile evlendiği zaman Aişe'nin 6 yaşında olduğunun islam dünyasında kabulu zorunlu. Çünkü bunu anlatan hadis, tartışmasız sağlam (sahih) kabul edilir. Bu hadisi, islam dünyasında en sağlam olarak benimsenegelmiş olan Buhari'nin ve Müslim'in E's-Sahih’lerinde de buluyoruz.

Anlatıldığına göre evlilik gerçekleşiyor ama yine de 3 yıl kadar zifaf (yani cinsel birleşme) gerçekleşmiyor. Bu süre geçtikten sonra oluyor zifaf !

Aişe 9 yaşındayken 52 yaşındaki Muhammed ile gerdeğe giriyor:

Hadisi izleyelim. Aişe anlatıyor:

-"Ve be dokuz yaşındayken benimle gerdeğe girdi. Medine'ye göçmüştük. Haris ibn Hazrec oğullarına konuk olduk. O sırada sıtmaya yakalandım. Saçlarım döküldü. Saçlarım yeniden geldi; bölükler oluştu. Annem Ümmü Ruman bana geldi. Arkadaşlarım ile birlikte salıncakta sallanıyorduk. Annem beni çağırdı. Yanına gittim. Benden ne istediğini bilmiyordum. Elimi tutup alıp götürdü. Evin kapısına gelince durdu. Soluk soluğa kalmıştım. Sonunda soluğum biraz yatıştı. Annem, sonra biraz su alıp yüzüme başıma değdirdi. Sonra beni eve soktu. Bir de baktım ki bir takım Medineli kadınlar. Evdeler. Bana şöyle demeye başladılar:

-Hayırlı, bereketli olsun. iyi şanslar.

Annem beni bu kadınlara teslim etti. Bunlar benim saçımı başımı yıkadılar, beni güzel bir biçimde hazırladılar. Peygamberle birden karşılaşmaktan başka hiçbir şey beni korkutmamıştı. Kadınlar, beni ona teslim ettiler. Ve ben o sıralar 9 yaşındaydım."

Aişe, Muhammed'in koynuna verilmek üzere götürüldüğünde, salıncakta sallanıp oynayan bir oyun çocuğuydu. Yani Muhammed, 52 yaşında böylesine bir çocukla cinsel birleşimde bulunmuştu.

- alıntı -

kaynak: http://tinyurl.com/ylcnbnt
(bkz: ohooooooooo)

(bkz: bitmeyen geyik)
uzatmadan ve eksi oy falan almayı göze alaraktan yazıyorum.peygamber ailesinden geliyorum , gerekli kaynaklar çok geniş bir şekilde bende mevcuttur. hz.muhammeed aişe ile aişe yi korumak için evlenmiştir. 52 yaşındaki adam 9 yaşındaki çocukla gerdeğe girmiş , yok aişe nin hadislerinde yazıyormuş.

peygamberin ilk hadislerinin ölümünden 200 yıl sonra yazılmaya başlandığını düşünürsek , hadislere ne kadar güvenebileceğimiz ortadadır.

evet hadi seri eksileyin ne halt yerseniz yiyin.

edit:bu evlilik gerçek anlamda bir evlilik karı koca ilişkisi değildir.daha çok evlat edinme gibi düşünebilirsiniz .yukarda eksik yazmışım özür.
külliyen iftiradır.

muhammed peygamber asla bir çocukla evlenmemiş ve böyle bir rezilliğin müsebbibi olmamıştır.

hadislerle islamın içine sokulan emevi yalanları ve dinsizliklerinin araştırmaktan ve okumaktan aciz kişiciklerin dilinde sakız olması sonucu söylenir olmuş yalanın daniskasıdır.

(bkz: götünden başlık uydurmak)
o dönemle bu dönemi ayırırsak bence bir problem söz konusu değildir. bahsettiğimiz dönem 600'lü yıllar ve yer olarak arabistan'tan bahsediyoruz. o dönemde yapılan bir çok şey elbette bize illegal ya da ahlaksızca gelebilir. önemli olan "peygamber 6 yaşında çocukla evlendi hadi bizde 6 yaşında çocukla evlenelim" tarzı olaylara girilmemesidir.

dönemi ve ortamı bilmediğim için peygamber'in 9 yaşında bir çocukla cinsel ilişkiye girmesini normal karşılarım. kaldı ki aramızda nineleri 11-12 yaşında evlenen kimse yok mudur?

kökten dinci biri değilim bu tarz başlıkların amacınında peygamberi ve müslümanlığı yıpratılması olduğunun farkındayım. müslümanlığı yıpratmak yerine, müslümanlığı yanlış kullanan insanları hedef almak daha doğru olur kanımca. gerçek müslümanları tanısanız ki ben bir kaçıyla tanışma şerefine erdim. inanın bana harika insanlardır.
önce o hadisin kaynağını, kimin söylediğini, hangi fıkıh yada ilim kitabının kaçıncı sayfasında geçtiğini söylede bizde bakalım. ayrıca her hadis kitabi doğru değildir. bende şu anda otursam bir kaç bin sayfalık hadis kitabını çok rahat bir şekilde götümden atarım.

(bkz: hayallerde yaşıyor bazı i)
(bkz: kuran a inanmayan insanın hadisi kaynak göstermesi)
hz. adem bedir savaşında hz. yusuf'u gözünden vuruyor, bunu gören peygamber hz. davut'a çok kırılıyor.bu olaydan sonra hz. süleyman müslüman olmasına rağmen peygamberimiz ona "benim gözüme gözükme, alerjim var" diyor...

bunun gibi oldu üstat.ben neresini düzelteyim?
kız çocuklarının diri diri gömüldüğü dönemlerde müslüman olmayanların dahi karılarını, evlerini teslim edebilecek kadar güvenilir olan bir insan hakkında atılan bir iftiradır.

(bkz: muhammed ül emin)
sözlükte nasıl ortalık karıştırılır, dine, dile, ırka, namusa afedersin bok atıldığında süper tepki çekersiniz. yeni nesiller bakmayın siz ona buna, alıntılarla kimbilir kimin yazdığı bir iftiraya inanmayın kardeşlerim.

bunlar istisnadır. yazarlık vasfı kolay elde edilmez.
iftiranın en büyüğüdür.

okuyun amına koyayım;

http://www.hurriyet.com.t...sp?yazarid=277&gid=61
(bkz: yok artık lebron james)
(bkz: portakal ordakal)
"benim" kaynaklarıma göre (gecenin bi yarısı töbe töbe) aişe 12 yaşındayken peygamber tarafından evlat ediliyor, ama evlilik olarak geçiyor.foruma döndürmemek için özel mesaja çağırıyorum . *
binlerce din alimi diyor yok öyle bir şey ! yoktur efendim iki savunucusu vardır bunun biri torunu yaşında evlenen adamlar biri islama düşmanlığı marifet sananlar kısacası savunanlardanda anlaşılacağı üzere önemsenmesine neden yoktur.
984356849358693485698 yerde 98993458693845698345683 milyon kere konu açılmış bir tanım daha. Kendi içinde çelişkiler varken ve defalarca kere 6 yaş 9 yaş olmadığı ispat edilmişken hala yeni birşey bulmuş gibi başlık zırlamaktan başka birşey değil.

Hz.aişe hem koskoca peygambere "senin tanrın" diye hitap edecek (ki kendisi ilk müslüman olanlardan ve bir müslüman peygambere "senin tanrın" demez, hem de sıramı vermem diyecek.. Hem de 6 yaşında.. komiksiniz.
Araplar da kızın yaşının ergenlik ile sayılmaya başladığı dönemlerden kalma bir yaş hesabıdır. ergenlik + 9 = hz. Aişe validemizin gerçek yaşı.
imam osurursa cemaat sıçar.

(bkz: hüseyin üzmez)
kabul edilmeyen, edilmek istenmeyen bir gerçek.
şüphesiz ki, peygamberin ona çocuk görünmemiş biriyle evlenmesidir.
(bkz: child relativity)
(bkz: 12 9 6 yok mu indiren)

hz. peygamber efendimiz üç yaşında bile evlense hak dairesinde evlenmiştir. başka bir arzunuz.
kendi savunduğu fikirlere laf söylenince ağzından salya akıtarak etrafa kanlı gözlerle nefret saçan, fakat başkalarının saygı duyduğu değerlere amansızca saldırmaktan geri durmayan, dine laf atarak popülarite kazanmayı düşünenlerin açtığı başlık.
yine alıntı iftira durumu ortadır ki bir kez araştırılıp okundugunda mantıklı olarak gerçekler ortaya çıkar. kuranı okurken hep açık aramaktan başka bir dert bulamayanlar için ;

hz aişe nin ablası esma 100 yaşına kadar yaşamış olup hicretin 73. senesinde ölmüştür. hz aişe ablasından 10 yaş küçük olup esma hicrette 27 yaşındaydı. esma hatun 27 olduguna göre hz aişe o dönemde 17 yaşında olur. öncesinde hz aişe cübeyr ile nişanlıydı ve dini konularda uzlaşamadıkları için nişan bozulmuştu. şevval ayında yani hicretin 2. sırasında evlenen hz aişe ortalama 18 yaşında oldugu ortadır.

kuran da geçen ayetler incelemeye alındıgında kamer süresi iniyorken ''oynayan bir çocuktum'' diyor yani oyun oyanacak durumu bildigi kadar büyük. kamer süresi ilk gelen ayetlerdendir yani peygamberimizin 4. senesine denk gelen ayettir. bu sıralarda oynayan bir çocuk durumununda olan hz aişe varsayılan 9 yaşında oldugunu kabul edersek yani aklı birşeyleri hatırlayacak çagda oldugunu düşünürsek ve peygamberimiz hicretin 2. yarısında evlendigi gerçeginide ortaya katarsak hz aişe bariz bir şekilde 18-19 yaşında oldugu ortaya çıkacaktır. peygamberimizle 9 sene evli kalmıştır. ölümünde 74 yaşındaydı peygamberimiz öldügünde ise 48 yaşındaydı. küçük bir matematik yaparsak 74-48-9 eşittir ile gerçek yaşı ortalama olarak çözebilirsiniz.

not: tabi bu eksilenir. anlamanız beklenmez ama en azından açık aramaktan vazgeçin herkes kendi inancını yaşasın. zor degil.

büdüt: geri kafalı yoboz anlayışsız kişiler kim görebiliyoruz şu açıklamaya eksi verenleri. sorun eksi almak degil kayıp yok ama üzücü olan hiç birşey anlamayacak olmanız.
e hani turan dursun eksik burada.
müslümanım diyen dallamaların, kuran haricindeki her boku püsürü baz alıp; kendine alim diyerek kuran'ın apaçık olduğuna yemin eden allah'ın lafzına karşı gelip kuran açıklaması yapan gavatların ortak olarak ortaya koydukları bir düşüncedir.

bu düşünce zaman içerisinde bir kısım "batıllar" tarafından sahih dahi sayılmıştır. hatta o kadar ki; suudiler buna sırt dayamaktadır.

peygamberin yaşamı, kuranda ortaya konulduğu kadarıyla örnek olmalıdır. "sünnet" diyerek işin bokunu çıkartmak, kitap dışına çıkara anane ile din yaşamaktır. biz bunu ancak 4-5 bin yıl evvel şamanken yapmaktaydık. şimdi din adına elimizde allah'ın gönderdiği bir kitap var; ancak halen hurafe, hacı-hoca-molla peşindeyiz. yazık.

oysa ortada kesin bir kanıt vardır ki; hz.ayşenin kendisinden tam 10 yaş büyük "esma" isimli bir ablası vardır. esma, hicretten tam 73 yıl sonra 100 yaşındayken ölmüştür. bu da hz.ayşenin hicrette iken yaşının 17 olduğunu gösterir.