bugün

yaşam sevincinin yerini ruh boşluğuna bıraktığı andır..
nedendir bilemezsin binlerce nedenine rağmen yürek yangınını!
huzuru içine sakladığın yada saklandığı andır.
aşık olduğun an.*
kalbının ruhunla gezıntıye cıktıgı an...
antalya atatürk parkında falezlerin üzerindeki bankda elimde biram varken kulağımdawhen you say nothing at all cınlarken, güvenlik görevlisinin gelip 'burda bira içmek yassak'demesi.
sevgisine inandığın insanın haftalar geçmesine rağmen er kişiyi aramaması sonucu oluşacağı andır.
erkan ogur u kaybettigim andır. ** *
lal olmuşsa sevdiğin kabahatin yokken huzurun gider kaçar her ne haltsa . ama herşey anlaşıldığında huzuru kaçacak 1 kişi daha olacak. ....
bir şeylerden şüpheye düştüğün, beynini kurcalayan soruların hızla bölünüp çoğaldığı andır.
finaller öncesindeki hazırlık dönemi.
uyandığın an.
dogduktan sonraki her an.
insanın büyüdüğünü anladığı andır. ama büyüdüğünü anladığı için mi huzur kendisini terketmiştir yoksa huzur kendisini terkettiği için mi büyüdüğünü anlamıştır çözmek zor.
vize ve final haftası.
mutlu oldugu andir. en buyuk huzursuzluk mutlulugu kaybetme korkusudur bundan dolayi insan hem mutlu hem huzurlu olamaz.
(bkz: huzurum kalmadı)
herhangi bir konuda umudunu kaybettiğin an.
MUNTAZAMAN..
yemeğin içinden kıl çıktığı andır efendim.ama dübür kılı gibi de olmaz ki be kardeşim,ne o öyle nerden geldin çorbama.şekilsiz şemalsiz tipsiz seni!çşarı!
hani olur ya bazen, su dikenli hayat yollarinda gecelerden bir gece mahi hülyalar içindeyken birden uyanirsiniz.

kendinizi en verimli ve herşeyin tatli oldugu gök yüzündeki bulutlarin buluttan baska herseye benzediği, sabahlari pejo marka minibuslerin dizel musukisi ile cinladiği geleceğin güzel seyleri mustuladiği zamanlardaymiscisina uyanirsiniz.

bacaklarinizi uyusturan agri sizilarin katresi bile yoktur. sabahlarinizi zehir eden ve ciddi anlamda hayatinizin biteceğine delalet eden öksürük nöbetleri kaf dağinini arkasina hicret etmiştir.

kuşlar civildamakta kırmızı paketten sigaranizi cikartip ilk nefesini içinize cekmeme prensibiyle kibritinizi harlarsiniz.

birden telefon calar. 'allah allah kimdir bu saatte karga sabah brunchını yapmadan arayan?' sualini sormadan telefonu açarsiniz.

telefondacok eskilerden kalma coktan manen öldürdüğünüz ahbabinizin maddi olarak vefat etme haberi vardir.

huzurunuz ve bir nevi trailerini görmüş oldugunuz yasam enrjiniz ikilemlere ve huzursuzluklara tahvil olmustur birden.

huzursuzlugunuzu bogmak en azindan biraz da katlanabilir kirmak için dolabinizdan bir sise cikartirsiniz ve tek buzlu kadehinize bosaltirsiniz.

hayret dünya nasil dönüyor hala?
Herşey güzel giderken, sevgilinizin 'kafam çok karışık', 'ben seni haketmiyorum galiba' gibi saçma sapan ayrılık bahaneleri söylediği andır.. Önce huzur, sonra sevgili terkeder genelde...
(bkz: yalnızlık)

doğru anladım hiç öyle asıl yalnızken huzur bulunur deme..