bugün

huzurun insani terk ettigi an

hani olur ya bazen, su dikenli hayat yollarinda gecelerden bir gece mahi hülyalar içindeyken birden uyanirsiniz.

kendinizi en verimli ve herşeyin tatli oldugu gök yüzündeki bulutlarin buluttan baska herseye benzediği, sabahlari pejo marka minibuslerin dizel musukisi ile cinladiği geleceğin güzel seyleri mustuladiği zamanlardaymiscisina uyanirsiniz.

bacaklarinizi uyusturan agri sizilarin katresi bile yoktur. sabahlarinizi zehir eden ve ciddi anlamda hayatinizin biteceğine delalet eden öksürük nöbetleri kaf dağinini arkasina hicret etmiştir.

kuşlar civildamakta kırmızı paketten sigaranizi cikartip ilk nefesini içinize cekmeme prensibiyle kibritinizi harlarsiniz.

birden telefon calar. 'allah allah kimdir bu saatte karga sabah brunchını yapmadan arayan?' sualini sormadan telefonu açarsiniz.

telefondacok eskilerden kalma coktan manen öldürdüğünüz ahbabinizin maddi olarak vefat etme haberi vardir.

huzurunuz ve bir nevi trailerini görmüş oldugunuz yasam enrjiniz ikilemlere ve huzursuzluklara tahvil olmustur birden.

huzursuzlugunuzu bogmak en azindan biraz da katlanabilir kirmak için dolabinizdan bir sise cikartirsiniz ve tek buzlu kadehinize bosaltirsiniz.

hayret dünya nasil dönüyor hala?