bugün

robert winston'un yazdığı kitap ve aynı zamanda bir belgesel. önsözde her şeyi evrimsel psikoloji ile açıklamaya çalışırsak başarısız olacağımızı ve medeniyet dediğimiz şeyin temellerinden birinin içgüdülerimizi bastırmak olduğunu söylüyor.

benim dikkatimi çeken şeyler olarak;

bekaretin neredeyse her kültürde ve erkek bireylerde bu kadar takıntı olmasının sebeplerinden biri olarak, erkeklerin başkasının çocuğunu büyüterek kendi genlerinin bir sonraki kuşağa aktaramaması ve kaynaklarının hepsinin başkasının çocuğunu büyüterek harcama korkusu olduğunu söylüyor.

erkeklerin seks yapmaya takıntı olmasının sebeplerinden biri olarak da kadınları 'tavlayarak' ne kadar sadık olabileceklerini test etmek olduğunu söylüyor. eğer erkek bir kadınla ilk gecede ilişkiye girebiliyorsa içgüdüsel olarak bu kadının iyi bir eş adayı olmayacağını belirtiyor.

eşlerin birbirlerini aldatma korkusunun altında yatan sebep olarak, kadınların eşleri terk ederse çocukları nasıl büyüteceği ve eğer erkek varlıklı ise de o kaynakları kullanmaktan mahrum kalma korkusu, erkekler için de üstte belirttiğim gibi başkasının çocuğunu büyütme korkusu yüzünden bu kadar çok tedirgin ve kontrolcü olduğunu belirtiyor.

kadınlar için eş arama kriterlerinin mevcut zamanda, varlık, yaş ve cesaret (burada unuttuğum bir şeyler olabilir) olduğunu belirtiyor. erkekler kadınları etkilemek için daha fazla 'kahramanlık' yaptığını belirtiyor. amerika'da kahramanlık ödüllerinin %90'ını erkeklerin aldığını söylüyor. erkeğin cesur olması iş hayatında kendisine üst pozisyon ve maaş olarak geleceği ve kadınların da tercih sebeplerinden birinin bu olduğu söylenebilir.

tecavüz konusunda tecavüzün evrimsel olarak avantajı olduğunu, erkeklerin çocuk büyütmekle uğraşmayarak kendi genini bir sonraki kuşağa aktarabilme kolaylığı yüzünden evrimsel geçmişimizde bunun olduğunu belirtiyor. buna karşı argüman olarak da orgazm yaşanmadığı sürece spermlerin yumurtaya tutunma ihtimalinin düşük olduğunu belirtiyor.