bugün

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek imzasıyla RTÜK'e gönderilen yazıda, ''Hakkari'nin Dağlıca bölgesinde meydana gelen terörist saldırılarla ilgili olarak; kamu düzenini ve halkın moral değerlerini olumsuz etkileyen, güvenlik güçlerine dönük zaaf imajı yayan, toplumsal psikolojiyi olumsuz etkileyen'' radyo ve televizyon yayınlarının durdurulması istendi. RTÜK, bu talebi bütün yayın kuruluşlarına tebliğ etti.
hükümetin acizliğinin son meyvesi. eleştirilere cevap verip halkı bilgilendireceklerine sansür koyuyorlar.
isviçre de; hiç bir yayın organı ülke hakkında gelişen olayları yayınlamıyor, yazmıyor, çizmiyor, başkaları zaaf belleyip hainlik yada başka işller geliştirmesinler diye. sebebi bu olamaz mı?
nefis uygulama.

götü boklu sözlükte bile daha askere gitmemiş, haritada kandil dağının yerini gösteremeyecek civcivlerin 2 günde orgeneral kesilip, strateji belirlediği gerçeği varken az bile.

ağzı olan orgeneral bu memlekette. ha bir de milli takım yenilirse 1 günde teknik direktöre dönüşebiliyorlar.

transformers mubarekler.
zinhaaar olmaz kesinlikle öyle şey. yayın yasağı yapıp halkı bilgilendirmemenin ne faydası var?? şehitlerin kopan kafa, kol, bacaklarının resimlerini, video kayıtlarını bile görmek istiyoruz biz. hem belki pkk'lılar bu görüntüleri izleyip gözyaşları içerisinde biz bir bok yedik diye teslim de olur belki. hasbinallah.
(bkz: herkes uzman oldu amınakoyim)
(bkz: memlekette herkes komutan)
(bkz: yayın sensin yasağı da sana girsin)
medyanın sorduğu kritik sorulara cevap veremeyen ya da vermek istemeyen hükümetin son icraatı.
5 yıldır akp hükümetinin siyasi-terörizme karşı başarısızlıklarının ortaya koyduğu sansür olayı. evet bazı şeyler sansürlenmeli, askerimizin şu saatte şu bölgeye operasyon yapacak şeklinde yayınlar operasyonu baltalamaktadır.
halk uyanmasın da ne olursa olsun diyen hükümetin geciken icraatı. ben bu olaylardan haberimiz olduguna şükrediyorum şahsen. ve radyo-televizyon kanallarında çitten atlayan koyunlar eşliğinde ninni çalınacak günleri de bekliyorum dört gözle.
tamam sansür bazı yerlerde, gizli konularda belki gerekli olabilir ama bu yayın yasağı hiç hoş değil.amerika'da bush hükümetine kızıyorduk basına sansür uyguluyor diye şimdi bunlar başladı.
ha sanki medya gerçekleri yazıyodu da bi de bunun kısıtlanmasını mı istediler diye beni düşüncelere gark ettiren yasaktır. bir milliyetçilik galeyanıdır aldı yürüdü! eğer önüne geçilmezse büyük yanlışların yapılmasına neden olabilecek bir galeyandır ki rüzgar ekenin firtına biçeceği aşikardır. şu ana kadar gündemi meşgul eden olaylar ve medya bizleri terör örgütünün istediği yere doğru kanalize etmektedir, olaylar onların kontrolünde ve onların varmamızı istedikleri yere doğru ilerletilmektedir. can dündarın da belirttiği gibi bu galeyan kürt kardeşlerimize yönelirse karşılaşabileceğimiz durumun 6-7 eylül olaylarından çok daha kanlı ve vahim olacağını da üzülerek belirtmek istiyorum. emekli orgeneraller kuzey ıraga girmenin nasıl zor bir iş olduğunu anlatmaya çabalayadursun, kastamonuda kız meslek lisesi müdürü okulundaki bütün kızları askere aldırmak için dilekçeler vermektedir, neymiş haydin kuzey ırağa gidiyormuşuz.. an itibariyle bu öfke fırtınasını her ne kadar zor da olsa minimuma indirmek herkesin görevidir lakin bahsettiğimiz üzre galeyan çok hassas bir konu üzerinde yayılmaktadır...çok ince çizgilerde dolaştırılmaya mecbur bırakılıyor halkımız.
hükümetin , 'şu anda açıklayamacağımız girişimlerde bulunuyoruz' açıklamasından sonra gayet normal karşılanması gereken hadise.ki böyle bir hazırlık olmasaydı bile , durumun bu kadar açılması şahsi kanaatimce iyi değil.Bu ülkede , şehit haberleri üzerinden prim yapmaya çalışan tiniyette insanlar var ; (bkz: tuncay özkan) , (bkz: bizkackisiyiz com).

ülkenin yavaş yavaş bir politika oluşturmaya başladığının göstergesidir.ha sen bunu "ulan iran mı oluyoruz nedir?" diye değerlendirirsin o da senin zihnindeki peçeden kaynaklanan dar görüşündür , bilemem.
yalan haberlerle yüksek tutulmuş morale sokayım demek istiyorum ama silinip heba olmasın yazım. bu yasağa bile olumlu tepki verebilen yazarları gördükçe içim sızlıyor. haber alma hakkı yasaklanamaz. 8 askerimizin esir alındığını bile illegal sitelerden öğreniyoruz ki onlara da bugun erişim yasağı getirildi.
orada olanı biteni bilmeden nasıl destek olabiliriz anlayamıyorum.
bülent ecevit başbakanlığı döneminde 2 sene uygulanan yasak.
eğer gösterilen haberler pkk ya yarar sağlayacaksa ( şu kadar askerle şu bölgede operasyona çıkıldı, yok şu kadar askeri malzeme bölgeye sevk edildi; oldu olcak operasyon planlarını da yayınlayın) "sokarım(burnumu) haber alma hürriyetine" diyerek, gayet mantıklı karşıladığım istek.
hükümetin kendi acziyetini sansürlemek istemesidir.
zamaninda amerika'nin da irak ile ilgili haberler icin uyguladigi durumla benzerdir. aslinda haklilik payi var. hem halkin moral seviyesini yuksek tutmak hem de yurutulen operasyonun gizliligini korumak adina. akp yandasi degilim, tezkere konusunda da cok kez elestirdim ama aldiklari bu kararin dogru oldugunu dusunuyorum. halkin haber alma ozgurlugunden cok halkin psikolojisini bozmamak ve karsi tarafi sevindirmemek icin hakli bir karardir.
biraz önce izlediğim kanal d ve diğer ana haber bültelerinde, planlan operasyon ve yapılan tum hazılıkların en ince detayına kadar anlatılması, intikal eden birliklerin gösterilmesiyle haklılığı ancak gecikmişliği ispatlanan karardır.Adamlar kuzey ırağa hangi noktalardan girileceğini ,hangi yollardan kaç kilometre ilerleneceğini, hangi birliklerin hangi görevlerini yapacağına kadar her şeyi en ince ayrıntısına kadar ilan ettier.Bu haberleri yapan medya insanları ya gerizakılı yada vatan haini olmalı.
uludağ sözlük gibi herkesin her düşündüğünü rahatça yazdığı bir ortamda nasıl oluyor da bu saçmalık destekleniyor hiç anlamış değilim. bu zamana kadar seda sayanla, ibrahim talıses ve türevleriyle uyutulan halk azcık uyanmaya başlayıca hemen önü kesilmeye çalışılıyor. napalım yani bizim içimizden çıkan gençler şehit düşsün biz de selülitli haberlerimi izleyelim. sansür nasıl desteklenebiliyor ya, hele ki böyle bir konuda.
tabii ki de operasyonla ilgili tüm detayları veren amacını anlayamadığım yayın organları da var ama bu yasak ne kadar bu nedenlerlere dayandırılarak çıkarılmıştır orası da muamma.
sacmalik. Neden görmeyelim hepimizin hakki. Uyanmamiza neden olacak diye mi korkuyorlar acaba?
bu akşam itibari ile uygulanan istektir. hükümetin güdümlü organı rtük; cemil çiçek'in bir dediğini iki etmeyip hemen kararı tv ve radyo kanallarına bildirmiştir. şehit haberi, kayıp asker haberi ve de terör konusu haberlerde işlenemiyecek artık. yeni bir emre kadar.

bunu yüzde 47 istedi. bize de müstehaktır. dünyadan bihaber olalım. gereken bir şey olursa taraflı ve yanlı yabancı basından öğrenelim. pkk tvleri abuk sabuk rahat rahat saçmalasın. çünkü türk vatandaşı evindeki tv'den bu haberleri izleyemeyecek. yasak ne güzel.

uyumaya devam. mesele halkın morali falan değil. biz bilmeyince canım mehmetçik şehit düşmeyecek mi. analar yanmayacak ,çocuklar yetim kalmayacak mı?

yazık yazık.

rahmetli adnan menderes de sansür yapmıştı. ama sansürün sonu yoktur.

başarısızlık sansür ile yasak ile perdelenemez. güneş saati gelince gene doşar. yeter ki; zihinler aydınlık olsun.
burada olan bir sansürleme. desteklenecek savunulacak herhangi bir dayanağı ya da elle tutup gözle görebileceğimiz yanı yok. Hükümetin rtüke ya da herhangi bri başka kuruma kuruluşa böyle bir istekte bulunması sınırlarımız dahilinde yasal değildir.

sebebine gelince; rtük yukarıdan emir alıp bunu hiyerarşik yapıya uygun şekilde tebliğ eder ve bu tebliğin manası kanalınız kapanır olursa, bu noktada rtük kanununa karşı gelinmiş olur.

anayasada bulunan haber alma özgürlüğüne muhalefeti söylemiyorum bile. lakin dayandırılan unsurlar için -moral yükseltme, toplumsal psikolojiyi bozma vb.- yapılabilecek demokratik ve insancıl müdaheler, teşvikler, otoriter davranışlar mevcuttur.

örnek vermek gerekirse hükümetin ya da bizzat başbakanın televizyona çıkıp halkın sakin olmasını, devletin bu sorunu ivedilikle çözeceğini belli etmesi veyahut hükümetin ya da tüm meclisin kanunlar tarafından yetkilendirilmiş rtük ün görevini yerine getirmesi için çağrıda bulunması.

bakın çağrıda bulunması diyorum. Durdurulmasını istemesi ya da emretmesi değil. ikisi aynı şey değildir. bu gibi durumlarda emretmek ve çağrıda bulunmak arasında inceden hallice kalından ince bir taş duvar bulunur. bu duvarda demokrasi ve insanlıktan başka bir şey değildir.

gelelim televizyonlarda yapılanlara. yayınlananlar sadece çocuklar için değil tüm toplum için zararlı boyuta gelmiştir. rtük ün elinde tuttuğu kanal kapatma, yayından kaldırma gibi etkili silahlarını kullanması gerektiğine inanıyorum.

bir başka çözüm olarak yayın yapan kanallara bizzat hükümet ya da meclis tarafından rica mektubu, faksı vs gönderilmesidir. "şu şu konularda rahatsızız, halkın ve askerlerimizin can güvenliği için şu şu şekilde davranmanızı sizden arz ederiz ." gibi insancıl ve makul olunabilir.

özet geçmek gerekirse desteklemeden önce bir oturup düşünmek, olmadı bilgilendirici kitaplar okumak ya da programlar izlemek gerektiğini savunuyorum. sonra biz bunu kast etmemiştik diyerek başlarımızı taşlara, taşları kıçlarımıza vurmayalım.
sözlük yazarlarının artık g.tünden yorum yapamayacakları için çok üzüldüğü kampanya.
unutmayin ki 11 eylul saldirisinda hicbir american kanalinda bir tane bile ceset veya ceset torbasi gorulmemistir. onlar bu durumda verilen zarari sadece resmi aciklamalarla halka duyurmustur. bu nedenle hukumetin hakli olarak istedigi karardir.
utançlarını saklamak isteyen iktidarın olayları örtbas etmek için yaptığı hamlelerdir. keşke iç siyasetteki o artislik hareketleri bide ABD ye karsı yapabilseler. işine gelince kasımpaşalı aslan, gelmeyince bush'un kedisi.