bugün

yüz bin kelime yan yana gelse bunu izah edemez, bu yüzden türümüz insan diye adlandırılıyor, diğerlerinden ayrılabilsin diye.
sebepleri zorunluluk, istek ve ölüm olarak üçe ayrılır. Ölüm de zorunluluk olsa da kastım direkt olarak ' zorunlu olduğu için ölmek' gibi bir şey değil. Ölüm en kötüsü değildir. Başkasının habersizce gitmesinden sonra, hala hayatına devam etmesi ölmesinden daha çok koyar. Üstelik ölmek, zorunluluktan gitme unsurunun açıklanabilir bir nedenidir. isteyerek hoşçakal demeden ayrılmak konusunda yapılacak pek bir yorum yoktur. Ancak geçerli bir sebebi yoksa, (ki sebebi olsa zorunluluktan kategorisine girerdi) bıraktığı kişi arada bir bile aklına gelmiyorsa, ya unutmayı başarıp unutmuştur ya da s*kinde bile olmamıştır. Bu kişi dostun, annen, baban, arkadaşın, eşin, sevgilin gibi çeşitlilikler gösterebilir.
insanı buruk bırakır.
hoşçakal dense gerçekleşmeyecek, ertelenecek ayrılıktır. eninde sonunda bir sürü vakit kaybının ardından tekrar hoşkaçalsız ayrılınılacaktır. o noktaya gelmişse kaçarı yoktur, doğrusudur.
Şüphesiz üzen durum.

Ancak hala sorarım kendime, son kez gördüğünü dahi bilmeden, vedalaşamadan son kez görmek mi; yoksa son kez olduğunu bilerek acı içinde vedalaşmak mı, halen cevap alamadım.