bugün

özlenen ama çabuk bıkılan, hüzünün mevsimi hoşgeldin.
22 gün önce açılması gereken basliktir.
niye geldin sonbahar olarak değiştirilmesi gereken sözcükcük.. biz böyle iyiydik.
23 eylül itibariyle başlayan mevsimdir. gelsin yağmurlu sisli günler.
"sonbahar havası başkadır bilen bilir" lafını özümseyen bir başlık.

önemli olan; bu ortamda havasını soludukça içine çöken kasveti bir kenara bırakıp tüm doğa ananın verdiği acımtırak ve sararmış ağaçların ölümünü umursamadan sevebilmek yeniden.
yeşertebilmek içinde kalan onca açık sarı tonda olan ağaç yapraklarını.
sevdikçe bir kez daha aşk şarabı ile sulamak yüreğindeki her bir canlıyı.
şarap demişken; kırmızının tadı daha bir başkadır sonbahar da ve bir o kadar da güzeldir hafif serin havalarda.
"gözlerin içinde kaybolup gitmek vardı şimdi..." diyeli kaç yıl oldu bilmiyorum amma yüreğimin içindeki çocuğun hıçkırıkları hiç susmadı sen gittiğinden beri.
bir sonbahardı yine.
aylardan kasım.
günlerden bir cumartesi...
neden bunca anıyı hala aynı tazelikle hissedebiliyorum diye sormak istedikçe kendime; bir bıçak saplanıyor sol göğsüme...
özlemek mi?
nefret mi?
acı mı?
bilmiyorum...
bilsem bile; bilmek kelimesinin anlamını dahi unutmaya hazırım.
öyle bir şey işte sonbahar...
sevdikçe sevesin gelir.
acıyor bir yanın ama sevesin gelir.

yusuf sezgin aybey/ son'bahar
Ve istanbul'a yağmurla geldi... Hiç gitme sen sonbahar. Hep bizimle kal.
Takvimlere göre geldi, Hayırlı olsun.
en sevdiğim mevsim be yehhuu..
(bkz: yoo)
Geçen hafta gördüm leyleklerde göç ediyordu. Bir sürü.