bugün

içimizdekileri eşeleyip disariya cikarmak, diger bir deyimle animsamaktir. yil 1991 okulu yeni bitirmistim, bende diger kardeslerim gibi okuma arzusuyla, ögretmenime benide "söyledikleri sinava" yazdirmalarini istemistim. amcam ögretmendi ve sorgusus sualsiz evet dedi "elbetteki sende katilacaksin. ben se içimden geciriyordum babamin verecegi cevabi! abilerin okuyor, kizim sen koca evine gideceksin nasil olsa okumasanda olur sözleri gözlerini kacirarak. kiziyordum icten ice, nasil bukadar cahilce dusunebilir sorusuna bir cevab bekliyordum, kucucuk beynim ve zihniyetimle, halime bakmayip sorumun cevabini bekledim taki alana kadar. amcam topluca okumak isteyen tum ögrencileri sinava göturdu beni de. sinav sonuclarinin iki hafta sonra belli olmasiyla, kazandigim mujdesini verdim babama, kendimden emin ve kararli bir sekilde,babam'sa sessiz ! gercek şu ki bir süre sonra hersey tatli bir ani olarak kaldi içimde. "nerden bilirdim ki! okula basladigim gün, noktayi kendimin koyacagimi. bazen düsünemedigimiz göremedigimiz "maddi imkansizliklarin" anne ve babalari sessiz birakacagini. bildigim ve gördügüm tek sey,tüm ebeveyn'lerin cocuklarini iyi bir sekilde yasatip okutabilme arzusu.*
yıllar önce, üniversite dönemleri;

arabası olan erkeklere ilgi duyduğunu istihbar edindiğim bir hatunu bir şekilde ayarlıyorum. ilk günden evine de davet ediliyorum. evde içiyoruz, eğleniyoruz buraları kısa geçiyorum*, hatun kişinin "hadi beni arabanla gezdir." demesiyle şaşırıp kalıyorum.

otobüsle gelmişim evine, ama sözde arabam var, bir bahane bulmam gerekiyor oysa hatun çok ısrarlı. derken 5-10 dakika içerisinde kendimi asansörde buluyorum.

sokağa çıkıyoruz;

--spoiler--
-hangisi senin araban canım?
+hımmm...şurdaki beyaz broadway... *
-hadi binelim, uçur beni aşkım!
--spoiler--

elimi cebime atıyorum, sadece ev anahtarı var, kale marka. ve bir umut belki kapı açılır diye arabaya yanaşıp anahtarı zorluyorum kapıya. nafile açılmıyor.

kıza dönüyorum ve;

--spoiler--
+otobüsle geldim otobüsle dönerim, arabam olmasa da adamı böyle s...rim!
--spoiler--

ve koşarak uzaklaşıyorum. o an nerden de uydurdum, hala hatırlar gülerim.
cocukluk anilaridir.
üniversitede final dönemi strese girmiş bir delüğanlı bir otele stres atmaya* gider.

döndüğünde meraklı arkadaşları soruları patlatır.

- ee hatun nasıldı? türk müydü?
+ yok ya, romanyalıydı.
-hiç muhabbet ettiniz mi? nasıl düşmüş sordun mu?
+ biraz konuştuk. kız işletme bölümü mezunu.
- yapma yav. hem de üniversite mezunu !
+ yüksek lisans bile yapmış ama iş olmayınca...
- hasstır ya. ben böyle işin .mına korum be abi.
+ ben de oyle yaptım zaten.
* *
ilk sevişilen anlar olabilir.
+hagi aldı. jardel ofsayttan çıktı, hagii çok sert nefiss bir goool haaaagiiii haaaaagi.

sabri ugan.

aklımdan çıkmaz.
(bkz: anılar 9)
+deivid deivid deivid. bu gole şapkada çıkartılır ayakta da aklışlanır. Müthişşş Müthişş.

emre tilev.
daha ilk gündü. sınıfın bir köşesine oturmuş mal mal etrafa bakıyordum. 3. tenefüstü. bir önceki derste öğretmen 'sınıftan fotokopi parası toplar mısın fotokopi çektirip dağıtayım.' demişti. o paraları toplarken ben onu izliyordum. bir anda karşıma geldi. dalmışım. karşımda görünce heyecanlandım ve benden 50 krş istedi. cüzdanıma elimi attım. bir 20lik geldi. uzattım. 'başka param yok malesef' dedim. gözlerime baktı. 'önemli değil dedi ve güldü.' sonra başkalarından para tahsil etmeye gitti. arkasından baktım, baktım, baktım... aşık olmuştum.
5. sınıfın 2. döneminin ilk günü. o gün kız arkadaşım tarafından bir tartışmaya girip benim jr. a tekme yemiştim.o günü hayatta unutamam. *
ilk alınan zayıf not.
sünnet olduğum sabah.
en kralı için (bkz: aşkım çorapların da ıslandı mı)
ilkokul 1.sınıf, aşı günü. minik fb3535 aşı gününden bi kaç hafta öncesi bi aşı olmuştur ama aşının adı ve işlevi hakkında bir bilgisi olmadığı için aşı gününü pas geçeceğini zannedip ortalıkta babalar gibi dolanmaktadır.
(+: sınıftaki en fırlama eleman f: ben a: anne fb3535)
+ anneaaa ben aşı olmıcam yeaa. böhüüüüü
f olum ne ağlıyon len hiç acımıyo ben aşı oldum geçen haftalarda hiçbişe olmuyo. erkek adam ağlarmı len.
+ sen rahatsın tabi o iğne sana değil bana sokulcak
f nolcak olum yine aşı ol desinler yine olurum

( bu arada anne fb3535 ile hemşire konuşuyorlardır ve minik fb3535 nin aşı olması gerektiği anlaşılmıştır)

a hadi evladım sende aşı olacaksın sıva kolunu bakalım
f yeaa ben daha geçen hafta oldum taammı bidaha olmam
a hemşire abla aşı olman gerektiğini söylüyo ama
f olmıcam ben aşı maşı, haydaaa zorlamı. böhüüüü
(akabinde minik fb3535 koridorlarda umarsızca koşturur)

akşam vakti...

f yeter yea acıyo zaten bidaha okula mokula gitmicem, rezil oldum kızlara.
cumhuriyet bayramı için düzenlenen futbol turnuvasında (eskiden ilçelerde yapılırdı her bayram şimdi yapılırmı bilmem) babamda ilçenin ileri gelenlerinden olduğu için takımda oynayacak.
maçın olacağı stad öyle meralıkta tel örgüyle çevrili bir yer, millet tel örgünün arkasından seyrediyor maçı bende ufağım bakıyorum babam bir garip geliyor şortla falan maç başlıyor, aslına bakarsanız babam yaş olarakta yaşlı diğerlerinden santradan topu alıyor önünde yavaş yavaş gidiyor topla beraber karşıdan çocuğun biri kopartmış geliyor üstüne "aha diyorum yedi bizim pederi" hızla yaklaşıyor 5 mt. 3mt. 2. 1. derken çocuk tam topa vuracakken babam incecik bir bilek hareketi ile topu zınk diye önüne alıyor ve ayağını boşa sallayan genç bir an yerçekiminden kurtulmuş gibi olsa da daha sonra yerçekimine yenilip kafa üstü çakılıyor o anda "vay müdür bey'e bak maradona hareketi yaptı " diyorlar babamda topu önüne çekmesiyle beraber ok gibi içeri dalıyor bir defans oyuncusunuda kıç üstü oturttuktan sonra golü atıyor yürüye yürüye santraya geliyor a kadar ani atıyorki golü santraya geldiğinde kıç üstü oturan defans oyuncusu hala aynı şekilde oturmaya devam ediyor (bu anı hayatım boyunca hiç unutmadım) maç devam ediyor sonra babam hiç top almıyor takılıyo sağda solda koşmuyoda arada göz kırpıyo bana falan ilk devrenin sonlarına doğru gol atıyor karşı takım,
santra oluyor babam santradan aldığı top ile yine yavaş yavaş ilerlemeye başlıyor rakip kaleye doğru fakat bu sefer üzerine hiç saldıran yok ilk golde deli dana gibi üzerine dalan adam karşısında ama çok temkinli bu sefer babam şöyle bir bakıyor ileri geriliyor uzun pas yapacakmış gibi ama pas atmayıp gayet hızlı bir şekilde elemanın üzerine sürüyor topu eleman iki adım geri attıktan sonra tüm gücüyle atılıyor yine ama babam minicik bir hareketle topu sağından atıp kendisi gayet hızlı bir şekilde solundan geçiyor eleman bakkallara doğru yol alıyor sizin anlayacağınız şaka maka gerçekten yıldırım hızında hareket ediyor anında defans oyuncusuyla karşı karşıya kalıyor defans oyuncusu pozisyonunu kaybetmemek için istemsizce geri geri giderken kaleciyle birbirlerine dolanıyorlar babam tıngır mıngır topu kalenin içine bırakıp yine yürüyerek santraya doğru geliyor sonra da yedek külübesine gidip "benden bu kadar birazda gençler oynasın" deyip maçtan çıkıyor millet "bree bu müdür de ne fena topçuymuş" diyorlar o sırada gururlanıp "benim babam" diyorum ama içimden kendim bile inanamıyorum yaptığı hareketlere seneler sonra öğrendim beşiktaş takımının seçmelerin de yine böyle çalımladığı bir hayvanın arkadan dalması sonucu sakatlanıp transfer olayının yattığını..

senin o gün beni gururlandırdığın kadar ben seni asla gururlandıramayacağım büyük ihtimalle çünkü futbolla aram hiç bir zaman iyi olmadı ama hayatıma çok güzel bir anı kattın teşekkür ederim sana aslan babam....
-ortaokul yıllarında okul duvarının yanına otobüsünü çekip porno izleyip coşan birde üstüne gelin yakından bakın diyen 6o lı yaşlardaki adam.asla unutulmaz.
-gece yolcuşuğundan sonra gittiğin bir kafede 1.5 saar uyuyakalmak..
hakkında konuştuğum kişi arkama dikilip şlap diye enseme vurmuştu.
Yaşlanınca hepsini bir bir hatırlamaya başlayacağız.
ilkokulda bana aşık olduğunu öğrenip sonradan benim de hoşlanmaya başladığım bir çocuk vardı. çocuk son sene aramıza sonradan katılan bir kıza yakın davrandı diye çocuğu kenara çekip tüm acımasızlığımla "x güzel kız, sana ayarlayalım mı?" demiştim de çocuk ne tepki vereceğini şaşırıp gülmekle ağlamak arasında arafta kalmıştı. beni de kovaladı zaten. bu duruma ne kadar bozulduğunu ise sonraki dakikalarda en yakın arkadaşlarıyla bana bakıp bakıp dertleşirken gördüğümde anlamıştım.