bugün

erkeklerin ne kadar vefakar, cefakar, sadık, samimi, iyi kalpli, zeki, çalışkan, ahlaklı, naif, ince ruhlu, şair ruhlu, edebi ruhlu olduğuna delil olabilecek, kuvvetli argümanlara dayanan iddiadır.
Aşk acısı çeken bi kadına denk gelmemiş yazar beyanı.
Yanlış önermedir çünkü Aşk acısı çekilir ve bir süre sonra biter olması gereken budur. Üzüyorsa, mutsuz ediyorsa ya da gitmeyi seçtiyse yapılacak bir şey yok, Kimsenin ardında yıllarca yas tutulmuyor beyler, üzgünüm. Ayrıca Ayrılığı kabullendikten sonra zaten hisler de tükenmeye başlıyor yani çok da şey yapmayın.
ask acısı çeken kadın genelde savaşcıya benzer acı çektiği ancak sosyal medyadan paylastığı atarlı giderli sözlerden anlaşılır kuaföre gider süslenir püslenir azcik fingirdeklesir erkeklerin gösterdigi ilgi alaka ile incinen kalbinin yaralarını sarmaya çalışır kırılan egosunu tamire ugraşır siz acı cekiyor degilde kasarlasti diye dusunursunuz.

erkeklerin ve kadinlarin acisini disa vurumu cok farkli oluyor

erkek oturup susup icip sicarken
kadin birseyler yapma ihtiyaci hissediyor intikam hirs yenilenme hevesi güdüyor.
Sarsılma olur, kırılma olur, kırgınlık burukluk uzun sürebilir bazen evet. Ama yatak döşek kendini kapatmak herhangi bir yere varıcak bir şey değil
Ben sevdiğimde gerçekten çok seviyorum, bağlandığımda arkadaşlarım korkuyor hatta üzülücem diye, karşımdakine kıyamadan seviyorum çünkü. Ya daha hayatımda sevdiğime trip atamadım, saçma sapan şeylere atarlanmadım. Ben hep anlayışlıydım hep sevecendim. Ama karşınızdaki kişi sizi istemiyorsa yapabilecekleriniz sınırlıdır. Bir yerde ipleri koparmanız gerekir.
Evet böyle kolay olmuyor, ama yeteri kadar zorlayınca oluyor. Ben bile yapabilmişsem yeterli zorlamayla herkes yapar.
Kadınlar ilgisizlik acısı çekerler, hoslandiklari erkek ilgi göstermedigi zaman bunu aşk acısı sanarlar. En azından günümüz ınstagram kızlarının durumu bu. ilgiyi ver tamamdır. Sonra yeni av...
Siz daha balık burcu kadınlarını tanımamışsınız..
bir of çekse karşıki dağlar yıkılır.bağışıklık kazanan virüs gibiyiz haberiniz yok.
erkeklerin daha vefakar, cefakar, sadık, samimi, iyi kalpli, zeki, çalışkan, ahlaklı, naif, ince ruhlu, şair ruhlu, edebi ruhlu olduğunu bir tokat gibi yüzümüze vuran tespittir.
(bkz: alayı fason bunların)
çekenleri bana denk geliyor.
(bkz: saçmalama hakkını kullanmak)
Çabuk sıkılıyorlar herhalde. Bir de şıpsevdi oluyor kadınlar. Aşık olmadan da ilişki yaşayabilşyorlar. iki ilgi görünce yelkenler fora. Sonra ayrılınca da kafalarına dank ediyor; hayatına girecek erkeği seçerken ona tam olarak güvenmek istiyorlar. Bu sefer kimseye yüz vermemeye başlıyorlar. Başkasının intikamını başkasından alıyorlar, sözün kısası.
kadınların bu durumu erkekler kadar dillendirmiyor olması, yahut yazıya ya da şiire dökmüyor olması aşk acısı çekmedikleri anlamına gelmez. ki; sayıları az da olsa gerek türk edebiyatı gerekse dünya edebiyat tarihinde çok güzel örnekleri var.

100 yıl öncesine kadar çalışma, üretme gibi temel insani haklara dahi sahip olamayan kadınların bu ''entelektüel özgürlüğü'' elde edebilmesinin az bir vakti kaldı endişelenmesin sanat ve edebiyat dünyası.

üç büyük şairin en güzel aşk şiirlerini yazabiliyorken, tek bir dize bile yazamadan; ''konuşmak tehlikelidir, içte biriken sözcükleri boşaltmak...'' diyen tomris uyar'a sormak gerek asıl bu soruyu.
Paradoks değil mi bu? Sana aşık birisi senin yanındayken acı çeker mi? Uzakta olması lazım acı çekmesi için ve uzaktaysa acı çektiğini nasıl öğreneceksin?
acı çekmekten ziyade çektirmekte mahirdir kadınlar. ölene kadar çekelim isterler ve başarırlar da.
aşk acısının kafası erkeklere biraz geç geldiğinden mütevellit düşülen yanılgıdır zannımca. dolayısıyla erkeklere ayrılık dank ettiğinde kadın çoktan kendini toparlamış, yüzüne eski gülümsemesini oturtturmuştur.
https://www.uludagsozluk.com/e/41704216/

günümüzde diye başlamak daha doğru olur diye düşünüyorum günümüz öncesi insanlarına saygısızlık etmek olmaz..

günümüz içinde bir ispatı yukarda var işte. çekmesine gerek yok ki istediği herşeyi yapma hakkına sahip olduğunu düşünüyor zaten. seçeneği sınırsız.
Kadınlar için; Sevilmek güç, sevmek ise zayıflıktır.

Gerçekten, kadınlar çok güçlüdür.
Erkek aklı almayacak kadar güçlüdür ve erkek bu gücü algılayacak akla asla sahip olmadığı için kadını hep fizik olarak (%50 de seks bu algıda katkı yapar) kadını koştuğunda geçtiği, bilek güreşinde yendiği, üzerine çıkıp becerdiği biri olarak algıladığı için zayıf görür.

Oysa erkek aklı biraz kadın gibi düşünse (dikkat etmeli, efemine davranışa veya gay olmaya mahâl vermemeli) fizik olarak da kadının daha güçlü olduğunu görecek.

Mesela: doğum da kadın, bir insanın dayanacağı en fazla 45 del acı derecesini 57 del olarak yaşar (kadın insan kategorisine girmez o zaman, onlar melek eheehee) tabi ki bu tek batın da yapılan doğum, ikiz üçüz olursa ve bunun bir anlık gelip geçen kısa süren acı da olmadığını bunun ne anlama geldiğini düşünün.

Üstelik yaşama 3 boyutlu bakabilen, bir yemeği yerken içinde doğan ile biberin tadını ayrı ayrı alabilen ve sonra bunu sentez yapıp yemek de tüm malzeme ile sentezleyen damak zevki olan...

Bir renk de örn: sarının deve tüyü, limoni, altuni gibi 10 çeşit rengi olduğunu gören gözleri olan...

Tom Ford parfümünüz de çikolata vanilya kokusunu hissetmesini boşver de çikolata kokusunu sütlü veya bitter kokuyla bağlanmasını sağlayan burna sahip olan...

Tüm bu uzuvları yönlendiren beyin aynı zamanda ömür boyunca korunma kollanma barınma için program yaparsa, sonunda aldığı mücevherleri geri verecek kadar hiç bir erkekten nefret etmeyen bir canlı ortaya çıkar ve siz kalkıp kadınlar neden aşk acısı çekmez dersiniz.

Çekerler, bu acı erkek algısı duygusu gibi olmaz, genel de intikam alma (terk edilme, aldatılmak, ret edilme, ayrılma boşanma varsa) şeklinde kesip eline verseydim keşke şeklinde kızgınlık olur ki buna aşk acısı denmez.
Ya da ölme gibi durumda korunma ortada kalma gelecek kaygısı ile güzel günlerin özlemi ile aynısından bir daha bulamam korkusu içinde olan karışık duygular yaşanır.
Bu da erkeklerin anlayacağı aşk acısı değildir.

Böyle konulara kafanızı takmayın (ben önemsemiyorum) kadınları anlamaya çalışmayın, onları kaybetmekten başka bir şey elinize geçmez.

Çalışan bir sistem var, bir Bilgisaray tablet telefon...
Onu daha iyi öğreneyim diye yazılımı donanımı ile oynadığınızda onu bozarsın (linux mint notebook'um ile kaç defa bunu yaşadım, sistem kaç defa çöktü) doğa yaşam insan böyle kurulmuş.
Horoz gibi olun, bırakın yumurta mı tavuktan çıkar, tavuk mu yumurtadan problemini; işinizi yapın gerisine kurcalamayın.
Yanlış önerme. Aşk eğer acı varsa aşktır. Birisi ayrılıktan Acı çekmiyorsa aşık olmamıştır da ondan. Geçen gün fransız bilimadamları yaptıkları bir araştırmada balıkların bile aşk acısı çektiklerini keşfetmiş. Eşi yanından alınan balıklar yemeden içmeden kesilip yalnızlaşıyor durgun hareketler sergiliyorlarmış. Seven insan mutlak surette bir müddet acı çeker. Gerçek bu ama birde yaşanan realite var. insanlar egoist ve zevk düşkünü. Halbuki aşk fedakarlık ister. Günümüz ilişkileri (özellille yeni jenerasyon) daha çok yapay yüzeysel nefsani istek arzu ve heves, çıkar ve menfaat koktukları için artık geçerliliğini yitirmekte. Zira tüketim toplumları herşeyi tüketmeye alıştığından "kullan at" mantığıyla hareket ediyor sadece hepsi bu. inşaa etmek zor. Yıkmak 5 dk. Sürer. Para bizi bu hâle getirdi. Uygarlık dedikleri bu işte. Yozlaşmış zavallı aciz bir insanlık dramı.
çünkü elini sallasa 60'ı hazır bekliyor. evet ellisi bile değil.
Aşk acısını iliklerine kadar hisseden erkekte gördüm kadında ama erkekler bi yerden sonra psikopata baglarken kadınlar iyice melankolikleşiyorlar. Hepinize bu dalda başarılar diliyorum

Bol acılı günler..
gerçekten varsa öyle kadınlar tebrik etmek gerek kral hareket.
erkeklerin daha vefakar, cefakar, sadık, samimi, iyi kalpli, zeki, çalışkan, ahlaklı, naif, ince ruhlu, şair ruhlu, edebi ruhlu olduğunu bir tokat gibi yüzümüze vuran tespittir.
siz değrsiz biriyseniz niye çeksin.