bugün

(bkz: hayalet oğuz)
Bu şey değil mi ya? Ben.
ne etliye ne de sütlüye karışırlar. bana dokunmayan yılan bin yaşasın fikrindedirler. kim güçlüyse ondan yanadırlar. fikirleri kaypaktır. asıl rengini belli etmezler. her dönemin insanı olarak hep kazanmak isterler.
(bkz: ben)
Hayatı trafikte geçen insanlar da olabilir.
(bkz: azıcık aşım belasız başım)
hayattaki tek işlevi nefes alıp-vermekten ibaret olan insan türüdür.tüm umutlar, sevgiler, aşklar ve özlemleri tüketmiş ve artık kendini yitirmeyi bekleyerek geçirirler tüm vakitlerini.
hayat köşeli ise giren çıkanı da bilen insanlardır, aman bir tarafımıza batmasın. ortasında yaşamalı, en güzeli her şeyin ortası.
köşeyi dönmeye en yakın olanlardır.
(bkz: akıllı adamlar)
köşe yazarıdır.*
üflesek düşerler.
(bkz: ütüsüz yaka)
(bkz: tutunamayanlar)
ortasındakilere verdikleri acıyı seyrederler.
iki dirhem bir çekirdek giyinip hayal okullarını basan atlılara şampayalarından içirmek için gelmiş ve bunu yapanlara aldırmamış onca insandan tek başına bir insan olmuş kişi.
gece 4-5 suları, istanbul'un sıradan bir mahallesinde, üzerine beş kat mont giymiş, sakalları sararmış, ayakkabısı delinmiş, tırnakları uzamış ve kararmış, adımları yavaşlamış, belki işe yarar diye ceplerine çer çöp doldurmuş, uykudan uzaklaşmış ve donmamak adına ayaklanmış.

okul yolunda, gözleri bozulmuş ve görebilmek adına sizin bardak dibi tabiriyle nitelendirdiğiniz gözlüklerden takmış, küçük vitrinini yine sıcacık eskişehir simitleriyle doldurmuş, paralarını üstü verebilmek adına kuruşlarla bozdurmuş, ayazı, yağmuru, karı ekmek parası inancıyla unutmuş.

çimenlerle ve öncesinde belki de demir parmaklıklarla geçmiş hayatı. belediyenin tayin ettiği işte tırmığa dolamış belki namus belasına kanlı, belki ekmek davasına hırlı ellerini. hatalarını sürümüş her bir sarı yaprakta. hınçla vurmuş tırmığı, hatırlamamak, unutmak umuduyla.

şans dağıtmış hep, kendi şanssızlığı içerisinde. çok para görmüş cüzdanı teslim edilecek ve çok sima mutlu ya da mutsuz. çok adım atmış beyaz şapkası ve kol çantasıyla. rakamlara vurmuş hep hayatı, kuponlar, biletler, kartlar ve paralar üstünde. yanıbaşında olsa da baht sıcak bir restoranda, pahalı bir yemekte kalmış aklı çocuklarıyla oturabileceği.
en uzak geleceği yarın olarak gören insanlardır. günlük yaşarlar. gelecek kaygısını düşünmezler. Dertleri geçmiştir bu kişilerin. Yaşadığı süre boyunca kendi başlarından geçen olumsuzluklara tanrı gibi tapmışlardır. Bunların düzelmesi için aynısının daha iyisini bulmaları gerektiğine inanmışlardır. Şanslarına güvenmezler ama tek çareleri şanslarıdır. Hiç olmayan şansları. Sırf bu sebepten bile köşelerde yaşanır. ucuz bir meyhanenin en kuytu köşesinde kaybetmiş bir ailenin güzel kızına para kazandırabilmek için...
Hayatın köşesinde yaşayan insanları, varoluş kavramını anlayanlar olarak değerlendiriyorum. çünkü her zaman hayatın uç noktasında olduklarını biliyorlar. ve hayatı çevrelerine düşündükleri şekilde anlatıyorlar. bir yaşam biçimi olsa gerek, uç noktada olduğunu bilmek.