bugün

şöyle bir baktım hayatıma, uzaktan...

yaptığım iş cinnet sebebi. normal bir insanı koysan, bir hafta sonra sallanan sandalyesinde kör kedisini sevip boş bir duvara bakar hale gelebilir. ama yine de çok mutluyum, hatta deli mutluyum, hatta ölüyorum mutluluktan, ölsem de kurtulsam.

ara ara gidip geldiğim oluyor tabi ki, her insanda olduğu gibi. çevremdeki insanlar senin gibi olsam diyor, canı sıkılan yanıma oturuyor, konuşmaya çalışıyor. nasıl böyle mutlu olabildiğimi konuşuyorlar. nasıl modumun düşmediği üzerine tezler yazılıyor, doktora araştırmalarına konu oluyorum, bilim kurulu hakkımda makaleler yayınlıyor falan. öyle yani durum.

düşündüm ben de bugün uzun uzun. dedim bu kadar bütçeli projelere ne gerek var. ben size durumu anlatayım, siz de mutlu olun.

1. mutluluk tarifi: bir tutam beklenti...

çevreme bakıyorum, benden çok daha fazla şeye sahip olan insanların çoğu benden daha mutsuz. tabi mantıksız geliyor durum. halbuki onun sahip olduklarından benimkini çıkartıyorum, bildiğin sayı sonsuza ıraksıyor.

ahir ömrümde bu konuya kafayı epey yormuş, sonuçta da olayı çözmüş biri olarak durumu size açıklamak isterim.

mutluluklar beklentilerden ibaret.

sen hayattan 100 birim bekler, 60 birime sahip olursan %60 mutlu olursun. 60 birim bekler, 60 birime sahip olursan %100 mutlu olursun. 40 birim bekler, 60 birime sahip olursan %150 mutlu olursun.

işte bunların hepsi matematik.

velhasıl, mutluluğunuzu arttırmak istiyorsanız hayattan beklentiniz bir tutamdan öteye geçmesin.

mesela yarın, sevgilinizden günaydın mesajı beklemeyin, atarsa ne kadar mutlu olacağınızı göreceksiniz... sıradanlıkları farklılıklara çevirmek, sıradanlıktan zevk almak sizin ellerinizde.

şimdiden afiyet olsun.

(bkz: the rest will be coming soon)
Hedefsiz kalmamak. Küçük küçük kazanılan başarılar bile motivasyonunuzu çok etkiliyor.
Anı güzelleştirip, sonrasında hayata bakalım.
görsel
"nereden geldiğimizi seçemesek de nereye gidebileceğimizi seçebiliriz." *

önünüze bakın, yoksa düşersiniz. kimse de tutup kaldırmaz...
Ölmektir...

Zira bu soktuğumun hayatı güzelleşmez, e insanoğlu da nankör...

En iyisi ölmek, sessiz sakin...
Aşık olmak.
Hatunu sırta alıp koşacaksın, hayat böyle güzelleşiyor.
hayvanlara kol kanat germek.
sevmektir. sevebilmektir. geçmişe fazla takılı kalmamak, yani kötü geçmişe takılı kalmamak ve bunun farkına vardıktan sonra artık yaşadığınızın güzel şeylerin yanınıza kar kalacağını bilmektir. mutlu olmamız gereken anlarda hep fazlasını istediğimiz için o küçükte olsa basit mutluluklara sahip olmayı kaçırıyoruz. işin kötüsü bu mutlulukları kaçırdığımızı idrak edemiyoruz. günün birinde idrak edeceğimiz zaman çok geç olabilir. ne demiş bir şarkıda. kelebek kadar ömrümüz var, sevmek lazım hemen başlayalım.
ilk kural, Yüreğinin sesini dinlemeyi ve kendini önemsemeyi öğrenmektir.

Ne istiyorum, Nasıl Mutlu olabiliyorum, neler bana iyi geliyor..vs.. bu soruların yanıtlarını tespit etmek gerekir.
Sonrası kolay...
Bedenini güzelleştirmekle başlar.
ben yapamıyorum. belki benim yerime yapan birisi çıkar. bu arada ömür bitiyor.
"bazen bir şeyleri bilmemek daha kolay" *

mutlu olmak istiyorsanız geçmişin hatalarından sıyrılmayı öğreneceksiniz. yaşadığınız yeri cennet yapamadığınız sürece, kaçtığınız her yer cehennemdir, unutmayın. nereye kaçarsanız kaçın, kiminle görüşürseniz görüşün, hayatınızı cennete çevirme gücü bir tek sizde, bunu çok iyi bilmelisiniz.

yaşam destek üniteleri iyileşmek istemeyen hastanın sadece nefes alıp vermesini sağlar, ama bitkisel hayattan çıkartamaz. nefes alıp vermeyi yaşamdan saymayanlar için yapacak şey belli, anın kıymetini bilmek.

şimdi bunu okuyunca herkes ben geçmişe bakmam, geçmişle ilgilenmek aptalların işi falan diye atıp tutacak. onlara bu sözüm.

öğrendiğinde üzüleceğin, sana bir faydası olmayan şeyleri öğrenmeye çalışıyorsun ya, mesela az önce aldığın ayakkabının aynısını bir vitrinde gördüğünde girip fiyat soruyorsun, ya da yeni sevgilinin eski sevgililerini araştırıp duruyorsun ya, sen de o aptallardansın işte.

sözümü dinleyin, bir gün için, sadece yaşadığınız anın tadını çıkartın, sadece bir gün için insanlara hal hatır sormayı, onlara gülümsemeyi deneyin, hayat güzel, göreceksiniz.

cennetinize hoş geldiniz.
bitirmektir.
Gerçekten o kadar kolay ki. Hayata umutla bakmak ve kimseye bağlanmamak bence. Sevdiğini sadece seveceksin. Onsuz da yaşayabileceğini bileceksin. Kötüye değil iyiye bakacaksın hep. Sana kötü gelen şeyleri bir bir yok edeceksin. Ha ben yapabiliyor muyum? Asla.
"iple çektiğim bir şeylerin olması güzel." *

iple çektiğiniz bir amacınız olsun bu hayatta ve onun motivasyonu ile yaşayın. çünkü sizlerin yapabilecekleri hayal ettiklerinizle sınırlı...

istenilen bir üniversite, gidilecek bir seyahat, çalışacağınız iş, öğreneceğiniz bir sanat dalı belki. önemli olan hayalinize kavuştuktan sonra bir yenisini bulmanız...

göreceksiniz hayallerinizin peşinden gitmeniz, hayatınızı anlamlandıracaktır ve hayal gücünüz sizi mutlu edecektir.
Çok paran yoksa mümkün değil güzelleştiremezsin.

Boşuna uğraşma.