bugün

30 undan sonra başlar. istersen alma bakalim.
çok fazlası intihar dozuna girer, olmazsa da aç kalacağın konuma getirir la bu.
eğer başbakan falan olmak istiyorsan gereken durumdur.
Erken yaşlanma/ bunama/ hastalık ve yalnızlık sebebidir.
hayattan tam tersine tat alamamaya sebep olur.
imkansızdır. ne kadar ciddiye aldığınızı sanarsanız sanın emin olun hiçbir zaman hakkıyla önemsemeyeceksiniz bu hayatı. suçlar konuşmayayım madem şöyle diyim, önemsiyor olsaydık hastanede ilik nakli bekleyen insanlar ve çocuklar ölmezlerdi, insanlar sokakta kalmazlardı.

sen akşam neskafe içebil diye birileri dün gece aç yattı. dünyadaki hammade aslında tüm insanların. kapitalist düzen, sosyal adaletsizliği getirdiğinden beri bu düzen böyle gidiyor. sen tavuk dürümüne ketçap mayonez sıkılmadığından yakınırken bi' çocuk bu gece de istediği çikolataya kavuşamadı. bunun başlaması senin suçun değil evet. ama devam etmesi senin suçun. benim suçum.

bize aziz nesin gibi adamlar lazım. ve maalesef o iyi adamlar o güzel atlara binip gittiler
zordur. Zira dış dünya iç dünyamızın mükemmellik arayışını tatmin etmez.
Haliyle bir süre sonra içimize kapanır yada düşüncesizce yaklaşırız olaylara, iç dünyamızı bastırmak için.
Hiç huyum değildir. Bu sebeple en yakınlarımla çok tartışmışımdır. Ama hayat ciddiye alınmak için fazla curcunalı değil mi??
Hayatı elbette ciddiye alacaksın. Yaşamak ciddi iştir. Hele ki bu devir de. Gereğine karar veremiyorsan gereğinden fazla yükleneceksin. iyi yaşamak iki kat emek gerektiriyor artık. iki kat emek gereğinden fazla ciddiyet demektir.
Kutlu doğum ciddi bir iştir. Yaşamak çok ciddi. Ve ölmek en ciddisi.

Gereğinden fazla ciddiye alın ki hayatı öldüğünüzde ardınızdan ciddi ciddi konuşulsun.
Rendeler ve Törpüler.
mutsuz olmayı beraberinde getirir.
(bkz: istop oynamaya filli boya kataloğuyla gitmek)
gereği ne kadar ki?
tam tersi olarak hayatı gereğinden fazla ciddiye almamanın çok keyif getireceği durum. ciddiye almamaktan kasıt başı boşvermek değil tabii ki.
ama; bir dünyanın , bir benliğimize yüklediği ağır yükleri hep ciddiye alarak nereye kadar taşıyabiliriz ki. insanız sonuçta. insanın; sapıtmak anlamında değil kesinlikle, lakin eğlenmek anlamında stresten kurtulmak adına, az biraz saçmalama kotasından kullanması gerekir bence.
göreceli bir durumdur.

aslında yanlış olduğu kadar doğrudurda.

çünkü düşünsenize ölüm diye bir gerçek ve sonrasında büyük bir boşluk ve bilinmez var. yaşam bize verilmiş bir hediye ve ayrıcalıktır. kendimizi bu konuda şanslı sayabiliriz. ama bu demek degilki dünya mükemmel biryer.. hayır.

şahsen hiç varolmamayi yada an itibariyle hiçlik içinde kaybolmayi çok isterdim.
Yorar ve yaşlandırır. Tecrübeyle sabittir.
Almamak gerek. Eglenmek lazim.
Önemli olan ahiret.
hayatı ciddiye almayı bir an bırakırsam beni ne bu alemde barındırırlar nede yaşatırlar.
Çok ciddiye almayacaksın ama çok boşlamayacaksın da.

Kapitalizm zaten pek imkan tanimıyor.Zihinlerimiz daraldi malesef.Yillarca oku uğraş,üniversiteler bitir ,işsiz kal. istemediğin mesleklerde çalış,hayallerine ulaşama.Çalış ,didin bi araba bi ev emekli olana kadar zar zor borçla harçla al.Bu yani hayat bize umduklarımızı vermiyorsa biz onu neden ciddiye almalıyız ki.