bugün

sinan akçıl diye bir adam var lan.
çocukluğumun bir bölümü her pazar köşe başında dayımı bekleyerek geçti.

annem ve babam ben çok küçükken ayrıldılar ve annemle birlikte yeni bir hayat kurduk. babama öfkeliydim. bizi bıraktığı, kahraman ikonum rolünü boş bıraktığı için onu affedemiyordum. zaten o da 7 yıl hiç gelmedi bile. bu süre zarfında insan baba rolünü birine biçiyor işte kendince. ben de dayıma biçmiştim. onun tuttuğu takımı tutuyor, hayvanat bahçesine onunla gidiyordum. bi'gün bana bir söz verdi. seni pazar günü maça götüreceğim, dedi. hem de tuttuğumuz takımın maçıydı. çok heyecanlanmıştım. o pazar sabah erkenden kalkıp evin önündeki direğin altında beklemeye başladım. tam 5-6 saat bekledim. gelmedi. annem, gel oğlum gelmez dayın, dedi. dinlemedim. dayım bana her hafta aynı sözü verdi. her hafta inandım. ve o hiç gelmedi. yaklaşık 2 ay böyle geçtikten sonra tuttuğumuz takımın ankara takımı olmadığını, her hafta ankara'da maçı varmış gibi hazırlanmamın aptalca olduğunu anlattılar bana. ben nereden bilecektim ki. ben futbol sevmezdim ve anlamazdım. ben dayım için tutmuştum o takımı. hayat küçük yaşta iki önemli ders vermişti bana: kimseye bağlanma ve kimseye güvenme.
Ville Valo'nun gay olması. içim yanıyor sözlük
kimilerinin etrafında etten duvar örülmesi için fütursuzca kesenin ağzı açılırken, devlet hastanelerinde kanser hastalarının tedavisi için kullanılan cihazların, bırakın yenilenmeyi tamir imkanı dahi bulamamaları.
bu kadar insan para icinde yuzuyorken;bu kadar insanin yokta bogulmasi..
bu kadar insan para icinde yuzuyorken; bu kadar insanin yokta bogulmasi..
Ahiret gunu kimse kimseyi tanimayacakmis.
herkesin kendini iyi bir insan sanması.
Gelecek için çok plan kuruyorum onunla ama ikimizden biri yarin ölebilir ve hayallerimiz yasanmayabilir.
2 hafta önce bugün marmaris'te kamp yapmayı planlıyordum, şuan evsizim. *
Adriana Lima'nın sıçması.
basketbol oyununa bahis yapıyorsun. üst oynuyorsun. son bir dakikaya kadar maç geliyor. 2 sayı kalmış üst olmasına. ama son hucümü kullanmıyor ipneler. lan daha 30 saniye var. 3 tane hucüm yapılır ipneler. lan 2 sayı atsanıza.

neymiş fark olmuş centilmenlikmiş.

vay alpay kılıklı ipnelere bak.

gitti kupon anasını sikim.
% 98 yükleniyor... ve hop elektrikler kesildi.
çöp atmaya gittiğimde göz temasi kurmadan çöpten ekmek ya da karton cikartmaya calisan abiler, amcalar.

insanlar copten yiyecek cikartmaya calisirken kimse adaletten, ekonomiden vs. bahsetmesin.
hiçbir zaman bir mercedes gl 350 alamıcak olmak.
şansın bize hiç gülmemesi. gülmeyi geçtim göz bile kırpmıyo. tam ne zaman "bu sefer olucak" diye biraz umutlansam hep içimde patlıyor.
senin onu sevmen ama onun senin farkına bile varmaması. hatta ümidini kesip konuşmaya bile çalışmaman.
bir kaç yıl önce, istanbul'da kızarmış piliç almaya gitmiştim bahçelievlerde o yayla ışıklarının yanındaki malum kasaba. dışarıda da kağıtçı çocuklar vardı. gözleri pırıl pırıldı lan. asla unutmam. gittim dedim ki arkalardaki bir elemana şurdan şu çocuklara iki tane tavuk ver ama benim oldugumu söyleme.ben çıkınca ver yesinler. mümkünse burada yesinler. iki tavuk 20 lirayla çıkarıp 30 lira vermiştim. üstüne de bir şey içmek isterlerse içsinler istemezlerse onlara verirsin dedim.ben bunu der demez gitti pezeveng tavukları verdi. alın bu abinizden size tşk edin ona dedi. nasıl kızardım bozardım. sinirlendim. be rsp çocuğu ne söylüyorsun. çocuklar bir teşekkür bir teşekkür. gözler de parıl parıl. nasıl öyle kirli çocukların gözleri öyle parlar anlamam. sonra gittim. onlar bu öğünü kurtarmışlardı ama sonraki öğünde ne yiceklerdi lan bunlar. hayatlarını değiştirmedik ki yemek verdik hepi topu. bir anlamı yok yani. paramız mı yok amk sanki starbaksta bi kahveye 20 lira bayılmayı biliyoruz. toplasak o paraları o kimsesiz çocuklara yuva yaparız lan. ama biz doyurup kendimizi tatmin etmekten öte gidemiyoruz.
"her canlının ölümü tadacağını, ama sadece bazılarının hayatı tadacağını öğrendim."
Sen cebinde iphone ile cafede oturup arkadaşınla sohbet ederken, cebinde arabanın anahtarı da varken, annen yaşındaki teyzenin elli kuruşa peçete sattığını görmen. işte bu insanın içini burkar. Yok burkmassa, bir sorun var demektir..
bazı insanların, hz.peygamberin "gece yanan ateş bırakmayın" sözüyle tedbiri öğütlediğini görmezden gelip, tedbirsizlikten ölen işçilere kader kurbanı gözüyle bakması, yürek burkmasından da çok utanç verici.
Dün akşam üstü iş çıkışı eve giderken çöp karıştıran bir gencin yanından geçerken "Kolay Gelsin" dedim. Çocuk gözleri parlayarak o kadar içten eyvallah abi sağolasın dedi ki Allah'a dua ettim herkesin rızkını ver diye.
Adriana lima da aldatildi.
Alışveriş merkezinde 13-14 yaşında bebelerin mcdonals dan aldıkları menüleri 60yaşında bir amcanın toplaması insanın gerçekten ağrına gidiyor. Birde üstüne üstlük acaba bu amcada burda yemek yiyebiliyor mudur yoksa evden mi getiriyordur diye merakla soran bir eş insanın içini burkmuyor değil.
az önce bostancıda içtiğim sodayı atmak için bir çöp arıyordum.biraz ilerledikten sonra kaldırımdan bisikletle assagı indim ileride yol kenarında bir cöp gördüm.cöpleri karıstıran genc bir cocuk vardı konteynırın yanında onu görünce tam atacakken vazgectim.kendimi kötü hissettim epey göz göre göre atamazdım o siseyi.gidip az ileriye attım.