sokakta burnunuz kanar. güneş etkisiyle faşır faşır akmaktadır. kana bulanmamış sol elinizi ceplerinizde zoraki gezdirir ve bir peni bile bulamazsınız. lanet bir peçete alamaz ve öylece kaldırımda oturur mahallede top oynayan çocukların iğrenen bakışları arasında kafanızı yukarı kaldırıp kanın zamanla durmasını beklersiniz. paranız olmadığı gibi kanınızda keşke olmasaydı diye düşünürsünüz. insanlar burnunuz kanıyor diye ağlıyorsunuz sanır.
bir çalışma için çeviri kısmını ben almıştım. yaptığım çevirinin yarısı pcnin azizliği yüzünden buhar olup uçtu bulamıyoruz yani. en sonunda çalışma arkadaşlarından biri yardım edebileceğini söyledi lakin ben bu arkadaşı hiç tanımıyorum. tamam dedim ama yaptığı çeviride şu şöyle olsa sanki daha iyi olmaz mı gibisinden araya bir sürü şey soktum. velhasıl çevirimizi bitirdik. sonunda arkadaşa bölüm ne çalışıyor musun diye sordum. cevabı beni cidden derin düşüncelere itti. ingiliz dili ve edebiyatı okumuş zamanında. şimdi de öğretim görevlisiymiş. bunu duyar duymaz yüce rabbım didim ben kime laf yetiştiriyorum yerini bil didim ve koşarak arkadaşın yanından uzaklaştım.
Lakin şanssızlığım bununla sınırlı kalmadı. Bu arkadaş özel bir ünide görev yapıyordu. Ve bilin bakalım bu arkadaş şimdi oradan ayrıldıktan sonra hangi üninin hangi fakültesinin hangi departmanında görev yapacak? Bari bölümler farklı olsaydı be. Hayatın oyunları vol kaç bilemiyorum artık.
Çok değil daha 2 saat önce olandır.

Film izliyordum. Filmin finaline doğru internet gitti, 10 dakika sonra geldi. Link hata verdi tabi. Sayfayı yeniledim. Film telif hakkı yüzünden kaldırılmış internetten. Hayır durdu durdu, telif hakkı şimdi mi akıllarına geldi. E filmin son 6 dakikası yok bende.

Hayaaat beni neden yoruyosuun...
şuan aklıma bir çok anım gelse de içinden hangisini anlatacağımı seçemediğim olaylar topluluğu.
çölde kutup ayısıyla karşılaşma tarzındaki anılardır.
kimisi tek tük yaşar bunları, kimisine de hayatının her döneminde bir kutup ayısı denk gelmiştir.

sene 97. kutup ayısıyla ilk karşılaşmam.
ilkokul 3. sınıfa başlamışım o yıl. okul müdürü de 2. ve 3. sınıftaki öğrencilerden sınıf atlama durumu olanları istemiş ve teste tabi tutup başarılı olanları üst sınıfa almak istediğini söylemiş öğretmenlere. ayıptır söylemesi okumayı 4 yaşında söktüm. sınıfın da en inek öğrencisiyim. bu durumda hemen ben gelmişim aklına bizim sınıf öğretmeninin.
2. sınıftan 2 eleman ve bizim sınıftan benimle birlikte bir kişi daha bu sınava girdik.
3. sınıfım ama 4. sınıf düzeyinde sorular var, yanlış hatırlamıyorsam 50 tane olacak.
çatır çatır yapıyorum hepsini toplama çarpma türkçe hayat bilgisi cart curt.
lan sonuçlar bir geldi 50 sorudan 15 tanesini doğru yapabilmişim. vay amk. 15 tane lan.
başladım ağlamaya zırlamaya. bırak sınıfın zeki çocuğu olmayı geri zekalı mıydım lan acaba ben?
babam rahmetli toprağı bol olsun gidiyor okula diyor ki hoca hanım bir yanlışlık olabilir mi bu sonuçlarda. sınıf öğretmeni demiş ki ya bizim conta çok heyecanlandı ya da yanlışlık var ben müdür beyle tekrar görüşeyim. tabi o sırada ben kendi sınıfımda okumaya devam ediyorum, aradan 1 ay gibi bir süre geçiyor ve ortaya çıkıyor ki benim cevapları 2. sınıfların cevap anahtarına göre okumuşlar. anasını siktiğimin sınavından 42 tane doğru yapmışım ama 1 aylık süre sonunda tekrar üst sınıfa geçmesin madem kendi sınıfında okusun diyorlar ve ben öylece devam ediyorum.

ha şimdi çok mu önemliydi 3 iken 4 olmak ? sikimde bile değil. o kutup ayısının gelip beni bulmasıydı olay..

sonraki randevumuz sene 2002'de. lise 1'e başlıyorum o yıl.
böyle yazınca da yaşımız ortaya çıktı amk ya neyse. oturduğum mahalleye en yakın liseye yazılıyorum. hem orta okuldan hem mahalleden ne kadar yaşıtım ya da arkadaşım varsa hepsi aynı lisede. hangisiyle aynı sınıfa düşsem fark etmez.
sınıflar bir açıklanıyor ki 1 tane tanıdığı olmaz mı lan insanın koca sınıfta. 1 kişi lan. arka mahallede oturan sidikli hatice'ye bile razıyım yokluğa bak.
diyorum ki yine gol değil be yine gol değil.. bu düşüncelerle 2 gün geçtikten sonra müdür yardımcısı giriyor sınıfa, diyor ki sınıfını değiştirmek isteyen var mı ?
ananı sikiyim doğru mu duydum lan? allahını seversen bidaha söyle mahmut hoca(hababam terk)
ananı siktim olum kutup ayısı bu sefer, alayınızı üst üste koyup gagbang yaptım olum(lise yılları panpa günde 12 posta dönemleri )
girdi mi ha girdi mi ? nasıl geçirdim haşşırt diye, hem de çölde siktim olum. deplasmanda koydum çocuğu.
ben diyorum ben, conta usta. sınıfımı değiştirmek istiyorum. anlıyor musun ha değiştirmek...
en samimi arkadaşımın sınıfını istiyorum ve geçiyorum oraya. oturuyoruz yan yana allah'ım ne mutluluk ne mutluluk.
daha sevinci yaşayamamışım doya doya. bi bozma lan bok mu var. elinde tırpanıyla kara cübbeli müdür yardımcısı tekrar giriyor sınıfa. daha 1 hafta önceki melek gibi adamdan eser yok. suratını siktiğimin pezevengi.
bu kadar uzun mutluluk zaten anca türk filmlerinde olurdu amk.
diyor ki hocam sınıflar çok kalabalık buna bir çare bulacağız. homurdanmalar başlıyor tekrar sınıfları mı karıştıracaklar diye. tekrar sınıflar mı karışcak hocaeeam diye soruyor gevşek ağızlının biri. hepiniz hafta sonu izinsizsiniz tarzında diyor ki bizimki; hayır her sınıftan 2-3 kişi alıp yeni bir sınıf açacağız.
herkes bir seviniyor oh be tekrar karışmayacak diye. ben de seviniyorum tabi neyimeyse sevinmek. sen sınıftaki diğer kişilerle bir misin yarrak. eline alıyor sınıf listesini ve kapçık ağızıyla adımı okuyor aheste aheste. e be orospu çocuğu neden ben, neden ha neden ?

gidiyoruz yeni sınıfımıza hayatın anasına söve söve. kutup ayısı komodinin üstüne parayı bırakıp çıkıyor.
yolda gayet normal şekilde yürürken kafama saksı düşünce eklerim.