bugün

Ülkemin saçmalıklar dizisinin bir parçasıdır.Efendim sorarlar adama,madem beyefendinin milletvekili olabilme konusunda sıkıntıları,yasal engelleri var neden adaylık başvurusunu kabul ettiniz,hadi başvuruyu kabul ettiniz,seçimlere kadar bu durumu neden bir sonuca bağlamadınız da gitgide gerginleşen halimizi neden daha bir gerer oldunuz.Şimdi biryerlerde birileri bunu bahane edip ortaya bir kıvılcım atar ve nice evlatların canı yanarsa bunun sorumlusu kim olacaktır.Ordan burdan beyanat verip '15 Haziran'a kadar hııı ona göre' diyenlerin neden eline bu kozu verdiniz.Komiktir,daha da çok tuhaftır.
sonunda doğru bir hareket gelmiştir ysk dan. saygıyı hak ediyor ysk beyler.
(bkz: oylama yaparken 10 saniye kuralı)
(bkz: ya 36 milletvekili gideriz ya da meclise gitmeyiz)
bu yapılan açık haksızlık sonucu zannedersem bdp nin milletvekilleri meclise girmeyecekler. eğer hatip dicle nin 80 bin küsur oyla elde ettiği haklı milletvekilliği tescil edilmesse, parlementoya girmek için bu kadar çok uğraş veren kürt siyasal hareketi bu sefer parlementoya girmeme kararı alabilir. doğrusu kürt siyasal hareketini meclise sokmamaya inat etmiş kesimler, çıkacak kaos ortamının baş sorumluları olacaklardır.
meclise bir teröristin daha girmesinin engellendiği olaydır.
http://www.itusozluk.com/....php/hatip+dicle/@2038661

çok süper bir şeydir.
siyasi yasaklı tayyip erdoğan nasıl milletvekili olmuştu sorusunu akıllar getirmiştir.

not: bu adam madem seçilemez, ne diye seçimlere girmesine izin veriyorlar.
dert aslinda hatip dicle degil, mustafa balbay ve diger ergenekon/balyoz saniklaridir.
sadece makarayi "vurun pis pkk'liya" diye hatip dicleden sardirtmislardir.
hatip dicle hüküm giymis midir, tam olarak bilmiyorum. 1 sene altinda dahi hüküm giymisse ysk'ya bal yemek düser.
yok, adamin milletvekilligini buna ragmen yiyorlarsa, bu hukuk tanimamazliktir, hatta hukuku ayaklar altina almaktir, ki akp türkiyesinde bilindik bir durumdur. bu ahval icinde dicle'nin secmenlerinin demokratik tepkilerini göstermeleri kadar dogal bir sey olamaz. demokratik tepki elbette terör degildir ve ölcüsünü kacirmadigi sürecede tepeden tirnaga haklidir.

hatip dicle önden önden kurban edilince, asil hedefi vurmak yani balbay ve arkadaslarinin yolunu tikamak daha kolay olacak.
tabi o üc kisi hala sanik konumundalar, hüküm giymemisler. sabahat tuncel'e nasil yasalar islediyse, onlara da ayni sekilde islemelidir.

burada "balbay icin kendini parcalayip dicle icin susanlari" demokratik olmamakla suclayan kendine müslüman soven hödükler peki sabahat tuncel'den yola cikarak balbay ve digerleri icin niye susuyorlar, bir bu iki yüzlülügü aciklamalidirlar.
ama demokratik olmayan, hukuktan nasibini almayan halk düsmani, türk düsmani, irkci, bu tiplerden bunu beklemek zaten cok olurdu.

editbüdüt: kendine demoookraaatik birilerine batmis. hadi acil servise "soven islah" bölümüne cicim.
herkes bir yöne çekiyor. özellikle chp ve chpliler hatip dicle konusunda çok çaba gösteriyorlar. maksat belli. eğer hatip dicle girerse chp'nin hapiste olan milletvekilleri de girebilecek ve mahkeme girememesi yönünde karar alırsa akp hukuku ele geçirmiş bak hatip dicle'yi aldılar bizimkileri suçsuzken, daha mahkeme kararı yokken bırakmıyorlar diyecekler. her zaman söylüyorum hukuk her zaman lazım. bir kere çiğnemekle birşey olmaz derseniz bu işin çivisi çıkar.

erdoğan'ın milletvekili olmasıyla ilgili konuyu, hapse girmesinde ki olağanüstü durumu herkes biliyor ama birileri dile getiriyor. cevap vermeye değmez. şiir okuyan bir insanı hapiste tutup milletvekili olmasını götünüz yiyorsa hepten önleseydiniz şimdi %60-70 oy alırdı. şiir okumakla hapse girmekle, demokratik sistemi yıkmayı aynı kefeye koyamazsınız. sebahat tuncel olayı da benzer. protesto gösterisine katılmış, taş atmış, pkk destekçisi diye tutuklanıyor ve hapse giriyor. oysa diğerleri demokratik rejimi bizzat yıkmak için örgüt kurup faaliyetlerine katılmış olmakla yargılanıyor.

bugün bir chp milletvekili şöyle diyor. "hukuk halk adına karar verir. halk meclise göndermişse hukuka bunu kabul etmek düşer". ne kadar haklı bir laf. hukuk halk adına karar verir. pekala bunun yöntemi nedir? meclis bir karar alır, bu kanun olarak kabul edilir ve yürürlüğe konur. mesela 411 milletvekili bir karar alınca o kanun yürürlüğe girer. oysa hukuk halk adına karar verir diyenler bunu o zamanlar hiç hatırlamamıştı. neyse ödeşmek zamanı değil. konuya dönersek hukukun halkın istediği yönde davranabilmesinin yöntemi hukuk kurallarının değiştirilmesidir. yani meclis toplanacak, hukuku bu yönde değiştirecek. ortada olmayan kuralları işleten bir hukuk olmamalıdır. bugün durumu eleştirenler anayasa değişikliklerine karşı çıktılar şimdi hukukçuların kanunu kafalarına göre işletmesini, yani hukuksuz davranmasını istiyor. iyi de hukuk bir kez çiğnenirse bir şey olmaz demekle her zaman çiğnenebilmesinin yolunu açıyorsunuz. anayasanın değiştirilmemesini istediğiniz 2. maddesi bu ülkenin hukuk devleti olduğunu söylüyor. madem önce bu madde değiştirilmeli.

diyelim ki hatip dicle'yi kurtarmak için hapiste yatanların da milletvekili olmasının yolunu açtınız. o zaman mafya babaları, cinayet işleyenler devleti soyup bir şehre rüşvet olarak dağıtanlar rahatlıkla milletvekili olabilecek. hatta abdullah öcalan da milletvekili olabilecek. attığınız adımlara dikkat edin. ama hatip dicle'nin durumu biraz daha farklı. hatip dicle'nin ceza aldığı suçu fikirlerini açıklamak. o suçu kaldırmayı yıllar önce anayasa değişikliğine katılıp yaptırsaydınız/yapsaydınız şimdi suç olmazdı.

akp'yi pkklılarla işbirliği yapmakla suçlayanlar şimdi kendileri pkk ile işbirliği yapıyor. fikir özgürlüğünü vermeyen de, fikir özgürlüğü yokken fikirlerini açıklayıp suçlu olanda aynı taraftalar ve bu konuyla hiç ilgisi olmayanlara yükleniyorlar. sistemi kuranlar ve sistemi çıkmaza sürükleyenler aynı kişiler. şimdi gelmiş çözün diye ysk'ya veya akp'ye yükleniyorlar.
anayasanın 76. maddesinde "... taksirli suçlar hariç toplam bir yıl veya daha fazla hapis ile ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanlar...terör eylemlerine katılmaya bu gibi eylemlere tahrik ve teşvik suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar, affa uğramış olsalar bile milletvekili seçilemezler." şeklinde belirtildiği üzere "terör örgütü propagandası yapmaktan" 1 yıl 8 ay hapis cezasına mahkum edilen hatip dicle'nin milletvekili olması imkansızdır. YSK nın vermiş olduğu karar hukuka uygun olmasa da kanuna uygundur. sonuçta ysk kanunlarda ne yazıyorsa onu uygulamakla yükümlüdür.Kanunu değiştirme görevi de meclistedir. bu madde değiştirilir, hatip dicle'nin önü açılırsa ysk da onu uygular.

bu arada; madem böyle bir durum vardı o zaman nasıl hatip diclenin milletvekili adayı olabildi?

Ysk vermiş olduğu kararında da bu durumu yeterince aydınlatıcı ifadelerle açıklamıştır.Şöyle ki;

"mehmet hatip dicle’nin evvelce adli sicil kayıtlarına geçen ve milletvekili aday listelerinin
kesinleştirilmesinden önceki aşamada yüksek seçim kurulu’nca değerlendirilen geçmiş mahkûmiyetlerinin
dışında, 23.10.2007 tarihinde işlediği terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan dolayı yargılandığı
ankara 11. ağır ceza mahkemesinin 19.02.2009 gün ve 2008/136 esas, 2009/46 karar sayılı ilamıyla 3713
sayılı terörle mücadele kanununun 7/1 ve 5237 sayılı türk ceza kanununun 53. maddeleri uyarınca 1 yıl 8
ay hapis cezasına mahkûm edildiği, temyiz edilen kararın yargıtay 9. ceza dairesi’nin 22.03.2011 gün ve
2009/11118 esas, 2011/1798 karar sayılı ilamı ile onandığı ve dosyanın mahalline gönderilmek üzere
yargıtay cumhuriyet başsavcılığına teslim edildiği, henüz kesinleştirme işlemlerinin yapılmadığı ve
mahkûmiyet bilgilerinin adli sicil kayıtlarına işlenmediği bu aşamada mehmet hatip dicle’nin avukatları
aracılığıyla 11 nisan 2011 tarihinde bağımsız milletvekili adaylığı için diyarbakır il seçim kurulu’na
başvuruda bulunduğu, ayrıca 15 nisan 2011 tarihinde de yargıtay cumhuriyet başsavcılığına dilekçe
vererek onama kararına karşı itirazda bulunulmasını istediği, yargıtay cumhuriyet başsavcılığının
incelemeyi takiben 11 mayıs 2011 tarihinde bu istemi reddederek ilgililere tebliğe gönderdiği, ayrıca dava
dosyasını ankara cumhuriyet başsavcılığı aracılığıyla mahkemesine ulaştırdığı, ilgili mahkemenin de
kararın “22.03.2011 tarihinde kesinleştiği” yolunda şerh düşüp bir örneğini infaz için 02.06.2011 tarihinde
ankara cumhuriyet başsavcılığına gönderdiği ve ceza bildirme fişi düzenleyerek mahkûmiyet
bilgilerinin bu tarihten sonra adli sicil kayıtlarına işlenmesini sağladığı, ankara cumhuriyet başsavcılığı
infaz bürosu’nun ise, hükümlünün diyarbakır ili seçim çevresi’nden bağımsız milletvekili adayı olduğundan
bahisle, durumu 09.06.2011 tarihli bir yazı ile yüksek seçim kurulu’na bildirdiği saptanmıştır ." diyerek kararının son derece yasal olduğunu kanıtlamıştır.

diyeceksiniz ki o halde başbakan nasıl milletvekili olabildi.?

başbakanın milletvekili olabilmesi için o sıra bir kanun çıkarıldı ve kanunda " ilgili ceza infaz edildikten sonra yok hükmündedir ve kaybedilen haklar geri verilir." denilmektedir. Yani başbakanın cezası infaz edilmiştir. oysa hatip dicle'ni infaz edilmiş bir cezası yoktur.

Bir hukukçu olarak bana kanaatimi soracak olursanız.

Mevcut yasalar çerçevesinde ysk'nın vermiş olduğu karar yerindedir. kanuna uygundur. Ancak bu kanun maddeleri hukuka uygun mudur? Elbette değildir. Halkın iradesine bir şekilde ket vurmaktır. son derece anti demokratiktir.Acilen değişmesi gereklidir.

Bu arada kararın tamamını okumak isteyenler için;
http://http://www.ysk.gov...lar/2011pdf/2011-1022.pdf