bugün

islam aleminin halifelerinden biri olan son osmanlı halifesi abdülmecid efendi tarafından çizilen tablo;
görsel

halife efendi'nin çizdiği tabloda görüldüğü üzre haremde dinlenceye çekilmiş naif bayanın elindeki kitap meşhur alman şair ve yazar goethe'nin faust adlı eseridir.
faust...
şu meşhur doktor faust...
büyücü, simyacı ve şeytanla anlaşma imzalayan doktor faust...
aydınlanmacı faust...illuminatici yani...

bak şimdi şu işe.
bir osmanlı halifesi bir alman illuminatici ve bu adamın kitabına konu olan bir başka illuminatici...

lan?

--spoiler--
kanuni sultan süleyman, bir akşam yemeği yerken, dr.faust salonda ateş topları gezdirmeye başlar. muhafızlar ateş toplarını söndürmeye çalışırken gök gürlemesiyle birlikte şimşekler çakar. herkes korkudan küçük dilini yutar adeta...birden, gün işığı ile aydınlanan(!) salonda dr faust'un ruhu belirir ve kendini islam peygamberi olarak tanıtır.
peygamber'in kendine görünmüş olmasından çok etkilenen sultan süleyman yere kapaklanır. sarayın harem bölümünde de garip şeyler olmaktadır.
yoğun bir sis tabakasıyla örtülen harem'de dr. faust aynı şekilde kendini kadınlara tanıtır. aradan altı gün geçer, padişah sis dağıldırğında harem'e gider ve altı gün boyunca ne yaptıklarını sorar. onlar da, peygamber'in geldiğini ve istediği kadınla birlikte olduğu yanıtını verirler...
--spoiler--

bu olay şüphesiz ki gerçek dışıdır.
osmanlı'yı ve harem'i karalamak maksadıyla kaleme alınmış bir dr faust macerasıdır.

lakin osmanlı'yı bu denli rencide edici maceraların kahramanı olan bir aydınlanmacının, bir osmanlı şehzadesi ve son halife tarafından manidar bir şekilde obje olarak kullanılması ne kadar doğrudur? bizim dikkat çekmek istediğimiz nokta budur.

halifelik makamını geri isteyenler, halifelerin yaşantılarının bu detaylarına neden dikkat etmez, neden araştırmazlar bunun yorumlarını sizlere bırakıyorum...
Son islâm Halifesi Abdülmecid Efendi'nin Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi'nde bulunan yağlıboya tablosu. Resimde elinde Alman yazar Goethe’nin bir kitabını tutan kadın, ilk eşi Şehsüvar Başkadın Efendi 'dir. Abdülmecid 1898’de meydana getirdiği eser üstünde 1917’de yeniden çalışıp son halini vermiştir. Asıl adı Mütala’a olan eser, 1918’deki Viyana Sergisi’nde Haremde Goethe adıyla sergilenmiştir.
Köpek mi avlamışlar paspas yaptıkları şey de nedir öyle?
Bir halifenin eşinin resmini yapması! Hem de saçları açık ve dekolteli halde..

Baaak!..