bugün

kadrosuyla hayranlık uyandıran filmdir. filmin konusu, güneş tutulması ardından profosor,emekli edebiyat öğretmeni, imam , şarkıcı, profosorun ofisindeki kadın, kiralık katil,inek üniversite öğrencisi,şair ve garson'un ruhlarının sürekli bir birleri arasında gidip gelmesi. emekli edebiyat öğretmeni hayatından oldukça şikayetçidir, karısından çok karşı apartmanda oturan genç üniversite öğrencisi şule'ye ilgi duymaktadır. ne var ki yaşı bunun için oldukça ileridir. ve güneş tutulması gerçeklerşir. bundan sonra kimsenin hayatı eskisi gibi olmayacaktır.

film müthiş bir zeka ürünü. son dönem türk sinemasında recep ivedik 2'nin bile milyonlarca kişi tarafından seyredildiğini düşünürsek inanın bu film daha fazlasını hak ediyordu.

küçük bir ayrıntı da çapkın kız şarkısını gerçekten özgü namal'ın seslendirmesiydi.

filmde gözüme tek çarpan hata şu oldu; emekli edebiyat öğretmeni inek öğrencinin bedenindeyken özgü namal ile üniversiteye girer ve şöyle der " üniversite ne kadar değişmiş bizim zamanımızda böyle değildi ". filmin çekildiği yer bahçeşehir üniversitesi. sadece 11 yıllık bir üniversite. hem de çekildiği yıl 10. senesi hatta etrafta üniverstimezin 10. yılı diye de pankartlar mevcuttu.
güzel bir absürd komedi. fasulye türünden.
bir yerden sonra konusu, kurgusu zıvanadan çıkan film. baştan sona saçma aslında, o yüzden senaristin çok eğlendiğinden eminim. eksik bir tarafı varsa o da kadrosuna rağmen oyunculuktur sanırım, tiyatro olsa neyse ama sinemaya biraz yapay kaçıyor. replikler, diyaloglar şahane.
türk sinema tarihine adını altın harflerle yazdırmış filmdir.

bu kadar manyak bir hikaye ve bu kadar güzel oyunculuğu izlemeyi gerçekten bir çok türk insanı hak etmiyor. bu yüzden herkese bu filmi tavsiye etmiyorum. hele ki grup halinde izleyip güleceğini sanan malaklara!

siz recep ivedik 2'yi izlemeye gidin! kaza bela bu filmi izlerseniz ne kadar mal oldugunuzu anlar ve kendinizi vurmaya kalkarsınız mazallah!

o degil de, neydi lan marliyn monroe'nun gerçek adı?
onur ünlü sinemasının güç gösterisi olan film. gülmekten karnıma ağrılar girdi. yalnız film de bir bölüm var oraya dikkat.* *
haluk bilginer'in konuşma şiirini mukemmel okuduğu* hoş film.
--spoiler--
içerisinde ahmet kayanın başım belada şarkısına güzel bir gönderme olan filmdir.
--spoiler--
yarın büyük çoğunluğu bipli verilecek film. inşallah özgü namalın şarkı söylediği sahneyide küfür sayarlar -ki çok kötü söylüyor - da yayınlamazlar.
(bkz: köksal engür)nün sesiyle o replikleriyle bir ayrı hoş kıvama gelmiş filmdir..
izlediğim Türk filmeleri arasında diyologlarıyla beni çelen ilk filmdir..*
sıradan bir film.

'HER ŞEY BAŞLAR VE BiTER. VE BUNUN SAYESiNDE HAYATIMIZDA YAŞADIĞIMIZ EN GÜZEL, EN iYiYi KEŞFETME ŞANSINA ERiŞMiŞ OLURUZ. EĞER BiR ŞEY BAŞLASA VE SONSUZA DEK DEVAM ETSEYDi HER ŞEY ÇOK SIRADAN BiR HAL ALIRDI' VB. SÖZLERiYLE, ÖĞÜTLERiYLE ARA SIRA DiKKATiMi TOPLAMAMA YARDIMCI OLDU.

AKILLARDA KALICAK BiR FiLM OLMAMASINA RAĞMEN SIKICI DA DEĞiLDi.
dün akşam televizyonda yayınlanan güzel film.
filmi beğenmeyenlerin aksine güzel birçok şey vardı bana göre ; yavuz sultan selim'in " bir gözleri ahuya zebun etti beni felek " sözü, profösörün odasında hafize hanımı sürekli vurup kişilerin yer değiştirmesi, alper canan'ın sevişirken ölmesi yine alper canan'ın okuduğu şiir ve her önüne gelenin hamiyet hanımı vurması gibi.
beni çok güldüren bazı diyaloglar :

alper canan : hamiyet hanım, sizde bir tuhaflık var. yani ben her seferinde olayları değiştirip tabancayı yok ediyorum. tabanca o serkan salağından çıkıyor ve sizi vuruyor. hadi diyorum bu sefer kendimi vurayım, belki tekrar kendi içime girerim de kurtulurum, yok. yine siz vuruluyorsunuz. yani siz her seferinde bir yolunu bulup öldürülmeyi başarıyorsunuz. salak mısınız nesiniz hamiyet hanım ?
hamiyet hanım : bence siz bir doktora görünün.
alper canan : hayır ben bu defa şansımı sizden yana kullanmak istiyorum. yani mahallede herkes sizi en az bir kere öldürdü bir tek ben öldürmedim. belki diyorum bu sefer kurtulurum. müsaade ederseniz kafanıza sıkabilir miyim ?

burak : ... gider bir mumyanın içine hapsolursun
katil : ne ?
burak : bizim şu anda yaşadıklarımızı eski mısırlılar da biliyordu
katil : hah bende bu hikayede ne eksik ne eksik diyordum. bak amına koduğumunun eski mısırlılarıymış ha ...

alper canan'ın bir inşaatın en üst katında okuduğu şiir :

aman kendini asmış yüz kiloluk bir zenci
üstelik gece inmiş ses gelmiyor kümesten
ben olsam utanırım bu ne biçim öğrenci
hem dersini bilmiyor hem de şişman herkesten
iyi nişan alırdı kendini asan zenci
bira içmez ağlardı babası değirmenci
sizden iyi olmasın boşanmada birinci
çok canım sıkılıyor
kuş vuralım istersen
100 derece adlı müzik grubunun şarkılarının kullanıldığı film olmuştur.

(bkz: aldanmışım)
hollywood'ta çekilse "ooo hocu adamlar ne yapıyolar be" diye alkışlayacak adamların "böle de film mi olur lan" diye nitelediği farklı yapım.
geçenlerde televizyonda heyecanla bekleyip hayal kırıklığına uğradım abuk sabuk bir film.
herkesin biribirine girdiği filmdir.
(bkz: çapkın kız)
(bkz: fantastik mavra)
yazık olmuş bir film. izlenildiğinde insanda garip bir hal bırakıyor. kötü diyemiyorsunuz iyi de diyemiyorsunuz fakat ikinci kez izleme olasılığınız yüksek. eğlenceli, güzel zaman geçirmek için izlenecek ender türk filmlerinden.
bülent emin yarar'ın "yok anasının .mı" repliğiyle yaran filmdir.
onur ünlünün yönetmenliğini üstlendiği özgü namal ve haluk bilginer gibi oyuncuların rol aldığı güzel filmdir.en can alıcı kısmı haluk bilginer'in şiir okuduğu kısımdır.filmi izlediğim gün itibariyle ara ara 'cok canım sıkılıyor kuş vuralım istersen'diye bağırmışlığım vardır.
bol küfürlü ama eğlenceli film. özgü namal'ın saç tipi ilginç olsa da ona karşı olan hislerimden dolayı bir şey diyemiyorum. sevimli geldi bana. ülkemizde bu tarz bir senaryo önceden olmamış herhalde. bu bakımdan iyi bir deneme diyebilirim.
--spoiler--
hamiyet'i öldürmesinler
--spoiler--
şu an tvde verilen film.

kanal d yi açın ulan develer.
devam filmi rüzgarın kızı olabilir. başrolda elvan.
özgü namal' ın harbiden de giderinin olduğunu dank ettiren filmdir.