kesinlikle ayrıcalıktır.
Kendi şehrinin takımını tutmak zordur. Göztepeli olmaksa çok daha fazla zordur. mesela üstünüzde Göztepe formasıyla, tişörtüyle veya armasının olduğu herhangi bir aksesuarla yürüyorsanız yolda polisle karşılaştığınızda size nefretle bakan gözler görürsünüz.

Biz Göztepeli taraftarları medya en ufak kıvılcımda "futbol teröristleri" olarak gösterir. Her yerden, herkesten tepki alırsınız. Deplasmana gidebilmek için binbir türlü fedakarlığa katlanmak zorunda kalırsınız, hatta deplasman yapılan şehre giriş yapıp polis tarafından çevrildiğiniz bile olur.

Bir diğer zorlukta sürekli üstüste gelen başarısızlıklardır. Tabi ki bu kulübü başarı için sevmiyoruz ama çevredeki 15 yaşındaki velet bile gelip yarım akılla "nasıl küme düştünüz yaaa amatörde oynarsınız artık xdxdxdxd" diye taşak geçince bozuluyor insan. Anlatıyoruz, biz bu takımı başarı için sevmiyoruz. Amatörde oynamayı bırak isterse mahalle arasında oynasın yine destekleriz diyoruz. Ama anlatamıyoruz. Hayatları boyunca tuttuğu takımın sadece derbi(!) maçlarını televizyondan izleyen, diğer maçları sikinde olmayan, arma sevdası nedir bilmeyen, takımın gidişatı kötüyse "takım tutmuyorum ben." diyen, takım iyiyse ve başarılıysa "şampiyonuz oğlum biz allahına kadar bilmemneresporluyuz." diyen adamlara anlatmaya çalışıyoruz bunları.

Sonuç itibariyle Göztepeli olmak gerçekten zordur ama ciddi anlamda bir ayrıcalıktır. Tribüne girdiğiniz o anda içiniz huzurla dolar ve her maçta aynı heyecanı yaşarsınız. Dertlerinizi unutursunuz ama yeni dertler edinmeniz muhtemeldir. *
semtinde oturmak ise; güzeldir. çünkü semt güzeldir, insanları güzeldir, muhabbeti güzeldir. takımı tutmak da iyidir, köklü bir takımdır sonuç olarak. ama göztepe'li olmak; şu tribünün düştüğü tepecik semti için geçerliyse, bak orası sıkıntılıdır. tribünü verdiler tepecik'lilerin eline, maça bile gidilmiyor artık. kendi aralarında kavga ediyorlar falan.