bugün

gün ışığından saklanmış gerçekliklerin içini yansıtması, bir bakıma karanlığın tohumlarını boşaltmasıdır, gün ışığından arta kalan zamanlarda.

tıpkı şehirlerin, sokakların, insanların ruhu gibi gecenin de ruhu barınır siyah tonların muhteviyatında. açığa çıkmak için an kovalayan başkalaşmalar aslında hiç yaşanmamış başka bir sureti temsil etmenin de verdiği rahatlıkla daha bir rahat bırakır, iç katranlarını. doyuma ulaşamamışlığın verdiği hazzı anlamak diğer zamanların işi olsa da bu yeni haz duygusuna biraz daha yaklaşmayı öğrenebilmek gerek. belki ve sadece o an anlaşılabilir, sokaklarda tek başına geceyi anlayabilmenin tadı. geceyi anlayabilmek, bir bakıma o olabilmek ve hatta son kez onu yaşayabilmekle mümkün olabilir, gecenin güne evirilmesinin son saatlerinde.
gecelerin ruhunda yasak düşüncelerle oynaşılır.
günahların çoğu gecelerin ruhunda işlenir. söylenenler, söylenmemesi gerekenler, söylenecekler gecelerin karanlık görünümlü aydınlığında yazılır.
gecelerin ruhunda, günün ilk ışığında yıkılacak mabetler yapılır.
bir yaylım ateşi, beyin zonklamasıdır velhasıl her yeni başlangıç. zihinde yer tutmuş, kalıtsallaşmış ne varsa tekrarlanması belki ve belki içinin bir yanının hep acımasıdır. sonra kurulan hep iç'sel cümleler onun gizli sırlarına dokunur. hayır bu olmamalı demesi bile yeniden fayda sağlamamakta, düşünden uyanan çocuk tekrar ağlamamaktadır. hafızasına tekrar silgi çeken bünye bir şişe dolusu alkolu damarlarına enjekte eder. intihar polemiklerinden sıkılmış, bir o yana bir de gel bu yana veryansınlarıyla sarsılır...

karartıların yeniden parlamasıdır bir bakıma bu iç'sel mevzu. ruh denilen boktan dürtüler ise yeniden yok olmaya işaret eder. istenilmemesine karşın...