bugün

eğer ananenin sabah sokakta çöplerle boğuşup akşam temizlenmeden eve girebilen pire torbası nalet kedisiyse ayakla bir hamlede yere serilesi kedidir . aynı olayı her gece rutinleştirip uykumun içine ettiği için amına kodumunun kedisidir de aynı zamanda . *
Mart ayında olduğumuz bu günlerde sakıncalı bir durumdur.Kedinin ay boyu evden uzaklaştırılması lazım...
salondan odaya girerken başı sayesinde açtığı kapıyı kapatmayan kedidir. ya da ben bi türlü öğretemedim arkadaş şu kapıyı kapatmasını. ayrıca sabahları yüzünüze basarak sizi uyandırma gafletinde bulunan kedi de aynı kedidir kanaatimce.
Evimde minibüs şoförü tipli bir kedi vardı ki hala var pis kurusu. Kendisini ilk sahiplendiğim zamanlarda saklambaç bile oynayan bu zeki arkadaş kendini sevdirdikten sonra bana siktiri çekti ve evin her koltuğunu, televizyon önünü ya da yatağımı elimden alarak sevimsiz bir çok hareket yaptı. kedidir kedi diyip her yaptığına gidecek bir yerim yokmuşcasına katlandım ama gece yatmadan kucağıma aldığımda tüylü patileri ile attığı tokatlar ve en sonunda evde benimle karşılaşmamak için bir sürü garip hareketler yapmaya başlayınca dedim eve bir kedi daha şart.
iran kedisi aklım yine aynı cins kedileri sahiplenmek için araştırma peşine düşmüştü ki işten çıktığım bir an ortalığı miyavlamaları ile dağıtmış minicik bir kedi ve etraftaki esnafın kediden kurtulmak için küçük emrah filmlerini aratmayan senaryoları ile karşılaştıktan sonra dedim al sana kedi. aldım da getirdim ama getirmez olaydım, az büyüsün gitsin dediğim bu minicik varlık geldiği gece yanıma sokulup mırlamak sureti ile uyuya kalmıştı, hıh yapıp sanki onu sevmiyormuşcasına pis bir tavırla cenin pozisyonu almış halini bir süre seyredip gülümsedim, sonra ne oluyor lan bana bile dedim, kediyi uyuyan sevgiliyi izliyormuşcasına aşk ile izliyordum. o pis tavırdan, o fakir sokak kedisi bakışlarımdan eser kalmamıştı gerçi çok geçmeden öküz bir insan olduğumdan dolayı amma horluyor oha diyip uzaklaştırdığımda ise göğsüme doğru sokulup bir kez daha uyuya kalınca yaşı gelmiş annelik hormonlarım lanet bir şekilde tüm vücuduma doldu ve evin yeni bir sahibi daha oldu.
Kendisi tüm mahalle kedileri ile sevişip eve geldiyse de, şimdi karnında sayısını bilemediğim bir sürü yavru taşısa da gece mırlayarak insanın yanına sokulan kedi çok başka bir şeydir. özeldir, güzeldir, değerlidir. kendinizi Kedinize aş mı eriyorsun sen diye sorup sanki bir cevap almış gibi, bir aşçı edası ile özel yemek yaparken bulursunuz. Bir mırlamanın, bir sokulmanın ya da kediciğin o minnet ifadesi ile sizi hiç tanımadığı halde, zarar vermeyeceğinizden emin bile değilken daha, o savunmasızca yatışı sonrası bunun kişiye neler hissettireceğini öğrenirsiniz.
gece vakti insanın başına gelebilecek en güzel şeydir.
huzur verir, sevgi verir, ilgi verir falan felan..
hiç kedi sahibi olamamakla birlikte köyde kalırken 3 tane civciv beslemiştim. gece üçü yanıma gelir. birbirlerinin tepelerine ine çıka uyurlardı. uyumalarını seyretmek gerçekten çok güzeldi. aradan yıllar geçse de hiç unutmadım. hayvanlara zulüm edenleri anlamak mümkün değil. nasıl bir zihniyetleri var çözemiyorum.
(bkz: Orso öldün mü lan)
gülümsersin o kediye...
huzur sevgi gibi seyleri vermenin yaninda buyuk olasilik senin uykunu bozmaya gelmis olan hayvandir her ne kadar sevsemde ki 17 tane kedi beslemis biriyim atarim odadan.