bugün

"mustafa" olarak doğuyorsun.
sonra kemale erince "kemal" oluyorsun.
vatan toprağı tehlikeye düşünce,
"gazeteci şerif bey" olup çöllere düşüyorsun.
sonra "anafartalar kahramanı" oluyor,
milletin kalbinde yer ediyorsun.
çalışıyor, dövüşüyor, hakediyor,
nihayetinde "paşa" oluyorsun.
"geldikleri gibi giderler" diyor,
"müfettiş" olarak samsun'a çıkıyorsun.
önce "başkomutan" yapıyor seni bu millet,
sonra "gazi" ve "mareşal" oluyorsun.
vatanı kurtarıp "halaskargazi" oluyorsun,
nihayetinde cumhuriyet kuruluyor,
"reis-i cumhur" oluyorsun.
bitmiyor.
daha yapacak çok iş var.
"devrimci" olup "başöğretmen"lik yapıyorsun.
ve nihayet bir ulu budun'a "ata" oluyorsun.
türk'ün atası, "atatürk..."
sonra sana "öldü" diyorlar.
ama aslında sen hiç ölmüyor,
milyonların kalbinde hep "diri" olup,
yaşıyorsun sonsuza kadar...
italya'nın trablusgarp'ı işgali ile birlikte, bu işgali osmanlı coğrafyasında ve yurtdışında duyurmak için trablusgarp'a giden tanin gazetesi'nin gözü pek ve genç muhabiri.
evet mesleğine öyle sevdalı bir muhabirdi ki şerif bey, trablusgarp'a gidebilmek için yollara düşmüş, günlerce gecelerce durmadan yol katetmiş, ingiliz kontrolündeki port said'e gelmiş, buradan bir başka osmanlı gazetecisinin yardımı ile ingilizlerden vize almış ve yeniden çöllere düşerek trablusgarp'a varmıştır.

işte trablusgarp'a varan tanin gazetesi muhabiri gazeteci şerif bey;
görsel

tabi ki bu genç ve yakışıklı gazeteciyi hepiniz tanıyorsunuz.

"gazeteci şerif bey" kimliği, kendisine teşkilat-ı mahsusa'nın sağladığı kimliktir.
mısır'da kendisini ingilizlerin kontrolünden geçirip çöle ulaştıran kişi de kahraman bir teşkilat-ı mahsusa subayı olan kuşçubaşı eşref bey'dir.

"vatan sevgisi" ve "görev aşkı" insana neler yaptırıyor.

hiç şüphesiz ki kolay kolay atatürk olunmuyor.