bugün

boş bir gurur içerisinde heder olup gidiyordur. çünkü o zamanki jeopolitik durumu özetlersek batı roma çoktan yıkılmış, haçlı birlikleri ve vatikan umudunu doğu roma'dan çoktan kesmiş, dahası avrupa "tamam artık çıkın ordan, orada bi gücünüz kalmadı" diye doğu roma'yı davet etmektedir. bu şartlar altında ise neredeyse istanbulun üçte biri kadar bir konuma düşen bizans sınırları git gide daralmaya başlamıştır. bunu doğal olarak sezen fatih ise cinlik yapıp, aslında rum-ermeni kökenli olan ilim adamlarına "şahi" adını verdiği devasa topları döktürür sonrasında ise bilindik istanbul'un alınması hadisesi gerçekleşir. burada dikkatleri çeken nokta ise bunlar değil aksine sanki alınmayacak bir devlet alınmış, yenilmeyecek bir ordu dize getirilmiş gibi gurulanmak ve sevinmektir. yahu zaten sen o surlara top mop atmasan ablukaya alsan bile orası ha düştü ha düşecek gibiydi en fazla kıtlık-kıran başgösterirdi sen yine orasını alırdın. bu kanatları kopmuş bir sineği öldürmekten farksızdır ve biz türkler kanatsız bir sineği öldürebildik diye "hala" boş ve gereksiz gururla kendimizi avutmaya devam ediyoruz...
(bkz: fındık kıran osmanlı)
bizansı fındık kadar hale getiren de aynı millet olduğu için övünmesi haklı olan türktür. tarihte istanbul'u kaç millet almaya çalıştı. ancak başaramadı.
evet Türklerin (müslümanların) avrupa ile arasındaki son kaleninde alınmiş olması avrupalı hristiyanların hiç umrunda degildi zaten çünkü " fındık kadar " idi o alan.
dünya kadar malın olacağına fındık kadar am..acın olsun idealine sahip türktür.
Dünya kadar malın olacağına fındık kadar bizans`ın olsun demiş insandır. * *
(bkz: fındık)
normal türk'tür. ben övünürüm çünkü o zamanki "bizans'ın" yani doğu roma imparatorluğunun dünya hükümdarları nezdindeki önemini bilirim. o bir simgedir. tüm doğu ve batı hükümdarlarının bu küçük ülkenin prenseslerini alıp kanlarını roma imparatorluğu kanıyla buluşturmak istemesi bundandır. o yüzölçümü ile değil manevi değeriyle önemlidir.
önemli olan büyüklüğü değil işlevidir sözünü önemli olan işlevi değil büyüklüğüdür şeklinde anlayan zenci meraklısının söyleyebileceklerinden fazlası değildir.
daha iyisini yapabileni çıkana dek istanbul'da boğaza karşı rakı içeceğim. mevzu budur.
tarihi gerçeklerdendir.
aklı başında olan türktür.
fındık mındık, şimdi nereleri alabiliyoruz? bir ab'ye bile giremedik. osmanlı şanı ile yaşamış gitmiş, alay etmek yerine ecdadımızı yüceltmek gerekmez mi?
(bkz: bir ölçü birimi olarak fındık)
Fetih bir destandır. Fetih, fethedilmesi zor olanı mümkün kılan, olağan üstü bir çabanın ürünü olmasına rağmen; fındık kadar beyni olan bireylerin savaşmadan ablukaya alsaydı da alabilirdi! tarzında dandik hezeyanları ile çürütülemeyecek kadar büyük bir harekattır.

Gelelim detaylara;

Fetih sadece abluka ile alınabilir miydi? Bu mümkün değil. zira, surlarla kapalı bir şehrin dışarı ile pek bağlantısı olmamasına rağmen, özellikle Yerebatan sarnıcı gibi onlarca bazilikadan kent 50 yıl yetebilecek kadar su ihtiyacını giderebilirdi. Yanı sıra, fetih öncesi 3 ila 5 yıllık erzak stok u yapıldığı bilinmektedir. Diğer taraftan halk sadece denizden balık avlayarak bile yıllarca yaşamını idame ettirebilirdi.

Batı dünyası ve Vatikan ın doğu roma imparatorluğundan vazgeçtiği söylenmiş. Nasıl bir vazgeçmedir ki, acil kapsamında büyük bir gemi filosu istanbul a intikal ettirilebiliyor?
fındık kadar beyniyle tarih hakkında konuşan gerzek kadar aptal olmayan türktür.
istanbul'un gerçekte 1204 yılında haçlılar tarafından fethedildiğini ve tam 57 yıl boyunca yağmalandığını bilmeyen milliyetçi ve şovenist türk'tür..

doğu roma'yı yıkan haçlılardır..fatih sultan mehmet'in fethettiği yer eminönü ile topkapı arasındaki ufak bir alandır..fethin önemi semboliktir zaten..türk tarihinde her ne kadar önemli bir olay olarak görülse de dünya tarihinde esamesi bile okunmayan bir hadisedir..istanbul'un fethiyle yeni bir çağın açıldığı düşüncesi ise ancak bizim tarih kitaplarımızda yazar..amerika'daki yada avrupa'daki tarih kitaplarında yazmaz..bu bilgi de tamamen balondur yani..yeni çağ rönesans ve coğrafi keşifler ile başlamıştır..

osmanlı elbette bir dönemler tarih yazmıştır..ama mohaç zaferi,prut savaşı,varna savaşı ve viyana kuşatması çok daha büyük tarihi hadiselerdir istanbul'un fethinin yanında...fatih de istanbul'un fethinde çok abartılacak bir durum olmadığını biliyor ve asıl amacının roma'yı yani italya'yı fethetmek olduğunu sır gibi saklıyordu herkesten..eğer zehirlenerek şehit edilmeseydi 300,000 kişilik ordusu ile italya'yı dize getirecekti muhtemelen..ama nasip olmadı..

özetle istanbul'un asıl fethedildiği tarih 1204'dür..1204 yılında ganimeti az ve ele geçirmesi çok zor olan kudüs'ü fethetmek yerine ganimeti bol ve ele geçirmesi daha kolay olan istanbul'a yönelen haçlı orduları venedik doj'u enrica dandolu'nun kumandasında nisan 1204'de şehri ele geçirmişlerdir..

istanbul,tarihi boyunca bu denli bir vahşet görmemiş..barbar,aç gözlü ve hırsız haçlı askerleri istanbul'un altını üstüne getirmişler,kilise pencerelerini,heykelleri,devlet hazinesini kısacası herşeyi gemilere yükleyip italya'ya kaçırmışlardır..sarhoş haçlı askerleri rahibelerin bile ırzına geçmiştir..

yağmalanan malların bir kısmı da gemiyle kaçırılırken akdeniz'in ortasında çıkan anlaşmazlık sonucu haçlı donanmasının ikiye ayrılarak birbiri ile çarpışmasına ve hazinenin de akdenizin dibini boylamasına yol açmıştır..(( o kayıp hazine bugün dahi araştırmacıların merak konusudur ve hala aranmaktadır maceracılar tarafından..))
fındık kadar am için mahalleyi karşısına alan türk, "fındık" kadar bizans için dünyayı yakar.
fındık kadar japonya/israil/isviçre/kore/hollanda'nın neler yapabildiğini kavrayamayan embesilin türk düşmanlığını kusmak için bulduğu bahane.
fatih' in yerinde olsayd: ''ya beyler fındık kadar kalmış zaten almuyoz burayı, toplayın topu tüfeği... '' ya da '' bak şimdi istanbul' u alıyoz ama sonra övünen olursa kalbini fena kırarım aga! '' diyebileceği cidden merak konusu olan fındık beyinli adamdan mutlaka daha akıllıdır.
bizans imparatorluğu, (çevresindeki ve etrafındaki devletleri sömüren ) isminin hakkını en iyi veren imparatorluktur. Fındık bizans değildir efenim.
dünya kadar malın olacağına fındık kadar amın olsun

işte bu söz oradan geliyor.
başarılı bir trollük denemesi bu son günlerdeki, takdir ettim, renk kattı sözlüğe ama gene de sözlük kadar troll üm olacağına fındık kadar bizans ım olsun.
fındık, fistık. artık istanbul ismiyle türk ili. boş lakırtıyla değil, günümüz sonuçlarıyla bu olayı değerlendirmek gerekir...
atalarım ne güzel söylemiş; (bkz: kedi uzanamadığı çiğere mundar dermiş).
bu gibi askeri başarılarda, ele geçirilen coğfrayanın siyasi erkinin kalibresi değil, bölgenin stratejik değeridir önemli olan.
iyonyalı byzastan beri kalkedon ve byzantion hep politik öneme sahip olmuştur. bunla paralel olarak, vatikan devletini de, birkaç yüz palyaço kılıklı isviçreli muhafızın koruduğunu biliyoruz. floransa dukalığı da, askeri zayıflığına karşın, bir türlü ele geçirilememiştir.

öte yandan, bizansın kuvvetinin fetih öncesinde 7000 dolayında kaldığı ve gemisinin olmadığı da ortadadır. 1071 den sonra bizans gitgitde küçülmüştür ki, bir ara, dörde bölünmüş, istanbulda latinlerin borusu ötmüştür.
zaten fatihin eyüpte bir karargahı da vardır o sıralarda.
bizans deniz savaşları için desteği hırsız venediklilerden sağlar uzun süre. hatta rivayet odur ki, son bizans kralı paleogos çanakkalede taç giyer lakin kendisini konstantinin kendine götürecek gemi bile bulunamaz. bunun üzerine kral bir katalan gemisiyle istanbula gelir.
hala bile bazı radikal sağcı yunanlar, bu herifin gömüldüğü kayadan oyma mezardan kalkarak, türkleri kılıçtan geçireceğine inanıyor.

iyiki de fethedilmiş. gerçekten dünya güzeli bu kent, her şeyiyle...