bugün

ne zaman fotograf cekilecek olsa fotografa yansıyacak insanların yüzlerine yapıştırdıkları sahteCiliktir söz konusu gülümseme. o an çok neşeli bir anmışcasına gülümsenir gecmişte bakıp o fotograflara ne mutluymusum yalanını söyler insan kendi bile inanmadan.

peynir diyin ya da gülümseyin bunlardan sadece ikisidir.

oysa en güzel fotograflarda hüzün vardır. alabildiğince üzgün ama olabildiğince doğal insanların yüzlerine gülücük yapıştırılmamış halidir gerçeklik.
tek kasi biraz kaldirip, kaldırılan tek kasın gozuyle makinaya bakılır. sonra bir gulumseme.

cok kotu cıkmısım ben yaa diyerekten de fotograftaki artistik poza ovguler ekletilir.

ben yaptım oradan biliyorum.
gözlerinden aslında gülümsemediği anlaşılır insanın. yalancılığınız eleverilir adeta gözleriniz tarafından.
tam olarak sahtekarlık değildir, ancak kimse hüzünlü ya da kötü anlarını ölümsüzleştirmek istemez herhalde.
(bkz: enstantene akar)
insan sadece fotoğraflarda gülümseyecek kadar yalnızlaşmıştır. *
bu tanımlama bir sahtekarlığı tanımlarken bir realiteden de bahsetmektedir.
Alt tarafı bi fotoğraf çektirceksiniz amma mutsuzmuşsunuz ha.
Gerçekten içten gülünen fotoğraflar hep en güzelleri oluyor. Ne yapalım somurtalım mı bön bön bakalım mı kameraya.
fotoğraf makinası gören her bünyenin nedense istemdışı dişlerini göstermesi. sanırım bu öğretilmiş çaresizlik gibi bişey.
sadece 3 saniyelik dilimi kandırmanın en basit yoludur. şöyle dudaklar sağ sola çekilir ve sadece dişler ortaya çıkar.