bugün

güneş doğunca toplarım kendimi ben
ele güne karşı
geceleyin ara da bul
kimleri sevmişsem onlardayım.
karacaahmet mezarlığı' ndaki kabrinde mezar taşı bulunmayan hatta adının yazılı olduğu bir levha olmayan şairimiz. belediyenin, bakanlığın gerçek sanatçılarla nasıl ilgilendiğinin örneği.
Erkeğin de
Küpeleri vardı.
Gözlerindeydi ışıl ışıl.
Erkeğinkiler.
(bkz: fazıl hüsnü dağlarca)
SENi..

Seni
Öyle uzun seviyorum ki seni
Ya yaradılışta doğmuşum
Ya ölümsüzün biriyim ben...
Yugoslavyanın en büyük edebiyat ödülünün bir Türk şairine verileceği açıklandığında herkes sevin içindeydi. Fazıl HÜsnü Dağlarca'ya 24-27 Ağustos'ta düzenlenen Struga Şiir Festivallerinde törenle "Altın Çelenk" verildi. Öte yandan Daülarca'nın şiirleri Türk asıllı Yugoslav şairi iskender Muzbeg'in çevirisiyle Sırp-Hırvat dilinde yayımlandı ve Dağlarca bu dile çevrilen ilk Türk şairi oldu.
Dua, felsefenin avuçlarımızdan başladığını gösterir. Böylece, felsefe, nereye varırsak varalım, o sıcaklığıyla bizimdir. Son insan bile, ölürken, özel ızdırabıyla, özel hayatıyla yeni bir felsefe yaratacaktır. Her filozofun fesefesi ölmez. Mısır Elham'larındaki gibi (altın gümüş) yeni nesillere kalır.

Felsefe, sanki değişik içeriklerden yapılmış (altından, sudan[?]...).

Sonra, felsefede en cahil insan için bile duyulan bir olma vardır. Fani, gelip geçen hayatımız sanki onda gülümser. "Gülümser" sözcüğünü kullanırken "beşeri" anlamını içine katıyorum.

"Sans sentiment, pas de vie." ["Duygu olmadan, yaşam yoktur"]

Marmara Hastanesi, 22 Nisan 2008
Dağlarca
"ne korkuyorsun
uyanıp geceleri
ölüm yaşayacağını yokedebilir
yaşadığını değil."
'yaşarım
bir daha
okusa beni
biri daha'
seni sevmek

Kişi seni severse
Soyunur aya karşı
Sever
Ölüşüne dek..
94 yıllık hayatının hülasasını " uzun yaşamışsın derler bana , bilmezler seni uzun beklediğimi " diyerek ifade etmiş türk edebiyatının büyük şairi.
yüzyıla yakın bir ömrü olan şairin, şiir anlayışını bir tek evrede incelemek olanak dışıdır. ben duygusuyla yola çıkan Dağlarca, düşüncede evrensele ulaşabilmiştir. ilk şiirlerinde kapalı söylemi yeğlemiş, daha sonraları ulusalcılığı öne çıkarmıştır.
evren ve ötesini konu aldığı şiirlerinde evreni ve dünyayı anlamlandırmaya çalışır. bu konuyu işlediği şiirler pek güzeldir.
Beklesem
Seni değil görsem de tek,
Hayalini çiçeklesem.
Hem güneş, hem ay bilerek,
Seni beklesem, beklesem.
.......
doğada ilk kirlenmedir
ülkelere
bölünmesi
yeryüzünün

Kara Çizgiler isimli, fhd şiiri
...Rüzgar istiyorum ben ruhumun güllerine
Ki bir anda yaşasın iç içe rüyalarım.
Rüzgar istiyorum ben ruhumun güllerine
Ki dökülsün, dağılsın, yok olsun hülyalarım...
(bkz: üç şehitler destanı)
ömrüm boyunca unutmam heralde.
kemalistlerin pek bir sevdiği zararlı.

"türk'e bir hayır gelmez, arap felsefesinden
gazi bize bir din ver, türk'ün öz nefesinden"

diyen küfür ehli.
bugün ölüm yıldönümü olan türk şairi.
"Ne korkuyorsun uyanıp geceleri
ölüm yaşayacağını yok edebilir, yaşadığını değil" dizeleriyle beni benden alan şair. bizi şiirleriyle huzura kavuşturdu, gittiği yerde huzur içinde olsun.
fazıl hüsnü diyor ki, ne diyor fazıl hüsnü?..
keşke yalnız bunun için sevseydim seni
merdiven adlı eseri karşısında hüzne boğulmamanın imkansız olduğu büyük şair.

ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden
eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak
ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak

sular sarardı yüzün perde perde solmakta
kızıl havaları seyret ki akşam olmakta

eğilmiş arza kanar muttasıl kanar güller
durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller
sular mı yandı neden tunca benziyor mermer

bu bir lisan-ı hafidir ki ruha dolmakta
kızıl havaları seyret ki akşam olmakta
"gerçekleşen aşk düşleneni doldurmaz. hep dışarıda kalır. yarası gölgesinden çıkar. aşk biraz da bu yüzden ölümle eşanlamlıdır. mutlulukla biten aşka aşk denmez. ona sevişme denir."
"yıkamasınlar vücudumu, yıkamasınlar,
çılgınca seviyorum sıcaklığımı"
(bkz: cin ile cincik)
daha 7 yaşındayken kendisini bana sevdirendir.
dağlarca şiir, dağlarca..

(bkz: hey göklere)