bugün

hayretler içinde kaldığım ve uludağ sözlükte nasıl olmaz dediğim hatta defalarca kontrol ettiğim başlık. şimdi efendim fatma çavuş kimdir.
kendisi de diğer kadınlar ve yaşlılarla birlikte köyde kalır. Esmer tenli, kınalı elli 33 yaşındaki yiğit Anadolu kadını, Nebyan Dağı'ndan köylerine soygun ve talan için baskına gelen Rum ve Ermeni çetelerine karşı amansız bir mücadele başlatmış. Topladığı diğer kadınları ve sakat ihtiyarlara çeşitli taktikler verip komutanlık yapan Fatma Çavuş, Rum çeteleriyle silahlı çatışmaya girmiş ve onları kaçırmayı başarmış. 15 yıl boyunca çetelerle savaşan Fatma Çavuş'un gösterdiği kahramanlıklar, savaşın sona ermesiyle Atatürk'ün kulağına gider. Atatürk de kendisini yeni açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne davet eder. Parası olmadığı için meclise gidemez. Ama TBMM'nde alınan bir kararla Fatma Kadın'a Çavuşluk rütbesi verilir. Fatma Çavuş, 1963 yılına kadar fakirlik içerisinde yaşar. Bazen de resmi bayramlara atı ve mavzeri ile katılır. Rivayete göre 1963'te vefat eden Fatma Çavuş'un mezarı köyde bulunuyor. isimsiz ve bakımsız mezarı, 1998'de yapılarak resmiyet kazanmış. Mezar taşındaki şu ifadeler ise her şeyi anlatıyor; "Türk kadını, Kurtuluş Savaşı'ndaki başarılarında Dağköylü Fatma Çavuş, görev duygusunun yüceleği ile Dağköyü'nün sesini duyurabildiği için 23 Nisan 1920'de açılan TBMM'ne çağrılmış fakat gidememiş. Daha sonra kendisine çavuş unvanı verilmiştir.
çoğu yerde kara fatma olarakta bilinir. Biz Türk milleti olarak nasıl kurulduğumuzu ve bizi neden yıkamadıklarının sadece basit bir kanıtıdır. (bkz: nene hatun)