az önce ajanslara düşmüş sıcak gelişme.

fatih altaylı, park etmenin yasak olduğu alana aracını çekmesine engel olan trafik polis memuruna açmış ağzını yummuş gözünü.

polis memuru arkadaşta hiçbir şey olmamış gibi arkasını dönüp gitmiş. sıradan bir vatandaş olsaydı küfür eden sonuç ne olurdu acaba ben ona takıldım aslında.

https://www.youtube.com/watch?v=OUzeTv3HNHc
bir fatih altaylı klasiğidir.
yanlış yapmıştır.

lakin daha dün akşam kadıköyde genç bir kadını gece elinde bir poşeti ile yürürken polisler çevirdi ve birayı aldığı yere ilişkin imza vermedi diye ağzını burnunu kırdılar.

al sana küfrü hak eden vatandaş ve küfrü hak eden memur.

ne zaman ki iki kutup olarak da insana insan gibi davranmayı öğreniriz o zaman adam oluruz.
küfür edenlerin hepsi helak olmuştur.
`bugünkü yazısını buna ayırmış, söz savunmada.
..
hepinizden binbir özür dileyerek, kendimle ilgili bir meseleye açıklık getirmek istiyorum.

kiminiz duydunuz gördünüz, kiminizin haberi bile olmadı belki de.

ben yine de anlatayım.

yazmıştım, cumartesi akşamı gıda zehirlenmesi yaşadım ve hastanelik oldum.

gittiğimiz seyahatte benimle aynı yemekleri yiyen eşime ise o gün bir şey olmamıştı.

ancak istanbul’a döndükten sonra, pazartesi öğle saatlerinde o da zehirlenme belirtileri göstermeye başladı.

belirtilerin neler olacağını tahmin edebilirsiniz.

geceyi zor geçirdik. hastaneye gitme önerimi ise "geçer" diyerek reddetti.

ancak sabah saatlerinde durumu iyice kötüleşti ve tansiyonu düştü.

nihayetinde sabah 9.00 sıralarında fenalaşarak bilincini yitirdi.

hemen yakındaki bir hastaneyi arayarak durumu anlattım. hayati tehlike olabileceğini söyleyerek hemen hastaneye getirmemi istediler.

bunun üzerine gazetede beni bekleyen otomobilimi çağırarak “hande çok kötü, acil hastaneye gitmemiz lazım. eve yaklaşınca beni arayın, aşağı inelim” dedim.

yoğun trafik nedeniyle yaklaşık yarım saat sonra “yaklaştık, 3 dakika sonra evin önündeyim. inebilirsiniz” deyince eşimin koluna girip asansörle aşağıya inerken, eşim asansörde yeniden bayıldı.

eşim kucağımda kapının önüne çıktığım zaman otomobili göremedim ve şoförümü aradım.

“fatih bey, kapıdaki trafik polisi durdurmadı. 'hasta var' dediğim zaman da umursamadı. ben de devam etmek zorunda kaldım” dedi.

baygın durumdaki eşimi apartmanın önündeki merdivenlere oturttum. yakındaki bir dükkanın sahibi ise yanımıza gelerek eşimi tuttu ve ben de izin almak için görevli memurun yanına gittim.

“memur bey, eşim çok hasta ve acilen hastaneye yetiştirmem lazım ancak aracımın burada durmasına izin vermemişsiniz. müsaade ederseniz hemen gideceğiz” dedim.

aldığım yanıt “kardeşim burada durmak yasak” oldu.

“bana kardeşim diyemezsiniz. tahminen babanız yaşındayım. baygın durumda bir kadından bahsediyorum. bir dakika izin verseniz ne olur, kadın ölsün mü” dedim.

“hastayı hastaneye götürecekseniz ambulans çağırın. ambulans gelirse durabilir” yanıtını aldım.

“bu trafikte ambulansın buraya gelmesi ne kadar sürer farkında mısın? ayıp bu yaptığın” dediğimde, “beni ilgilendirmez. ambulans çağırın” dedi.

ben de kendisine “üniforma ile polis olunuyor ama üniforma ile insan olunmuyor. vatandaşa yardım edeceğinize zorluk çıkarıyorsunuz” dedim.

bu arada sinirden elimin ayağımın titrediğini tahmin edebilirsiniz.

“eşimin kılına zarar gelirse senden şikayetçi olacağım” diyerek polis üniformasını ego tatmini için kullanan bu kişinin yanından uzaklaşırken, öfkeyle saydırdım.

o sırada hemen hastaneyi arayarak bir ambulans istedim.

kamu hizmeti yapan bir polis demeye dilimin varmayacağı kişiyi de orada bulunan amirine şikayet ettim.

“bu gençlere insanlık öğretin lütfen” diyerek durumu aktardım.

amiri de “şoförünüz direnince böyle olmuş. gelsin hemen” dedi. o görevliden de şikayetçi olmamamı rica etti.

daha sonra 40 dakika kadar ambulans bekledik ve en sonunda trafiğin tıkanık olmasından istifade ederek evin önünde zaten durmak zorunda kalan kendi aracıma eşimi koyarak hastaneye götürdüm.

günü hastanede geçirdik ve akşam program yapmak için eşimin yanından ayrıldım.

bütün bu anlattıklarımın telefon kayıtları ve ambulans ve hastane ile mesajlarımız telefonumda aynen duruyor.

en sevdiğiniz iki insandan birinin canının tehlikede olduğunu düşündüğünüz bir anda “ben sinirlenmezdim” diyeniniz var ise onu kutlarım.

bunlar yaşanırken oradaki birisi görüntüleri videoya almış.

ama tabii merdivenlerde yarı baygın bekleyen eşimi değil.

daha sonra tartıştığım kişiye giderek “arkandan küfür etti. sen duymadım ama bende görüntüler var. istersen tanık da olurum” demiş. daha sonra da bu görüntüleri her yere yollamışlar.

ancak herkes bilir ki, hayatımda bir gün işini yapan birine hakaretim olmamıştır.

tek bir kamu görevlisi ile kendimle ilgili bir nedenle tartışmışlığım yoktur.

bir tek kamu görevlisi çıksın da desin ki, “fatih altaylı bizden şunu istemiştir”

yoktur.

böyle bir konu ile ilgili başınızı ağrıttığım için özür dilerim.`

adam usta gazeteci, ne diyor, resmi üniformayı ego tatmini için kullanan polise saydırdım diyor. kardeşim sen kimsin, devletin memuruna nasıl küfredersin istediğin kadar haklı ol, zaman zaman polis ile biz de karşı karşıya geliyoruz cezamızı kuzu kuzu ödüyoruz. az daha duyarlı ol sayın altaylı dememe neden olan küfür etmedir.
olayı fatih altaylı'dan dinledikten (yani okuduktan) sonra hak etmiş o polis dediğim olay.

hemen, fatih altaylı böyle bir şey yaptı diye adama saydırmayın. bir dinleyin. kaldı ki ben zat-ı muhteremi sevmeyen biriyim.
fatihi sevmem ama bu konuda haklıdır.
bu adamı sevdiğimi ve/veya saydığımı söylesem yalan olur

ama

son zamanlarda ve özellikle de istanbul da ki polislerde

bir göt kalkıklığı şiddetle yaşanıyor. karşında ki gazeteci

senin dünya görüşüne uymayabilir, benimkine de uymuyor,

hatta o adamın recepten zerre zerre kadar bir farkının olduğunu

da asla düşünmüyorum.

ama sen bir kamu personelisin ve sağlık problemi yaşayan bir

insanın hastaneye yetişmesi söz konusu, hiç bir mazeretin

arkasına saklanmadan, her türlü yardımcı olmak yerine

akıl vermiş bir de ? ambülans çağırın. bre ahlaksız akıl vereceğine

yardım et de insanlar hastaneye ulaşsın. onun yerine bir orta anadolu

çomarı olsa, sana tokadı çarpıp yere yapıştırabilirdi.

bence şansını fazla zorlama. herkez fazla sabırlı olmayabilir.
bu fatihe hak verecegim aklima gelmezdi.
adam hakli beyler ve bayanlar.
az bile demis.
polis durumu ogrendiginde madem trafikten veya baska durumdan ambulans yetissmiyor ozel aracla hasta hastaneye yetismesi gerek, sirenleri acip onden hastaneye kadar yolu actirarak eslik etmesi daha şık olmazmiydi?
polislerden özür dilemesiyle sonuçlanan terbiyesizliktir.

http://www.ensonhaber.com...polisten-ozur-diledi.html
çok ayıp bir hadisedir..
Park yasağı olduğunu bilmiyordum. Beni vur.