bugün

insanları hızlı yaşamayla asalaklaştıran, düşünemeyen insanların ortaya çıkmasına neden olan sistem ütopyasıdır. Sistemin çarkları haline gelen insanın hiçbir işlevi yoktur. Sadece kullanılmaktadır. Hatta kitapta Montag'ın duygusal bir şiir okuması sonucu hıçkırıklara boğulan kadının kitabı kötü addedip Montag'ın evinden kaçması en etkilendiğim yerlerden biridir. Bir uyanış kitabıdır.
(bkz: Cemil Meriç Mağaradakiler)
(bkz: imamın ordusu)
günümüzde canlı olarak yaşadığımız rejim ve baskıyı anlatan fütüristik roman. (bkz: imamın ordusu)
montag: hatırlıyor musun? geçen gün bana yaktığın kitapları hiç okudun mu diye sormuştun, hatırladın mı?
clarisse: hmm… ?
montag: dün birini okudum…
(bkz: autodafe)
Birçok şeyi acımasızca eleştiren kitap.
Önce filme daha sonra da operaya uyarlanmıştır.
(bkz: ray bradbury/#15821974)
zamanında felsefe sınavı için okumuştum.bir çırpıda okunabilen sürükleyici kitap.
hem kitabını okuyup hem filmini izlediğim nadir kitaplardandır.
bilim-kurgu türüne dahil edilse de salt bu türün kalıplarına sığmayacak denli engin bir edebi eser. mutlaka okunması gereken kara ütopyalardan birisi.

eserde anlatılan dünya ile günümüz dünyası arasında ilişki kuracak olursak çok farklı olmadığını görürüz. gündelik yaşamımızda televizyon, bilgisayar gibi teknolojik aletleri sıklıkla kullanıyoruz. hayatımıza getirdiği bir takım kolaylıklar yadsınamaz. fakat zaman içerisinde ve kullanılma şekline de bağlı olarak bu araçlar insan zihnini esiri alma yolunda epey ilerlemiş durumdalar. insanlar bu imkanları kullanarak bilgiye ulaşabilmek, dünyanın adaletsizliklerinin ve gerçeğinin farkına varabilmek bir yana büyük bir eğlence ve dezenformasyon deryası içerisinde yüzmekteler. teknolojiyi yok edip ilkel şartlara geri dönelim demiyorum. zaten sorun tekonojide değil onu kullanma şeklimizde. yine iş kişinin kendisinde başlıyor ve bitiyor aslında.

öğrenme ve kendini geliştirme yolunda kitapların ne kadar önemli bir görevi olduğunun farkında olmak elzemdir. kitap okuma disiplini içerisinde edinilen bilginin ve kitap okuma eyleminin insan zihni üzerinde ne kadar önemli ve farklı bir etki meydana getirdiğini öğrenebilmek adına bu anlattığım konuları ve daha fazlasını da kapsayan bir kitabı tavsiye etmek isterim; Neil Postman-televizyon: öldüren eğlence.

teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin okumanın değeri azalmayacaktır. ister kağıttan okuyun isterseniz ekrandan ne okuduğunuz ve nasıl düşündüğünüz önemlidir.

bildiklerinizi ve size sunulanları sorgulayın derim. sorgulayalım ve kendimizi geliştirelim ki; yakılmaya müstahak odunlara dönüşmeyelim.
okuduğunda veya izlendiğinde insanlara ya da benim gibi düşünmeyen insanlara garip gelen şeyleri anlatan ray bradbury kitabı.

gerçekten güzel bir distopya. sadece kitabını okuyamadım, yakın zamanda onu da okumayı düşünüyorum. tiyatro oyununu ve filmini seyrettim. film, 1966'da çekilmesine rağmen; görüntü ve ses kalitesi açısından birçok türk filmini yerin dibine sokar. zaten senaryo ve oyunculuklar kaliteli. izlemenizi kesinlikle öneririm.

akla "neden 451?" sorusu geliyor.

--spoiler--

kitap kadın: neden 451?

guy montag : kitabın yanma derecesi.

--spoiler--
çarpıcı bir distopya kitabıdır. kitaplar yasaklanır, bulunduranlar suçludur, kitaplar yakılır, insanlar kitapsız yaşamaya başlamıştır artık ve bir şeyler yapılmalıdır.
"Bradbury’nin distopik kitabı, kitapların yakılarak ortadan kaldırıldığı, insanların televizyonlara bağlı kaldığı bir geleceği anlatır. Bu gelecekte itfaiye, kitap yakmakla görevlidir. Kitap okumak, bulundurmak yasaktır. Televizyonun günümüz insanı üzerindeki etkisinden yola çıkan Bradbury, bir gün insanların okuma tutkusunun sona ereceğini, bilgiye ulaşamayacağını varsaymaktadır"
bir kağıdın yanma sıcaklığıdır. 230 derece falan yapıyor sanırım. aynı zamanda bir kitap ismidir ve adından da anlaşılacağı üzere iyi noktalara vurgular yapar.
Modern klasik ya da distopya okumak isteyenlere tavsiye edilebilir. Bence hikaye biraz daha derinleştirilebilirdi. Çok çabuk ilerledi ve açıkçası çok vurucu bir olay yoktu. Beğendiğim yönüyse: Distopyada olması gereken çaresizlik, yok oluş, melankolik duyguları barındırmasıydı.

vesselam...
önce filmini izledim. bu aralar kitabı okuyorum. keşke önce kitabı okusaydım.
bu kitabın ithaki yayınlarından çıkan versiyonundaki çeviri o kadar kötüdür ki, tek bir cümleyi anlayabilmek için 3 kez okumak gerekir. çevirmenler ise zerrin ve korkut kayalıoğlu denilen 2 zat. kitaptaki neredeyse bütün cümleler özne yüklem uyumsuzluğundan saçma sapan kelime topluluklarına dönüşmüşler. emin olun ki orta seviye bir ingilizce bilgisiyle kitabın orijinalini okumak çok daha anlaşılır olacaktır.
ithaki yayınlarından çıkmış kitap. Ama çevirisi evlere şenlik. Zor anladım, sonlarında biraz anlayabildim. Ne ne değil çözülmüyor. Ray bradbury önsözünde daha önce de yakmalı kitaplar yazdığını ama reddedildiğini söylüyor.(psikopat saplantılı biri) bunu çıkarmış oldu sonra patladı gitti hesabı. Kitaplar yakılır mı hiç? Belki de geçmişi yok ederek, robotlaşmayı çağrıştırarak fütürizm ve dadaizme gönderme yapmıştır? Distopya kitabı. Okumaya, araştırmaya devam etmezsek biz de kitaplar gereksiz diye yakabiliriz.(ben değil tabi) hayal etmek, geçmişi düşünmek yasak orada. Kitaplar da o yüzden yakılıyor. Guy Montag adlı itfaiyecinin hayalperest bir genç kızla tanışması sonrası hayatı değişiyor. Sorguluyor, sordukça daha rahatsızlaşıyor. insanlar robot gibi aynı şeyleri yapıyorlar, etraflarına karşı da duyarsızlar. Ray bradbury guy montag i farkındalığa uyandırıyor.
zamanının ötesinde yazılmış bir kitap olmasına rağmen gerçekliği günceldir.

--- spoiler ---
okulda yapmaya çalıştığımız birçok şeyi ev çevresi bozabilir. işte bu nedenle, anaokulu yaşını her yıl biraz daha düşürdük, şimdi neredeyse beşikten başlayacağız.
-------------------------
-karım kitapların gerçek olmadığını söylüyor.
-bunun için tanrıya şükret. onları, "bir dakika durun" diye kapatabilirsin. onlara tanrı'yı oynarsın. fakat tv oturma odasına bir tohum ektikten sonra onun sizi kavrayan pençesinden kendisini kurtaran olmuş mu?
--- spoiler ---

filmi izlediğimde editleyeceğim.
Bunun çizgi romanını buldum. ilk oradan mı okuyayım, filmini mi izleyeyim acep kitabını mı okuyayım ne yapsam... keşke entel bir yardım alsam..
--spoiler--
kitabın kahramanı olan montag itfaiye memurudur. romanda anlatılan zamanda kitap okumak ve bulundurmak yasaktır. bu yasak başta dini kitaplar (incil) olmak üzere bütün kitapları kapsar. kitap bulunduranlar en yakınları tarafından ihbar edilip itfaiyeciler tarafından kitapları yakılıp kitap bulunduranlar infaz edilmektedir. itfaiyecilerin ana görevi kitap yakmak olup yangın söndürme gibi görevleri yerine getirmemektir. toplum zamanını televizyon izleyerek geçirmektedir ve televizyon toplumun hayatına yön veren en önemli araçtır. kitabın kahramanı montag birgün iş çıkışında evine giderken genç komşusu clarisse ile karşılaşır. bu karşılaşma montag için dönüm noktası olacaktır. clarisse montag'e çok sayıda kafa karıştırıcı soru sorar. bu soruların ardından montag, yakmak üzere görevli olduğu kitaplardan bir kısmını çalar ve evde karısından habersiz okumaya başlar. clarisse yapılan bir ihbar üzerine kaçar. clarisse'nin kaçtığı yeri montag bilmektedir. montag'nin şüpheci davranışları ve karısına olan ilgisinin azalması karısını rahatsız etmektedir. durumdan rahatsız olan karısı, durumu yetkililere bildirir. itfaiyeciler tarafından yapılan baskında montag'ne birkaç itfaiyeci arkadaşını öldürür ve kovalamaca başlar. hayatını televizyon proğramlarına göre şekillendiren topluma, devlet tarafından kaçış esnasında montag'nin öldürüldüğü bildirilir fakat gerçekler hiçte öyle değildir. montag clarisse'nin kaçtığı yere gider. bu yerin ismi kitap insanlarıdır. bu yerde herkes en az bir kitabı ezbere bilir. montag'in tanıştığı birkaç ihtiyar ona ilk kez incilden bahseder ve kitap bu şekilde sona erer.
--spoiler--
O kadar uzun yorumlarda bulunulmuş ki şunu yazmaya utandım ama tek diyebileceğim pişman olunamayacak bir kitap okumaktan nefret edeni bile içine çekebilecek bir yapıt.
9. Sınıfta ingilizcesini okumuştum. Farklı baktırmıştı hayata o zamanlar.
yeni okumaya başladığım kitap.
Evet arkadaşlar normalde bir kağıdın tutuşma derecesidir yaklaşık 232 santigrat dereceye denk gelir.