bugün

milliyet'in baskın başlığı ile verdiği haberdir. içeriği ise memleketin hal-i pür melali hakkında yeterli doneye sahiptir.

vali Yardımcısı, insan hakları kurulu başkanı ve bir üye ile ak parti il başkanı, namaz kılan işçilere baskı var iddiası üzerine bosch fabrikasında habersiz denetim yaptı. ancak fabrikada 4 mescit bulunduğu belirlendi. kaynak
"ohaaaaaa, lan bunlar evimize teftişede gelir yakında, baskının bokunu çıkartmışlar" düşüncesini kafamda parlatan salak eylem.
bir fabrikada belirli bir dine mensup çalışanlar üzerinde baskı kurulduğu iddiası varsa devletin yapmak zorunda olduğu teftiştir. hatta teftiş yetmez gizli kameralar ve uydularla takibe alınması, habersiz denetlenmesi gerekir.
bu ülkede dine sahiplik olmadıkça sadece din bir oy savaşı içinde kullanıldıkça daha çok kullanılır.bunu her hangi bir avrupa ülkesinde yapıcaklar ( bu sözden nefret ederim ) sahip çıkılır.ama bizim ülkemiz de mevlan yı yunus u sadece simgesel olarak anladığımız için her şeyimizi çok çabuk tuketiyoruz.lütfen sahip çıkalım şu güzellim değerlerimize.
o kadar yolsuzluk var, terör var, açlık var, geçim sıkıntısı var ama sözde müslüman zihniyetler böyle baskınlar yapıyor.
zaten bu baskın tam anlamı ile rezalet. lan iran mı burası.
ee baskı olsa idi ne olacaktı. fabrika kapanıp, sahiplerini kuma mı gömecektiniz.

bu zihniyet artık iyicene zıvanadan çıktı.
yabancı sermayenin ülkeden nasıl kaçacağı konusundaki merakımızı bir nebze gidermişlerdir.
çalışanların manevi isteği karşılanmalıdır çalışanlar hristiyan olsaydı kilise kurulmalıydı.
'namaz kılan işçilere baskı var iddiası üzerine' yani 'işçilere baskı var iddiası üzerine' yani 'baskı var iddiası üzerine' gitmişler aferin gidenlere gitmeyip de göt büyüten işçiyi siklemeyen orsopu çocuklarından değillermiş demek ki.