bugün

Ezidilik bir inançtır. Yeryüzünde 1 milyon kadar ezidi olduğuna inanılır. Kendisine "yezidi" denmesinden hoşlanmazlar. Başbakanımızın Ezidiliğin "Yezid" den geldiğini sanmaktadır ki bu da yanlış bir bilgidir.

Ezidilik, Mushafun Reş ve Kitabul Cilve adlı iki ayrı kitabı olan yerel inançtır. Ezidilik ismi bu kitaplarda adı geçen "EZDA" isimli bir tanrı adından türemiştir ve "Ez-da", Kürtçede "ben verdim" manasına gelir. Ezda, Ezdilik ve Ezidilik şeklinde bir türeyiş söz konusudur.

Ezidiler, Hz. ibrahim, Hz. Musa, Hz. isa ve Hz. Muhammed'e inanmazlar. Ekseriyetle "kürt gelenekleri, mithraizm, antik yunan felsefesi ve hint mistisizminin; bir takım sufistik öğelerle sentezlenmesi sonucunda oluşmuş bir inançtır."

Ezidilik'te düşmüş melek, Melek Tavus kutsaldır. Sembolik ve mistik bir inanıştır. Zerdüştlüğün yoğun etkisi altından kalmıştır.
Türkiye'de 100 binden fazla ezidi olduğu düşünülür. Lakin bölgede "1 milyon ezidi kürdün olduğu" varsayılır.
Bölgenin tarihsel kültürel ikliminde çok esji bir inanç olarak doğmuştur. Çok eskidir ve yoğun bir mazdakizm etkisi görülür. Mülkiyet görüşü olarak Mazdek'ten etkilenmiştir.
Bektaşilik nasıl Türkmen boyları ile anılıyorsa, Ezidilik'te kürd boyları ile anılır. Lakin aradaki temel fark, Bektaşilik islam'ın "Türkmen Yorumu" iken, Ezidilik, kendisine özgü ve Zerdüştlüğü yorumlama üzerinden gelişmiştir.
Zerdüşt'ün yazıtlarına ve Avesta'da ter alan metin ve bölümlerine "zendeka" adı verilmektedir. Mazdek'in "mülkiyet ortaklığı" eksenindeki görüşleri de "zendeka" olarak ifade edilir. Arapçadaki "zındık" kelimesinin kökeni buradan gelmektedir ve hoş bir karşılığı yoktur. Zerdüştlüğe karşı savaş ilk müslüman topluluk ise Emeviler'dir. (Eren Erdem, 26.10.2012, Aydınlık)
Kurucusu Şeyh Adi Musafır ilginçtir ki Sufi tarikatı olan Adawiyya'ya mensuptur.Bu nedenle bir görüşe göre Ezidilik öncelikle bir tarikat olarak ortaya çıkmış ardından Kuzey Irak,Hakkari dağları civarında yaşayan islam öncesi Kürt inançlarından (magi dini,putperestlik) Mandaeizm ve Dürzilik'ten de etkilenerek farklı bir inanış olarak belirmiştir.
Bölgede Ezidilik öncesi sadece Yezid Muaviye için değil tüm Emevi hanedanı için yoğun saygı ve hatta ibadetin yapıldığı kaynaklarda yazılmıştır.Öyle ki hanedanın bazı üyeleri de bölgede Sufi şeyhi olarak hürmet görmekteydiler.Şeyh Adi'nin ise Emevi halifesi Merwan'ın soyundan geldiği 1073 civarında Lübnan'da dünyaya geldiği bilinir.Çok daha ilginç olası ise Ezidiliğin kurucusu Şeyh Adi uzun dönemler Abdülkadir Geylani(Kadiri tarikatı kurucusu,Kürt kökenli islan bilgini)nin hocasından ders almış sofu bir Sufi olarak yetişmesidir.Şeyh Adi Hakkari dağlarnda öldüğünde ise Ezidilik çoktan Kürtlerin yaygın inancı haline gelmişti.Kaynaklarda adı (Şeyh Adi Musafır al-Hakkari olarak geçer).
Zaman içinde Adi şeyhlikten çok da ileri bir mertebeye yükselmiştir Kürt halkın gözünde.
Bilinen yaygın görüş Ezidilerin şeytana taptığıdır ki tamamen önyargıdır.
Ezidi inancına göre tanrı dünyayı 6 günde yaratmış ve sonra da dünyevi hiçbirşey ile uğraşmama kararı almıştır.Dünya işleri onun yüce varlığı için oldukça küçüktür.işte bu nedenle Melek Tavus dünyevi işlerden sorumludur..Mezopatamya'da özellikle Sümer dinindeki Tammuz ile isim benzerliği burada ayrıca dikkat çekmektedir.Aslında bir kısım mutasavvıf Ezidi inancındaki iblis figürünü benimser
(Tam da bu noktada Hallac-ı Mansur'un Tavasin adlı eserindeki Tanrı iblis diyaloğu önemlidir.Buradaki yorum Ezidi inancı ile benzerlik gösterebilir.Tavasin 'Cennet halkı içnde tekliğe en çok inanan ve en çok tapınan iblis'ti' der.Tanrı iblis'ten Adem'e secde etmesini ister,O da reddeder.
Kendisini şöyle savunur:Karşı çıkmamla senin katıksızlığını onaylıyorum'..Senden başkasına ulaşan yolum yok benim..Senden uzak olmak diye birşey yok benim için...'
Tû'un yamacında Musa iblis'le karşılaştı ve ona sordu:'Ey iblis secde etmekten seni alıkoyan neydi?
O da şöyle dedi:Beni secde etmekten alıkoyan Tek sevgiliye bağlılığımı bildirişimdi...')
TAVASiN/Hallac-ı Mansur
Ezidilerin sadece şeyhler ya da din bilginlerinin okuma yazma bilmesine izin verilmesi de yazılı kaynağın yetersizliğinin nedenidir.Mushafa Reş ve Kitab'ül cilve adlı iki kitabı vardır.'En-el hak' dediği için zincirlenen ve sözünden dönmediği için derisi yüzülerek öldürülen önemli mutasavvıf Hallac-ı Mansur'un dedesi de Ezidi kökenlidir.Ve Hallac-ı Mansur'un zindanda kaleme aldığı yazılı tek eseri olan Tavasin'in sonuna vasiyeti gereği bu iki kitap eklenmiştir.(kitapyurdu.com'dan temin edebilirsiniz)
Hıristiyanlardan vaftiz,Musevilikten sünnet,oruç..vs gibi ritüelleri alan Ezidi inancının yıldızı Müzlümanlarla hiç barışmamıştır.(Sünni islam ile ters düşmesinin nedeni Şeyh Adi'nin Emevi kökenli olması olabilir).Öyle ki bir kaynağa göre 1872 yılında Osmanlı yönetiminin Ezidileri askerlikten muaf tutmasını isteyen dilekçede 'müslümanlar sabah namaz kılarken allaha sığınıyorum der,bir ezidi bunu duyarsa hem bu sözleri söyleyeni hem de kendisini öldürmek zorundadır' diye yazar.
Abartılı önyargılar olabilir.Ancak Sünni/ortodoks islam ile Ezidilerin azlaca anlaşamadığı da aşikardır.
Burada El Makrizi tarafından aktarılan hadise önemlidir ve Ezidiliğin Müslümanlar tarafından ilk dışlanışına örnektir.
Kaynağa göre Kürt Hakkari aşiretinin yaşadığı dağlık bölgede Ezidiler çoğunluktadır.Yasaklı cinsel ilişkiyi caiz kılmışlar ve kızalrını Şey Adi soyundan gelenlere anne ve babalarının bilgisi dahilinde sunuyorlardır.Ve hatta Şey Adi'nin Tanrı ile akrabası olduğuna inanırlar.
işte bunun üzerine Al-Şafi okulundan iranlı bir teolog etrafına topladığı ve içinde Sindiyya Kürtlerinin de olduu bir gurupla Hakkari Dağların'na saldırır.Şeyh Adi'nin mezarını yıar kemiklerini çıkarır.
Bu Müslümanlar iel Ezdilerin belki de ilk savaşıdır ve son olmayacaktır.
Ezidilik;farklı din ve mezheplerden beslenmiş ancak özellikle islam öncesi Kürt putperestliğini barındıran sembolleri içerren farklı bir inanç türüdür.
Merak edenler için çok temel bilgi olacak şekilde;
-Yedi Kutsal varlığın lideri Melek Tavus'tur ve bizzat Tanrı tarafından dünya işleri için görevlendirilimiştir.Bu yedi kutsal varlık her yıl Laleş'te toplanır ve bir sonraki yılın gidişatına karar verir.içlerinden dördü ateş,su,toprak ve havayı temsil eder.
-Şeyh Adi'nin hizmetkarı olan ve istanbul'u işgal edip tahta çıkmasına izin verilen Osmandan sonra taht sırası isa'dadır.Şereffeddin mehdi olunca taht Mısır'a taşınacak isa orada 40 yıl hüküm sürecek sonra tahtan feragat edip Şereffeddin ile ölecek,ikisi Kaf Dağı'na gidecek,Cebrail kapıları açacak,önce Hacûc çıkacak 7 yıl tahtta oturacak,sonra Macûc O'nu öldürüp tahta geçecek.Ardından El-Hellac gelip dünyayı kötülükten kurtaracak.
-Ezidiler Şeyh Adi'nin kendileri için dua ettiğini düşünüp namazı günde iki vakitte indirmişleridir.ikişer rekat olan namaz gündoğumunda ve günbatımında güneşe karşı yapılır.Cemat ile namz kılınmaz,ibadet sırasında yalnız olunmalıdır.
-Yılın belli döneminde Laleş'teki kutsal mabedlerini ziyaret ederek hacı olurlar
-Şeyh Adi mezarından alınan bir avuç toprak her daim ceplerinde bulunur,ölürken bu toprak yok ise yanlarında inançsız kabul edilirler ve bir görüşe göre bu topraktan her sabah bir parça yenir.
-Mavi renkli giyisi asla giyilmez,mavi renkten nefret edilir(burada dürzilik ile benzerlik var)
-Doğan her çocuk Şeyh Adi'nin türbesindeki kutsal suda vaftiz edilir.
-Balık,kabak,bamya,fasulye,havuç,lahana,marul yemezler hatta çoğu ezidi bunların ismini anmaz.
-Cumartesi çalışılmaz.
-Çarşamba banyo yapılmaz,cinsel ilişkiye girilmez(çarşamba çarşafa dolanır buradan gelmiş olabilir mi??)
-Faizle borç alıp verilmez
-Şeytan ya da aynı anlama gelecek kelimeler kullanılamaz
-Adet gören kadın kirli sayılır(Anadolu'da çoğu yerde adet göremeye hala kirlenmek denir)
-Kamuya açık yerlerde tuvalete girilemez,hamama gidilemez.
-Herkesin bir ahiret kardeşi vardır(Anadolu'da ahiretlik geleneği sürer)
-Cenaze sonrası mezarın üzerine yemek ve sopa konur.Din adamı ölğye telkinde bulunur ve meleklere yemek sunmasını ve eğer melekler rahat vermezse sopa kullanamsını söyler.

içe kapalı bir toplumudr.Hala özellikle Batman,Hakkari civarında yoğunlardır lakin 'şeytana tapma' önyargısı nedeni ile çok da ön plana çıkmak istemezler.Bir rivayete göre din nüfus cüzdanlarının din hanesinde x yazar:
Alışılmadık inançları nedeniyle haksız bir şekilde “şeytana tapanlar” olarak yaftalanan Ezidiler, geleneksel olarak küçük küçük gruplar halinde, Irak’la Suriye’nin kuzeybatısında ve Türkiye’nin güneydoğusunda yaşıyorlar.

Tam saylarını tahmin etmek güç. Nüfuslarının 70 bin ila 500 bin arasında bir yerde olduğu düşünülüyor. Korkutulmuş, eziyet görmüş, üzerlerine çamur atılmış bir toplum olarak şüphe yok ki, nüfusları geçtiğimiz yüzyıl boyunca giderek azaldı. Dürziler ve Aleviler gibi bölgedeki diğer dini azınlıklarda olduğu gibi, Ezidiliğe geçmek mümkün değil. Ezidi olarak ancak doğabilirsiniz.

Musul’un batısındaki Şengal dağları bölgesinde devam eden zulüm ise isimlerinden doğan yanlış anlamadan kaynaklanıyor. IŞiD gibi Sünni radikaller, Ezidi isminin Emevi hanedanının ikinci halifesi olan ve hiç sevilmeyen Yezid ibn Muaviye’den geldiğini düşünüyor. Ancak araştırmalar gösteriyor ki ismin Yezid ile bir ilgisi yok. Ezidi isminin iran şehri Yezid ile de bir ilgisi yok. ismin kökeni modern Farsça’da melek ya da ilah, tanrı anlamına gelen “ized” kelimesinden geliyor. Ezidi kelimesi basitçe “tanrıya inananlar” anlamında, Ezidiler de kendilerini bu şekilde tanımlıyor.
Ezidilerin inançlarının çoğu Hristiyanlıktan gelmektedir. Hem incil’i hem Kuran’ı kutsarlar, fakat geleneklerinin çoğu yazılı değil sözlüdür. Bir ölçüde ketumlukları nedeniyle oldukça karmaşık olan Ezidilerin inançlarının karanlık/aydınlık ikilemi hatta güneşe tapma temaları üzerinden Zerdüştlükle bağı olduğuna dair yanlış anlamalar vardır. Son araştırmalara göre her ne kadar Ezidilerin mabetleri güneş figürleri ile donatılmış olsa da ve mezarlarının yönü doğuyu, güneşin doğduğu yeri gösterse de, islam ve Hristiyanlıkla birçok ortak noktaları vardır.

Çocuklar kutsanmış su ile pir tarafından vaftiz edilirler. Evlilik törenlerinde pir bir somun ekmeği kırar ve yarısını geline yarısını ise damada verir. Kırmızı bir elbise giyen gelin, Hristiyan kiliselerini ziyaret eder. Aralık ayında Ezidiler, pir ile şarap içmeden önce, üç gün boyunca oruç tutarlar. 15-20 Eylül tarihleri arasında, Musul’un kuzeyindeki Laleş’te bulunan Şey Adi’nin türbesine hac ziyaretinde bulunurlar, bu esnada ise nehirde abdest alırlar. Hayvan kurban ederler ve sünnet uygulaması onlarda da vardır.

Üstün varlıkları Yezdan adı ile bilinir. Öyle yüksek bir mevkidedir ki ona doğrudan tapılamaz. Pasif bir güç olarak adlandırılır, dünyanın yaratıcısıdır koruyucusu değildir. En yüceleri Melek Tavus olarak bilinen Tavuskuşu meleğinin de aralarında bulunduğu yedi büyük ruh Yezdan’dan çıkmıştır. Melek Tavus kutsal iradenin aktif uygulayıcısı olarak bilinir ve Tanrıdan ayrı düşünülemez. Bu nedenle Ezidilik tektanrılıdır. Erken dönem Hristiyanlıkta tavuskuşu ölümsüzlüğün simgesi idi, çünkü eti çürümezdi.

Ezidiler günde beş kez Melek Tavus’a dua ederler. Melek Tavus’un diğer adı “şeytan”dır, bu nedenle Ezidilerin yanlış bir şekilde şeytana tapanlar olarak damgalanmasına yol açmıştır. Ezidiler ruhun başka bedenlerde can bulabildiğine, devam eden yeniden doğumlarla kademeli bir şekilde günahlardan arınılabileceğine bu nedenle cehennemin gereksiz olduğuna inanırlar. Bir Ezidi için en kötü kader kendi toplumundan dışlanmasıdır. Bu, ruhunun hiçbir zaman gelişemeyeceği anlamına gelir. Başka bir dine geçiş bu nedenle tartışma dışıdır.

Türkiye’nin güneydoğusunun uzak bölgelerinde, Suriye ve Irak sınırına yakın yerlerde bir zamanlar terk edilmiş olan kasabaları tekrar hayata dönmeye başlıyor. Ezidiler köylerinde yeniden evler inşa ediyor. Birçok Ezidi Türkiye devleti artık onları rahatsız etmediği için geri dönmeye başladı. Yüzyıllar boyu süren zulümlere maruz kalmalarına rağmen, Ezidiler inançlarını, dikkate değer kimlik duygularına olan bağlılıklarını ve güçlü karakterlerini hiç terk etmedi. Eğer IŞiD tarafından Irak ve Suriye’de yerlerinden edilirlerse, daha fazlasının Türkiye’nin güneydoğusuna, inançlarını yaşamalarına izin verilen yere yerleşmesi mümkün.
Kadim bir ortadoğu inancıdır. Düşen meleğe tapma semboliktir. Meleğin, insan önünde secde etmeyecek kadar onurlu olması övülür. Malesef unutulmakta olan bir halktır. Kürt boyları ile anılır. Sonradan ezidi olmak mümkün değildir. Mazdek ve zerdüşt inançlarının süreğeni kabul edilir.
doğru mu yanlış mı bilmemekle aklımda kalmış olan:

şeytanı severler çünkü onların inancında şeytan tanrıya karşı insana secde etmemekle haklı durumdadır.
https://sorularlaislamiyet.com/kaynak/yezidiyye
Bir ortadoğu inancıdır.
vikipedi'de kürdistan bayrağı denilen bayraktaki güneş onların sembolüdür.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Yez%C3%AEd%C3%AEler
şeytana inanan inanç grubu.