bugün

ülkemizde kadına yapılan şiddeti, işlenen cinayetleri, tecavüzleri gördükten sonra her kadının yaşadığı duygu.
mesut mutlu yaşadıktan sonra evliliğe gerek yoktur. tüm ihtiyaçlarını sevgilinde bulabilirsan, evlenip korkularla yaşamaya gerek yoktur.
ailesinden baskı gören ve evliliği özgürlük olarak düşünen kadının evlilikten korkmasına gerek yoktur.
erkeklerin kadınlardan daha çok korktuğunu gözlemlediğimi söyleyebilirim kii, açıklaması da şu sanırım. kadınlar küçüklükten beri evlilik yuva piskolojisi ile kendilerini alıştırmışlardır lakin erkekler evliliğin eşiğine geldiklerinde sorumluluk, geçim, çocuk eğitimi vs. gibi sebeplerle oldukça korkmaktadırlar.
aynı kişiyle bütün bi hayatı birlikte geçirme düşüncesiyle kişiye yaşatılan ızdıraptır. korkulması gerekilen bir durumdur ki boşanmayla parçalanmış ailelerde büyüyenler bu kavrama sıcak bakmayabilirler.
ilişkilerin yozlaşması, herşeyin çok kolay erişilebilir bir hale gelmesi, kadınların sahip olduğu ekonomik özgürlük, erkeklerin gün geçtikçe daha çok a* delisi kadınlarınsa para kölesi olması, değer yargılarının ve öneceliklerin değişmesi, eğitimin her geçen gün daha önemli bir hal alması sonucu ortaya çıkan yaygın küresel hissiyat.
kim ne derse desin asosyalliğe atılan ilk adımdır. ha zaten asosyalim diyen biri için nimettir evlilik ama gel gör ki götü başı dağıtan bünyeler için bir sorundur. ilk zamanlar eş dost ile yakın ilişkilere girilmez, anne babalar sık sık aranır, hal hatır sorulur. 30 milyon yıllık arkadaşlarla kafa dağıtmak artık bir hayaldir. çünkü evlilik bir erkeğin ömründe çürümeye, yozlaşmaya, kelliğe, göbeğe, çapraz bağlarda yırtılmaya ve en popüleri beyin nöronlarında azalmaya yol açar.

edit: dün yaşanan bir diyalog.

- aga rexx'in oradayız. koş gel.
- aga çayı yeni koyduk bea.
- mnsikyim dünya !!1
mobilya taksitlerini ödeyememe ihtimali düşünülünce yersiz olmayan korku.öyle takıyla taklavatla da ödeyemeyebilirsin çünkü ne herkesin babasının adı tayyip ne de dünürü albayrak.
(bkz: eraserhead)
ne kadar gec kalinirsa o kadar artar. yazar burda bilip bilmeden konusmus.
kadına şiddetin son dönemde korkunç bir artış gösterdiği şu sıralarda hak verdiğim durumdur.memleketimde erkek kalmadı.
kavga gürültü aldatma gördükçe hem kendime hem de kadına nasıl güvenicem lan ben diyerek evlilikten korkulur.
Evlilik korkusu yeni bir şey değildir. Fakat lükstür. Bazı insanlara seçme hakkı verilmez. Özellikle eğitim hakları daha sunulmadan ellerinden alınmış bayanlar için lükstür böyle bir korku. Yaş yirmiye dayandımı evlilik otomatikman yürürlüğe girer. Karşı koyacak durumları da güçleri de yoktur.

Dediğim gibi lükstür. Bir insan evlilikten korkuyorsa olmayacağını, yürütemeyeceğini biliyordur, seziyordur da ondan gelir bu korku. Ya da iyi bir aile hayatı yaşamamış olmanın getirdiği birşeydir, aynı kötü aileye tekrardan sahip olma çekingenliği.

Yine de hür iradeleriyle hareket imkanı olan kişilerde bir uyarıcı görevi üstlenir. Sonrasında duvalara vurulacak kafa kimseye hayır getirmez.

(bkz: Korkuyorsan yeme bu boku)
evliliğin kendisinden değil de, yüklediği sorumluluktan korkmaktır.

yoksa evlilik denilen şey kadar güzeli var mı? Sevgilin, artık karın/kocan sıfatını alıyor, aynı evde yaşıyorsunuz, gece beraber uyuyup sabah birlikte kalkıyorsunuz. Bebek yapıyorsunuz. Bunlar güzel şeyler tabi, ama birde eksi yönleri var, işte korkulan taraf budur.
kavga eden ebeveynleri yorganın altından dinleyerek geçmiş bir çocukluğun sonucu olabilir.
en büyük nedeni aldatılma korkusudur.
evlenince belirli özgürlükler elden gideceği için doğal olan korkudur. diğer sebepleri de ya ileride anlaşamazsak, ya yürümezse, iki taraftan biri değişmeye başlarsa, ya sıkılırsam ve türevleri olabilir.
insan sevdiği kişiyle evlenmez.. Sevdiğine bu kötülüğü yapmaz. O nedenle, korkunuz efendim evlilikten..
aslında adaydan korkmaktır bir nevi. ne huyu var nedir ne değildir tam bilemezsin.
Evlilikten değil ama doğru adamı bulamamış olmaktan çok korkuyorum.
evlilikten korkmayın keramet bereket vardır.

nasıl geçineceğiz, diye çekinmeyin allah yardım ediyor hele bir evlenin iyi ki evlenmişim diyeceksiniz. tabi ki uyumlu huyu huyunuza uygun bir eş bulduğunuz zaman.
Iki taraf için de geçerli durum. Ancak erkeklerin korkuları daha başka.
genellikle parasal sıkıntı yüzünden.
Sorumluluk almaktan korkmak. Belki de kalbinin derinliklerinde sevip de kavuşamadığı biri var.
Ya da zihninde geçmiş aşkların anıları var. Belki de evli olup da mutsuz çift sayısı çok iken
endişeleri var. Bu arada cidden evlenip de mutlu olan birileri var mıdır? Bir şehir efsanesi midir yoksa ?
Ayrıca üst entryde yazılana katılıyorum. Ya başka birine aşık olunursa? Ya eşin başka birine aşık olursa?
Daha güzel veya yakışıklı olan birilerini görünce iç geçirip üzülebilir mi? Ben ona yetemezsem.

Hani bayan açısından kafaya takılacak birkaç unsur da aile ilişkileri.
Kaynana, görümce diye adlandırılan hemcins olduğuna bin şahit istenecek tiplerden korkuluyor.
Bunlarla rekabet içine girilecek mi? Her haltımı eleştirirlerse?

Hani bir de eş denilen erkek sonradan değişirse? Sevgiliyken gül getirip evlenince maydonoz
getirirse. Para sorunları yüzünden o aşk meşk gülüm cicim ayları tümden biterse ne olur ? düşün düşün dur.

Hani eş denilen erkek beni değiştirirse. Onu giyme bunu yapma şura gitme.
Eh gecenin bu saatinde pc başında olmam bile bu kısıtlamalardan biri olmaz mı?

Şey bi de bunun temizliği, ütüsü, çamaşırı, bulaşığı var.
Acaba eve hizmetçi alacak parası olmadığı için mi beni alıyor?

Seks konusu da var. Zaten cinsellik de olmasa ne işe yarar evlilik.
Bakalım yatakta performansı nasıldır? Ya her gece canımı çıkaracak kadar istekliyse.
Ya da 3 ayda 1 uğrıcak kadar isteksizse. Hani küçük olma ihtimali var ki aşk falan bırakmaz ortada.

Çocuk konusu var bir de değil mi? Ya ben çocuk yapmak istemiyorum.
Herif her türlü zaten kullanıyor bir çocuk yapması eksikti.
Yok yok büyütme masrafı var. Sonra boşanırsak başıma kalma ihtimali var.
illa yapcaksak da bari babasında kalsın sonra.

Şöyle 1-3 yıl evlenip boşanabilceğimiz bir durum olsaydı.
Birkaç yıl neyse de tüm ömür aynı adamla nasıl geçecek. iki güne sıkılcağım çok belli.

Ama o beni o kadar çok seviyor ki. Sırf onun hatrı için zorluyorum bünyeyi.
Aklıma 1 değil 1001 soru geliyor işte.

Ayrıca insanlar mutlu olmıcağını çok sıkılacaklarını bile bile niye evlenir ki?
Doğru kişiye yanlış yapmamak için mi?
Bir başkasının sorumluluğunu almaktan korkmaktır, ömrümün sonuna kadar aynı yatağı paylaşacağın birinin olmasından korkmaktır. Karşı tarafın annesine babasına anne baba demek...maksimum 3–4 yıldır tanıdığın biriyle yaşlanacak olmak. Kavga gürültü, belki de şiddete maruz kalmak... En önemlisi de aşık kalabilmek.. Valla bu tür şeyler saçma geliyor, boktan bi durum gibi ne bileyim.
güncel Önemli Başlıklar