Hemstır beslemekten iyidir.
Eskiden yaptığımız aktivite(ymiş). Ben hatırlamıyorum. Küçükmüşüm. Ben tavşanın kuyruğunu kopardıkdan sonra babam tavşanı kesmiş. Pişirmişler.
her ne kadar anlatılsa da bizim de tavşanımız varmış, hatırlamıyorum. Pis bir iş olduğu söylenir.
eğer kaybederseniz, sıçıp sıçıp oluşturduğu bok yoluyla nereye gittiğini anlayabilirsiniz.
çatıkatındaki tuvalette beslediyseniz o tavşan boku kokusu 5 sene sonra da orada olacaktır demedi demeyin.
hanımkıza sorarsan "ay çok şekeer", üniversite öğrencisi abiye sorarsan "evde tavşan var,sevmek istersen uğra.", anneye sorarsan "aman kokar o." , jandarmaya sorarsan "sktir et pezevengi" tadında bir eylemdir.
bizim yavru tavşanımız buzdolabının arkasında elektrik çarpmasından ölmüştü.
Tavşana eziyettir.
tuvalet eğitimi varsa neden olmasındır.
"Tavşanım benim!" diye sevilir.

Yalnız dışarıda kalması daha sağlıklı, ama o zaman da tavşanlara yazık....

En iyisi olmamaması sanırım.
küçük küçük sağa sola döktüğü boklarından dolayı yapılmamalıdır.
yeğenimin yaptığı eylemdir. zavallı tavşan 10 günlük eziyetin ardından kendini 5.kat balkonundan aşağı atıp intihar etmiştir.
zor zanaattir, ağır bir koku olabilir. hatta çatıda falan besleniyorsa kargaların azizine uğrayıp yem haline gelen ve sonra çok üzüldüğünüz ve suçlu hissettiğiniz durumdur. ama değmez mi? bence değer (kargalara yem etmekten bahsetmiyorum elbette).

(bkz: gülü seven dikenine katlanır)
Yavruyken sıkıntı olmuyor da büyüdükçe kafesesığmıyorlar sürekli sevişiyorlar. Evdeki halıları çiçekleri kemiriyorlar. Ama evin içinde koşturmalarını izlemek büyük keyif. Bahçesi olana tavsiye ederim.
2 kere besledim. Yazın terasta, kışın evde duruyodu. Gece kalkınca terasa sesleniyodum \'\'Zeytiiiin\'\' diye, hemen 2 ayağının üstünde sese doğru bakıyodu. Terasta bi saksı vardı, çişi gelince hoop zıplayıp oraya gidiyodu. Kışında banyo giderine alıştırmıştım mesela. Salonda kucağımda dururken hızlıca banyoya gidip çişini yaptığını bilirim. Tam yatağıma yatıp uyuyacağım zaman minderlerin üstünden zıplaya zıplaya yatağıma geliyodu. Kablo falan da kemirmiyodu, kemirmesi için başka şeyler veriyodum çünkü.
Evet, beslediğimin ikisi de böyleydi.
Yavruyken de zor büyüyünce de, bakabileceğinden emin olmadan alınmamalıdır. Evde toplam bir internet kablosu, dört kulaklık, bir kot pantolon, halı püskülü vs kemirmişliği var. Bunun dışında kemirmesi için tahta, karton parçaları da verirdim. Tuvalet alışkanlığı öğretene kadar canım çıktı. Çişini kolay öğrendi fakat kakasını hep boncuk boncuk geçtiği yollara bıraktı. Geceleri aktif olan hayvanlar olduğundan, gündüz sevmeniz zor olabilir.cinsinin lop olmasından mutevellit kulakları dik değil yere doğru düşüktü, krem rengi acayip yumuşak tüylü pofidik bir şeydi. Çok tatlıydı. Fakat çok çabuk büyüyen hayvanlar ayrıca olgunluğa erişince büyük sorun çıkıyor kendisi için de sahibi için de.
Tavşanlar kediler ve köpekler gibi evde yıllarca bakılabilecek hayvanlar değildir. Uzun vadeli düşünüyorsanız muhakkak bahçede bakmak gerekir.
Yapmayın böyle şeyler, ormanda toprakta yaşayan hayvanı betona eve tıkıp hapsetme arzunuzun amacı ne arkadaşlar, ne çeşit vahşi canilersiniz.
bir zamanlar yapmak istediğim eylemdi.
ne kadar eğlenceli de olsa evin her yerine talaş saçılır. eve girdiğinizde ahıra girmiş gibi olursunuz. ama tatlılıklarına değer
bahçeli bir eviniz yoksa bakımı çok zordur. evin içinde baktım ama arada bahçeye indirme imkanım olduğu için işkence etmediğimi düşünüyorum. inanılmaz sevimli olmalarının yanısıra, adım atarken pıtır pıtır katı atık düşürürler ve bibişleri feci kokar. kabloları kemirir. tüy döker. almadan önce iyi düşünmek gerekir. benimki 7,5 sene yaşadı, kalp krizinden öldü mesela canına yandığım.
Yarım saat önce liseden okuyan kız kardeşim, elinde küçük bir kafes; kafesin içinde kocaman bir tavşanla eve geldi. Yıllardır evde hayvan beslemenin hayvana zulüm olduğu anlatmaya çalışan bizler şok geçirdik. Kafes, o kadar küçük ki hayvancağız içine ancak sığabiliyor. Satan pezevenk, içine bir kuru ekmek koymuş o kadar... Kuru dediysem taş gibi.

Annem çok kızdı tabi, bu hayvan evde ne yapacak? Nasıl yaşayacak? diye sordu. Ondan on dakika sonra da eve babam geldi. Onun verdiği tepkiyse benim bile gözlerimi doldurdu.

Bu hayvan, yeri kazmak ister. Özgürce ot yemek oradan oraya koşup atlayıp zıplamak ister beşinci kattaki bu evin balkonun aşağı düşse ben bu vebali nasıl kaldırırım kızım!

Su verdin mi hayvana? diye sordu. Kız kardeşim, daha vermedim deyince, "Yezit misin sen?" diye bağırarak mutfağa koştu. Birazdan hayvanı azat edebilmek için götüreceğiz. Babam, "dağa bırakalım ölecekse de özgür ölsün..." dedi.

Değerli dostlar evde hayvan beslemek kötü bir şey değil ancak evde beslenecek hayvanlar da bellidir. Sincap, hamster, tavşan falan bunlar tutsak edilecek hayvanlar değildir.

Evde beslenmemesi gerek bir hayvandır.
Tavşan Evde değil bahçede beslenmesi gereken bir hayvandır.
Almayı düşünmüştüm ama tavşan sıkıntılı bir hayvan.

Evde olmaz o yüzden bahçe lazım.
Hem tavşan hem sizin için eziyettir. Bu bebişi 2 gün evvel almıştım. Evimizde iki gün misafirimiz oldu ama artık gitme vakti geldi. Kıyamıyorum sana süslü. Kulaklarını yerim senin.
Çok sevimliler çok neşeliler. Hatta bu neşeyi evinize de saçarlar ama o minicik tavşandan sapsarı sidik nasıl çıkıyor anlamış değilim. Bokunda sıkıntı yok ama çişi sıkıntılı.

Eşiniyor, evde yeni yerler keşfetmeye çalışıyor. Kabloları falan kemiriyor. Ani hareketler yapıp bi oyana bi buyana koşuyor şebelek. Bir de yalaması var çok sevimli. Üstünüzde yattığında size çok fena huzur veriyor.

Yuva olarak komodinimin üç çekmecesini söküp yan yatırdım ve tavşanı içine koydum. Tavşan olduğunu hesaba katmamıştım ben bunun .s zıplayıp çıkıyor yuvasından. Yatağın altına falan girip her seferinde ulan camdan mı atladı acaba korkusuyla evde tavşan arıyorum.

Özet : bahçeli eviniz yoksa hem kendinize hem tavşana eziyet edersiniz.

görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel

Seni evdekiler de çok sevmişti ama buraya kadarmış. Seni güvendiğim birisine vereceğim. Unutmayacağım seni. Sen de beni unutma ponponunu sevdiğim.
görsel

Teşekkürler süslü.