bugün

Dr. Henry Astarjian adındaki bir ermeninin yazısıdır. herkesin okumasını tavsiye ederim. Burada sizi kardeşlikle kandıranlar "hepimiz ermeniyiz" dedirtenler kimdir tanıyın!

--spoiler--
Benim kuşak Ermenileri, jenositten kurtulan ebeveynlerimizden, dedelerimizden ve ninelerimizden devir aldığımız miras, bilhassa Kürtlerin yaptığı gaddarlıklar ile ilgilidir. Yaklaşık bir asır sonra bile Kürtler hakkında post-jenositten sonraki Ermeniler ile konuşulduğu zaman, Kürtlere karşı bir kızgınlık, nefret, küçültücü ve bir ilgisizlik söz konusu olmaktadır. Fakat bu günkü gerçekler Türkiye’nin güneydoğusunda bizimle aynı toprakları paylaşan bu insanlara soğukkanlı bakmayı zorunlu kılmakta olup bu topraklara biz “Batı Ermenistan” derken onlarsa “Kuzey Kürdistan” demekteler. Dolayısıyla onlar bizim dostumuz mu? Yoksa rakiplerimiz mi? Yada ikisi mi?

Bizlere aktarılan hikayelerde bu insanlar kriminal olarak tanıtılmakta ve asırlar boyu Ermenilere karşı düşmanca davrandıkları bilhassa 19. yüzyılın sonlarındaki büyük 1915 jenosidinde Kürt aşiretlerinin öncülük ettiğidir. Tarih boyunca yaşam biçimimizi etkileyen, varlığımıza kast eden ve geleceğimizi yakından ilgilendiren bu insanlar kimdir?

Etnik espriler Kürtleri cahil göçebe ve Müslüman bir topluluk olarak tasvir etmektedir. Türklere göre Kürtler çok az Müslüman ve onun için onlara şu deyimi yakıştırmışlar: Türklerin deyimiyle, gavura göre Kürt Müslüman. Tarihi belgeler onları aşiretler topluluğu olarak tanıtmakta ve son beş asırdan beri Anadolu’da varlıklarını şantaj, soygun, bireysel cinayetler, toplu cinayetler, ırza geçme, rehin alma ve genel olarak da Osmanlı otoriteleriyle işbirliği yapıp gerek Ermeni milletine gerekse diğer Hıristiyan azınlıklara zulüm ettikleri belirtilmektedir. Kimdir bu Kürtler? Genlerinin kaynağı nedir? Nereden geldiler?

Aslında bunların hiç birisi önemli değil. Önemli olan onların 4.000 yıldan beri bizimle beraber yaşamış olmaları, bazen bizimle dost, sıkça bize düşman demesek, rakip oldukları, hatta onlar ile tarihlerimizin iç içe geçmiş olduğudur. Kimi zaman bizler onlara karşı Osmanlılarla ittifak kurmuşuz, kimi zaman onlar bizlere karşı aynısını yapmışlar. Bazı zamanlar da, onlar ile birlik olup Osmanlı hükümetine karşı savaşmışız. Örneğin, Bedirhan Bey’in 1845 yılındaki ayaklanmasında Ermeniler ile ittifak oluşturularak Sultan’ın güçlerine karşı savaşılmıştır. Bedirhan Bey şu inanca sahipti: “Ermeniler ile Kürtler Aryan olup aynı ırkın evlatlarıdır. Bir aşiret islamiyet’i seçmiş diğeri ise Hıristiyan olarak kalmıştır.” Bedirhan Bey hatta bu iki topluluk arasındaki evliliklere müsaade de etmiştir. Fakat bir Ermeni erkeğin Kürt kızıyla evlenmesi ise şüphelidir.

Bedirhan Bey’in Kaliforniya’da yaşayan Saif Bedirhan adındaki torunlarından biriyle tanışma fırsatını buldum. Saif Bedirhan son derece eğitimli mütevazi bir insandır. Hatta bir 24 Nisan etkinliğinde kısa bir konuşma yapıp jenosidi protesto etmişti. Saif Bedirhan Kaliforniya ve Maryland’de düzenlenen Kürt Amerikan Konferansları’nda benim konuşma yapmamı da sağladı. Konuşmaları yaptım! Bu toplantılara yoğun bir ilgi gösterilmişti. Gerek katılımcılar ve gerekse katılımcıların görünümleri benim o ana kadar Kürtler hakkındaki düşüncemi de değiştirmişti. Orada kiminle tanıştıysam bilimsel veya girişimcilik alanında ya mastır veya doktora yapmış kişiler olduğunu söylemek abartılı sayılmaz.

Resmi konuşmalar, yemekler ve sosyal münasebetlerdeki kibar tavırlar medeniyetin göstergeleriydi. Kürt giysileri içindeki nazik ve büyüleyici bayanlar erkekler ile iç içe, omuz omuza dans ediyorlardı.

Ben ön koltuklardan birine oturtuldum. Tahminime göre bilerek solumdaki koltuk boş bırakılmıştı. Ben bu toplantılara ne Ermeni halkını temsilen katılmış ne de böyle bir iddiam vardı. Orada bulunan Türkiye Kürtlerinin hepsi benimle tokalaşmaya geldiler ve o koltuğa oturup benimle düşüncelerini “gizli” “Ermeni halkının temsilcisiyle,” paylaşmak istediler. Sohbetlerimiz esnasında “Kürtler neden Müslümandır? Müslüman olmakla biz ne elde ettik? Gibi sorular ortaya atılıyordu. En az bir düzine kadarı –gizli kalmak şartıyla- ninelerinin Ermeni olduğunu söylüyordu. Ben bu sözlere şoke olmadım. Bir kaç yıl sonra Kürtlerin Ermeni kızlarını kaçırıp rehin aldıklarını öğrendim ki bu konuya ileride tekrar döneceğim.

Bu toplantıların şüphesiz asıl amacı siyasi ve milli olup “Birleşik Bağımsız Kürdistan” davasına hizmet amaçlıydı. Bu benim için bir uyanıştı! Mesele yalınız Irak Kürdistan’ından ibaret Kürtlerin Saddam Hüseyin’in zulmünden kurtarılması meselesi değildi. Sınırları Ağrı platolarından –bu günkü Türkiye- Irak’ın içlerindeki Kerkük ve Mandali’ye [Mendeli] kadar uzanan topraklarda birleşik, hür ve bağımsız Pan-Kürdist bir Kürdistan yaratmaktı. Söz konusu olmamakla beraber şunu da burada belirteyim ki altı Ermeni vilayeti ki mücevher Van ili de buna dahildir.

Ben podyumdan özet olarak söyleyeceklerimi net, açık ve yüksek sesle şöyle söyledim: Evet, bizler [Kürtler ve Ermeniler kastedilmekte] aynı şeyleri amaçlıyoruz. Evet, düşmanımız ortak. Evet, aramızda bir ittifak olmalı. Fakat her topluluk kendi amaç ve hakları için mücadele etmeli. iki milletimiz arasında husumet olmamalı. Bizler kaderde partneriz [ortağız]. Amerikan Cumhurbaşkanı Woodrow Wilson tarafından harita üzerinde son şekli verilen Sevr Antlaşması’nda haklarımız detaylı bir şekilde belirtilmiştir. Sevr Antlaşması’nın maddelerine ve haritaya bağlı kalmak Türkiye için dezavantaj bizler için ise avantajdır.

Türkiye’yi başka milletlerin topraklarını işgal eden, onları baskı altına alan, insan haklarını ihlal eden bir devlet olarak, ki öyledir, gösterdiğim için dinleyiciler tarafından üç defa ayakta alkışlandım. Kanaatime göre konuşmam onaylandığı için değil fikirlerimi ifade ettiğim için alkışlandım.

Irak’ın Zaxo şehrinden Şemdin Ağa’nın oğlu Nijyar H. Şemdin Ağa ile bir toplantıda tanışmıştım. Benim amcam Kirkor Astarjian, Şemdin Ağa’nın hem en yakın dostu hem de ailesinin doktoruydu. Bu ağa ve diğer ağaların vasıtasıyla amcam 1920 yılında Milletler Cemiyeti tarafından düzenlenen referandumda Irak’ın lehine sonuçlanan kararın alınmasında aktif rol almıştı. Bu referandumda Musul Kürtleri Atatürk’ün Türkiye’si yerine yeni kurulan Irak Krallığının sınırları içinde kalmak için oy kullanmışlardı. ikimiz birbirimizi görmekten mutlu olduk ve dünün hatıralarını tazeledik.

Münasebetler beni Hague’de kurulup fiziki olarak da aktivitelerini Brüksel’de sürdüren Sürgünde Kürd Parlamentosu’nun birinci yıldönümü kutlamalarına götürdü. Sürgünde Kürt Parlamentosu’nu 10 Avrupa ülkesi ya resmi olarak tanımış veya bu demokratik kuruma destek vermişti. Parlamento sürgündeki Türkiyeli Kürt Milletvekilleri tarafından kurulmuştu. Bu milletvekilleri, Leyla Zana ve diğer milletvekilleri gibi Kürt mücadelesine verdikleri destekten dolayı dokunulmazlıklarının kaldırılması ve milletvekilliklerinin düşürülmesi sürecinde Türkiye’yi terk etmişlerdi. Organizasyonu yapanlar Yaşar Kaya’yı Parlamento’nun başkanlığına getirmişlerdi. Onunla Kaliforniya’da bir Kürt toplantısında tanışmıştık ve toplantıya konuşmacı olarak davet edilmişti. O da konuşmasında Kürtlerin birliğine vurgu yapıyordu. Yönetim Kurulu Başkanı olan Zübeyir Aydar (Türk Parlamentosunda Siirt temsilcisiydi) ile beraber Taşnak Partisi’nin temsilcisine hoş geldin demeye geldiler (bu temsilci ben değildim). Sonra beni bir italyan lokantasına akşam yemeğine davet ettiler. Konuşmaya önce onlar başladılar. Kürt aşiretlerinin Ermenilere karşı işledikleri cinayetlerden dolayı özür dilediler. “O gün size karşı suç işleyen o katiller belli aşiretlere bağlı olup bu gün aynısını bize yapıyorlar,”dediler. “Bizleri öldürüyorlar, toplatılan köylülerin huzurunda kadınlarımızın ırzına geçiyorlar, köylerimizi, mezralarımızı yakıp halkı yerlerinden sürüyorlar. Aradaki fark onları Der Zor’a göndermiyorlar. Sizin Hamidiye Alaylarınız vardı, bizim de bu katil korucularımız var. Onlar Türk devleti tarafından maaşa bağlanmışlar.” dediler.

Sohbet koyulaşarak Kürtlerin çocuklarımızı rehin almalarına gelip dayandı. “Biz onun tartışmasını yapmıyoruz, fakat olaya bir de bizim açımızdan bakın: Bu çocuklar Der Zor’da çeşitli ölümler ile karşı karşıya kalacaklarını biliyorduk; onun için hayatlarını kurtardık. Ayrıca onlara her zaman Ermeni olduklarını söyledik.” Fakat onları Mülüman yaptıklarına değinmediler. Sonra jenosit konusuna geldiler. Gerek sağ olanlara gerekse ölenlerin geride kalan evlatlarının üzüntülerini en içten dilekleriyle paylaştıklarını belirtiler. Ben bu içten gelen duygularını artık sürekli tekrar haline gelinceye kadar onları hep dinledim. Nihayet orada onlara söylediğimin aynısını bir gün sonra televizyon yayınıyla parlamentoya (Sürgünde Kürt Parlamentosu kastediliyor) söyledim. Konuşmamın özeti çok basitti: “Ben buraya sempati toplamaya yada Kürtlerin özür dilemesini istemeye gelmedim. Üzerinde yaşadığınız bazı toprakların Ermeni milletinin hakkı olduğunu ve Sevr Antlaşması’nın maddelerini teyit etmek için buradayım. Bizim Kürt milletiyle olan ilişkilerimiz ideolojik değildir. Fakat toprak hakları ve Batı Ermenistan talebidir.” dedim. Belçika ve Kürt televizyonlarının ikisi de konuşmayı yayınladı.

Kürtler ile olan ilişkilerimiz karmaşık sorunlardan biridir. 1.ihtiyaçtan dolayı düşmanımın düşmanı benim dostumdur misali müttefikiz. 2.Onlar bize aşağıdan bakıyorlar, fakat biz olara tepeden bakıyoruz ve biz yanlış yapıyoruz. Kürtler kimsenin tahmin edemeyeceği her alanda büyük mesafeler katetmişler. Kesinlikle en azından benim tahmin edemeyeceğim kadar. 3.ister sevelim, ister sevmeyelim, onlar bizim komşularımızdır. En iyisi onları anlamaya çalışmaktır. 3.Batı Ermenistan’ın haricinde onlar için de “Kızıl Kürdistan” meselesi var ki, bu, Laçin, Kelbajar ve Fizuli gibi bölgeleri kapsar. Bizim için mesele kapanmıştır.

Şimdi Kürtler dost mu? Yoksa rakip mi? Herhalde ikisi. imkansız gibi görünen bu meseleye akıllıca yaklaşım benim düşünceme göre onları rakip yapmaktan ziyade dost yapacaktır. (Bir nokta daha: Bizim yetkilileri bu konuda detaylı olarak bilgilendirdim. Onlardan ne bir destek ne de onay aldım. Bu çabada kendim hariç hiç kimseyi temsil etmiyordum. Başkaları da belki ayrı bir izlenime sahipti.)
--spoiler--

http://www.armenianweekly...iends-our-foes-the-kurds/

http://team-aow.discuforu...imiz-mi-Yada-ikisi-mi.htm
özellikle Türklerin mutlaka okuması gereken yazıdır.
acaba bu iki unsura bıraksak o toprakları ilk hangisi diğerini bıçaklar. Biz gidince bazıları o toprakların güllük gülistanlık olacağını zannediyor ya, o ermenistanın bile varlığı bize bağlı.
okuyun okutun yorumu.
Amın oğulları biraz zayıf düşsek anamızı zikecekler yeminle.
yıllarca ermeni katlini yapanların başı bozuk kürt alayları olduğunu anlatıp durdum. anca hee hee dedi herkes... adamlar 30 yıldır dünyaya türkiye yaptı diye tescilliyorlar biz hala ak parti mi kara parti mi cemaat mi şemsiye mi dalaveresinde kum havuzunda kendi bokumuzla oynuyoruz. Bir tane kürt çıkıpta demediki haklısın bizler kovduk onları onlarda moskof gelince bizim üzerimize çullandılar çarlık yıklınca kaçan rusların arkasında kalan gönüllü ermeni alaylarının icabınada biz baktık demedi! Çoğu pkk sempatizanına sor evet der osmanlı yaptı,türkler yaptı aynı kürtlere uyguladığı gibi onlara da soykırım yaptı der soysuz. sizin yediğiniz bokları örtmek bu memleketin borcu mudur lan? sizin taşıdığınız kaçak mazotla mı duruyor bu millet ayakta? ama işinize gelince sırf kafa tutmak için devlete hepimiz ermeniyiz dersiniz... kahrolasılar yahu ... iyi ki asker değilim iyi ki bu milletin erk sahibi bir bireyi değilim... çok utandırırım milletimi... derdim bu memlekette ekmeğini kazanan, rızkını burda kazanan yurt ermenisi, işine gücüne bakan, hepimiz bir ülke adı altında yaşayan topluluklarız diyen kürtler değil benim derdim, başlığı değişen vibratör gibi oynak kürdistan manyakları... al kur devletini sanki legodan araba yapıyosun mk. iran çöksün tepenize bak, devletimiz yardım ederse hemen vergiden muaf tutulmak istediğimi talep edicem, size verilecek köpeğin sidiği yok bende...
hamidiye alaylarını oluşturan kürtlerdi Ermenileri kürtler öldürmüştür gidin avrupadaki tüm kütüphaneleri böyle yazar ama olay türklere atılmıştır.
türk düşmanı, kürt sempatizanı bir ermeni'nin yazısıdır.

--spoiler--
ihtiyaçtan dolayı düşmanımın düşmanı benim dostumdur misali müttefikiz.
--spoiler--

pkk'ya açıkça destek vermiş olduklarının bir itirafıdır bu. ayrıca bizi bir "düşman" olarak tanımlamaktan da hiç çekinmemiş.

--spoiler--
kürtler kimsenin tahmin edemeyeceği her alanda büyük mesafeler katetmişler. kesinlikle en azından benim tahmin edemeyeceğim kadar.
--spoiler--

"her alanda" ve "büyük mesafeler". vay anasını sayın seyirciler! neymiş lan bu kürtler, kıymetlerini bilememişiz. kadir kıymet bilmez pis foşik teceliler! yakında uzaya uydu mu fırlatacaklar, insanlığa büyük yararlar sağlayacak bilimsel bir icat, buluş mu yapacaklar? o "alan" dediğin şey terör tabanlı politika ve amerika'nın maşası olmak olmasın sakın?

--spoiler--
ister sevelim, ister sevmeyelim, onlar bizim komşularımızdır. En iyisi onları anlamaya çalışmaktır.
--spoiler--

bizi de biraz anlamaya çalışsaydın ya birader. ama sen bize düşman diyorsun zaten en başından. anlayış da beklemeyelim o zaman. değil mi ama? ya ya.
bir orospu çocuğunun şehit kaymakamımız kemal bey'e "godoş" demesine vesile olmuş yorumdur. hoşt lan köpek! hoşt lan şerefsiz it! iyice azdınız artık!

bu orospu çocuklarını iyi tanıyın! "godoş" dedikleri, ingiliz işgalcilerin görevlendirdiği kürt nemrut mustafa paşa divanının kararıyla ve vahdettin'in onayıyla asılan vatansever bir şehidimizdir.

işte bu köpekler böyledir!.. tüm bu şenaatleri işleyen, işbirlikçi, teslimiyetçi, hain ve yobaz hürriyet ve itilaf fırkasının devamının sıçmıklarıdır.

bunlar öyle şerefsizdir ki lafa gelince "efendim asıl kuvva-i milliye bizdik" derler ama kuvva-i milliye karşıtı şerefsizlerin yaptıklarına da sahip çıkarlar...

söz konusu zihniyeti tanımak için, bırakın geçmişteki şehitlerimize yaptıklarını bilmeyi, şimdi şehit ve gazilerimize yaptıklarını görmek bile yeterlidir.
Milli şehidimize katil diyen milliyetsiz Oruspu evlatlarının varlığını kanıtlamış yazıdır. Bu ağzı köpüklü kuduz itler yazının bir Ermeni aydını tarafından kaleme alındığını görmezden gelmektedir.
birçok gerçeği içerisinde barındıran yorum.

ayrıca gecenin bu saatinde okuyacak bir şeyler arayanlar varsa mutlaka okumalıdır.
olumlu yorumlardır zira göbek bağları birlikte kesilmiş iki ırktır bunlar.
Adamlar ulkeyi paylasmaya baslamis, hatta "surasi benim orasi senin" muhabbetine girmis, biz de anca fitrat konusalim, saray konusalim, tayyip ne derse onu konusalim...

Beyni sikilmis memleketin, sonra cahil deyince atarlaniyosunuz amina koduklarim!

Heee sikeyim ermenileri, tarih boyunca hep gozleri vardi topraklarda ama bu boktan politikalar devam ederse heveslenip daha da ileri gitmeyeceklerinin garantisi yok.

Tanim: en ufak bir acikta akbaba gibi tepemizde bekleyen iki dusmanin gercek yuzlerini anlatan yorum. Allah hepinizin belasini versin.
Selahattin ve sırrı denen kekoların yüzüne okumak istediğim yorumdur. Hani ermeni katliamı falan diyor ya bu teröristler bi konuşalım isterim bu tescilli belgeli yazı ve konferans üzerine!

Facebook sayfalarınızda twıtırda paylaşın bu yazıyı.
--spoiler--
ister sevelim, ister sevmeyelim, onlar bizim komşularımızdır. en iyisi onları anlamaya çalışmaktır.
--spoiler--

bizi de biraz anlamaya çalışsaydın ya birader. ama sen bize düşman diyorsun zaten en başından. anlayış da beklemeyelim o zaman. değil mi? ya ya.
Şaşırdık mı hayır hacı hacıyı mekkede derviş dervişi tekkede orospu orospuyu dakkada bulur çünkü. Bu kadar yavşağın yalan davalarda buluşması zaten bizi şaşırtmıyor.
(bkz: kürtlerin ermenileri katletmesi)

oku okuttur. sosyal ağlarında paylaş.
bugün ermeni hamisi kesilen onun bunun çocuklarının iyice okuması gereken yorumdur.

Ermeniler onları kimin yağmaladığını kimin öldürdüğünü çok iyi biliyor. Bu eşkıya çeteleri o zamanda aynı barbarlıkla aynı canilikle ve aynı ilkellikle yaşamlarını idame ettiriyor ve yaşıyordu. bugünde değişen bir şey yok.

gasp

hırsızlık

tecavüz

terör

genlerinde bunlardan başka bir şey barındırmayan bu ilkel kabile yeryüzünde olmazsa yeraltında cezalandırılacaktır.
(bkz: pkk kürt görünümlü bir ermeni hareketidir)
bana "yollayın ogün samast gibi arkadaşları alayını vursunlar" kelimesini aklıma getiren başlık.
nerede ermeni sevici kekolar? nerede hümanist dalyaraklar?

barikatların arkasına mı saklandınız yine? sizi gidi kekolar sizi...sizi gidi komünist enikler sizi.