bugün

karl marx'ın "18 inde komunist olmayan, gençliğini yaşamamıştır." sözüyle açıklanabilecek hadise. günümüz koşlulları göz önünde bulundurulunca bu "enfeksiyon"a yakalanan arkadaşlar converse giyiyor olabilir. doğaldır, tıpkı düşüncesi açık, başı kapalı kızlarımızın caiz olması gibi. yani özetle enfeksiyon değildir, çünkü kötü bir şey değildir, kişiyi öğrenmeye ve olgunlaşmaya iter.*
universite donemide kadar uzayan, daha dogrusu kisinin bizzat kendisi tarafindan uzattirilan enfeksiyondur. eeee adam universiteli oluyor artik. nasil kari kiz ortamlarina akacak ? komunistim ayagina tabi.
Gelgelelim okul bitip elleri biraz para gormeye basladimi komunistlik momunistlik kalmaz zaten, gecer iyilesiverirler.
bazı komünistler olabilir ancak, kimi komünistler hayat boyu bu rüzgarın etkisinde kalıp dolu dolu bir yaşam sürerler. çoğu da para gibi basit şeyler için davayı satmaz, tabii ki esaslı gomünist ise. ayrıca bu komünistlerin çakma ideolojilere çakma şekilde bağlanan insanların yorumlarına hiç mi hiç ihtiyacı yoktur.
bernard shaw'ın dediği gibi "Yirmisinde komünist olmayanın kalbi, kırkında komünist olanın aklı yoktur".
minnetla anıyoruz (bkz: ahmet taner kışlalı)
bir söz vardır ona benziyor bu:

"on sekiz yaşında sosyalist değilsen genç değilsin.
otuz beş yaşında kapitalist değilsen akıllı değilsin"

edit: üstteki entryle aynı anda girmişim. tesadüf.
zararsız tek enfeksiyondur.
bu enfeksiyona takılanların başlıca özellikleri şöyle sıralanabilir.
- enfeksiyon öncesi " yaa yağmur yağıyodu konverslerimle kayıp, düşüyodum nerdeyse" derler, enfeksiyon sonrası " yaşasın komunizm, biz markaya takılmayız milet varolsun bıdı bıdısı yaparlar.
- msn avatarları komunizmle ilgili abuk sabuk resimlerle kaplıdır.
- iki laflarından biri devrimciyiz oolumdur.
- tezlerini çürüttüğünüzde göt gibi ortada kalsalar dahi embesil ergenler gibi devrimci takılırlar.
- beyinleri yıkanmışcasına yobazdırlar.
- kendilerine siz kaç kişiyle devrim yapacaksınız denildiğinde; "şu an için az kişi olabiliriz ama çoğalıcaz bir gün derler." böyle durumlarda tabi tabi deyip geçiniz.
son olarak da * uydurmada üstlerine yoktur.
tdk ya göre enfeksiyon;

"Organizmada hastalığa yol açan bir mikrobun genel veya yerel gelişmesi, yayılması."

tanım: kapitalizm ve akrabalarının yarattığı yoksulluk, yıkım , savaş vs. ile yayılan enfeksiyonların yanında lafı edilemeyecek enfeksiyondur.

siz yine de, her sakallıyı marx sanmayın! ya da lafı başka bir yerinizden anlamayın!
1 söz vardır Ahmet Taner Kışlalı'nın Siyaset Bilimi eserinde alıntıladığı:

"...18'inde komünist olmayanın kalbi, 30'una geldiğinde komünist olanın aklı yoktur..." der 1 düşünür...
Ekonomik özgürlüğünü kazanana dek süren daha sonrasında ise kapitalizme yenik düşen enfeksiyon türü.
çokça zaman şu cümleyi duyarız : x yaşındayken komünist olmayanın kalbi yoktur, y yaşında kapitalist olmayanın aklı yoktur." burada x genç bir insanı nitelendirirken, muhtemelen 18 ila 25 arasında değişir bu, y ise yaşlı birini nitelendirir. bu kesim ise 30 ila 40 yaş arasında değişir. tabi bir de, bu ünlü aforizmayı söyleyenin kim olduğuna dair bir mutabakatta sağlanamamıştır. kimisi için ünlü almanya şansölyesi bismarck, kimisi için ise adam smith demiştir. bazı kesimler bu sözü anonimleştirirken, bazıları ise bu sözü marks'a dahi söylettirler. şimdi insanın aklı karışıyor değil mi? ne cümlenin aslı var ortada, ne de kim söylemiş belli değil. sadece tek bildiğimiz şey komünizmin gençken savunulan bir ideoloji olduğudur. o halde biz buna ne diyoruz? kaynağı bu kadar bozulmuş bir cümle kendi anlamını da yitirmiştir. bir propaganda cümlesidir. propaganda kötü bir şey değildir ama bu kadar da kötü olmaz ki! bu kadar niteliksiz bir propaganda da gene kapitalizmin kendi içinden çıkabilirdir. zira emperyalizm çağı insanı çürüten bir çağdır. işte görüldüğü gibi siyaset kıçı kırık iki cümle ya da tipoloji ile yapılmaya çalışılıyor. ortada siyaset namına aslında bir şey yok. olan tek şey ise kocaman bir bok. vızır vızır sinekler üzerine konup konup, kaçıyor. çekim kuvveti yüksek ama işte kokuyor. çürütüyor eninde sonunda. sineği de felaketin eşiğine getiriyor. boktan olmamak için ise siyasetsizliğin kirliliği kırmakta yarar var.
sözün asıl tanıtımını yapan yani meşhur eden ingiliz emperyalizminin tarihi şahsiyetlerinden ingiltere başbakanı churchill'dir, söyleme nedeni de kızıl ordunun berline orak çekici dikmesi ve churchill'i bunla birlikte bir korku kaplamasıdır (neden acaba?). bu tanımın da o söz kaynaklı olduğunu söylersek, ki söyleyebiliriz gayet de, demek ki komünizm gene berlin kapılarına dayanmış, bu sefer duvar örme sırası kapitalizme gelmiş demektir.
kişinin bir takım görüşleri benimseyip kullanılmaya hazırım dediği olaydır.
penisilin alın geçer.
saf duyguların hakim olduğu yıllarda üst düzeydedir komunizm, nefsine hakim olan kirlenmiş dünyayı 90 yaşında da komunist kalarak temizlemeye çalışır ama nefsine hakim olamayanlar, işte onlar kapitalizmle dosttur.
hayatın kapitalist yüzü suratlarına çarptıkça kendilerini ve görüşlerini istemeyerek de olsa değiştirecekleri için çok da takmamak lazım ergenmiş, koministmiş..
komünizm hakkında bir bok bilmeyen andavalların tek bildikleri mantıklı cümle olan "şu yaşta şöyle olmayanın aklı kalbi yoktur" sözüne dayandırdıkları şey .

ha bu arada 18 inde komünist olmayanın kalbi yoktur diye başlayan sözü bernard shaw söylemiştir ki kendisi uzunca bir süre yaşamış ve ömrünün sonuna dek sosyalist bir derneğe üye olarak kalmıştır .

netekim cehalet kötü birşey.
özellikle kızlarda baş gösteren ve sınıfta bütün erkeklere kulaktan dolma olan birkaç deniz gezmiş bilgisiyle meydan okuma gibi özellikleri olan bir çeşit travma. zamanla geçecektir.