bugün
- arkadaşlar sizce bu gömlek nasıl17
- gideon reid morgan jj silik yesin kampanyası12
- yalnızlığın anlaşıldığı anlar17
- stanley termos18
- hayat bombokken bir şey olup daha da bombok olması8
- ağzı burnu kırılmak istenen sözlük yazarları13
- true'nin gay olması21
- kadınlar tipe bakmaz24
- arkadaşlar sınava çalışıyorum birşey diyor musunuz18
- gideon reid morgan jj20
- köşeyi dönmek için yapılacaklar11
- manyak olmaya karar verdim15
- 22 haziran 2024 türkiye-portekiz maçı84
- sözlükte erkek sanılmak10
- 4 karısı 2 kız arkadaşı olan işsiz adam9
- samet akaydın21
- kedimin boğazımı sıkması9
- ülkesi abd ce işgal edilsin isteyen mal cemaatçi9
- fener'in devletten yaklaşık 2 milyar tl istemesi11
- bir hatundan istemek9
- hangi sözlük yazarının tipini merak ediyorsunuz31
- milliyetçi olmamak19
- kızıl saç vs siyah saç13
- gece yazıp gündüz yazmayan erkek31
- tacikistan'da başörtü takılması tamamen yasaklandı29
- nervio'nun kartoncu çocuğun ellerini kıskanması9
- insan olmaya ceyrek kala15
- karton toplayan çocuğun elleri17
- kıymanın kilosunun 90 tl olması12
- israil lübnan savaşı13
- erkek dediğin efendi olmalı8
- anın görüntüsü13
- bir kadının bir erkeğe arkanda ben varım demesi12
- abdülkerim bardakçı15
- larisalisa20
- iran'ın pkk'ya eğitim verdiği iddiası8
- yazarların en büyük dilekleri14
- yaşamak için geçerli sebepler19
- gecenin şarkısı9
- ilim vs bilim9
- incil çok uzun'ya okurken sıkılıyorum12
- hacda aşırı sıcaktan 500 den fazla kişinin ölmesi12
- çıkma teklifi etmek22
- kürtlerin dünya lideri olduğu gerçeği17
- sözlük yazarları nasıl eğleniyor13
- nihavend longa9
- michy batshuayi9
- ona bilmediği bir vergi önerisi yap14
- en kaliteli türk kahvesi markaları9
- karşı cinste aranan özellikler14
1962 tarihli Luis Bunuel filmi..
sürrealist bunuel'in başyapıtlarından birisidir. yine her zaman olduğu gibi metaforlar filmi var eder. ve oklar burjuvaziye doğrultulmuştur.
--spoiler--
her şey malikenin hizmetçilerinin türlü bahanelerle ev sahiplerini terk etmesiyle başlar. gelişen olaylarla burjuvazinin proletarya yanında olmayınca ne kadar çaresiz kalacağı ortaya çıkar. kabuslar, halüsinasyonlar burjuvaziyi birbirine düşürür. sefaleti tadarlar. fetişisti oldukları görgü kurallarından uzaklaşırlar. ancak zor durumlarında bir meta olan 'koyunlar' yeniden yardımlarına koşar ve kendilerini feda eder.
filmdeki bir sahnede megaloman burjuvazi, raydan çıkan trenin yol açtığı faciaya eğlenerek tepki verir, ancak bir prensin ölümüne karşı duyarsız kalamaz. çünkü prens asildir. alt sınıftaki insanlar ise olaya duyarsız kalmışlardır. bunu proletaryanın tüm acılara karşı tepkisizliğine yorarlar.
silahlar bu filmde de kendini gösterir. zira terör, en hakiki sürrealist eylemdir.
--spoiler--
--spoiler--
her şey malikenin hizmetçilerinin türlü bahanelerle ev sahiplerini terk etmesiyle başlar. gelişen olaylarla burjuvazinin proletarya yanında olmayınca ne kadar çaresiz kalacağı ortaya çıkar. kabuslar, halüsinasyonlar burjuvaziyi birbirine düşürür. sefaleti tadarlar. fetişisti oldukları görgü kurallarından uzaklaşırlar. ancak zor durumlarında bir meta olan 'koyunlar' yeniden yardımlarına koşar ve kendilerini feda eder.
filmdeki bir sahnede megaloman burjuvazi, raydan çıkan trenin yol açtığı faciaya eğlenerek tepki verir, ancak bir prensin ölümüne karşı duyarsız kalamaz. çünkü prens asildir. alt sınıftaki insanlar ise olaya duyarsız kalmışlardır. bunu proletaryanın tüm acılara karşı tepkisizliğine yorarlar.
silahlar bu filmde de kendini gösterir. zira terör, en hakiki sürrealist eylemdir.
--spoiler--
luis bunuel' in 1962 yılında çektiği sanat şaheseri. yine burjuvazi ile ilgili bolca satirik göndermeler ve aşağılamalarla bezeli bir bunuel filmi.
---spoiler---
genel bir bakışla film l'age d'or' un konser sekansının uzantısı gibi duruyor. filmin sürrel katmanı bazen hızlı metaforlarla şekillenirken takip zorlaşabiliyor. çokça göndermenin olduğunu söylemek gerek. misal araştırdığım kadarı ile malikanenin olduğu sokağın ismi olan providencia ispanyolca ilahi takdir gibi bir anlama geliyor.
filmin temel önermesi sürü psikolojisi ile ilgili.(koyun metaforu bunu zaten gözümüzün içine sokuyor) gitmeleri gereken zamanda evden çıkmayan burjuva sınıfı, sadece bir kaç aksilik yada tesadüf sonrası evden çıkamayınca zamanla bunun lanet ile ilgili olduğunu düşünmeye başlıyor. buna da birbirleri ile etkileşim içinde olmaları sebep oluyor. yani sürüyü harekete geçirecek bir lider henüz yok.
bunuel' in en çok vurguladığı toplumun tepesinde bulununan aristokrat kesimin daha bir kapıdan geçmeye bile karar veremeyecek aptallar olması. ve kurgu ilerledikçe bu nazik ve kibar ''mavi kan'' larımızın şiddete meyyal bir tablo çizmeye başladıklarını görüyoruz. proleter kesim ile ilgili hiçbir konuya ilgi duymayan asil beyefendiler aç kalınca koyun olarak gördükleri halkın üzerine saldırıyorlar. üstelik burjuvaziyi simgeleyen enstrümanlarını (burada yine l'age d'or' daki keman sahnelerini hatırlayalım) parçalayıp yakarak.
bunun yanında aralarından bir kurban seçip öldürürler ise lanetin kalkacağı gibi saçma sapan şeylere inanmaya başlamaları, insanların inanç kavramlarının farkedilmeden ne kadar absürdleşebileceğine dikkat çekiyor diye düşünüyorum.
bunuel' in bir aptal sürüsü olarak çizdiği soylular bir türlü karar verip evden çıkamazken, avam kamarası da onların seviyesine inip içeri giremez. yani mikro toplum olarak yansıtılan burjuva grubu ile halk arasında kalın bir çizgi çekilerek tecrit edilir, hatta karantinaya alınır. zira oraya giren proleteri hemen mideye indirmektelerdir.
filmin sonlarında ise bir kişi lider rolüne soyunur ve sadece gitmeleri gereken zamanı kaçırmış oldukarı için çıkamadıklarını anlarlar.
son plana gelindiğinde don luis en çarpıcı hamlesini yapar. güç bela kurtulan kazazedelerimiz günahlarından arınmak için kiliseye gider ve pederler onları kutsar. burada rönesans öncesi avrupa' da skolastik kilisenin aristokrat sınıfın ortaya çıkması ve gelişmesindeki etkisi düşünmek gerek. burjuvaziyi var eden kilise sistemi, aşağılanan ve kokuları tüm sokağı saran soylularımıza kaybettikleri onuru geri vererek kendini onlar ile aynı düzeye indirger. burada herhalde aptallar aptalları ağırlar gibi bir argüman temelde yatmakta.
son darbe ise bu sefer pederlerin çıkmaya karar verememesiyle vurulur. onlara bizim burjuva sınıfımızda katılır ve ihtiyaç duydukları koyun sürüsü yine yardımlarına koşar.
ihtiyaçları olmadığında salonun ortasından geçen bir at arabasını farkedemeyen budala soylular, ihtiyaçları olduğunda bir koyunun üzerine atlarlar. kısaca proleter sınıf olmadan burjuva sınıfı da var olamaz.
---spoiler---
gördüğüm en mantık dahilindeki filmlerden biri. sembolik öğeler ve metaforlar etkili ve keskin. bunun yanında üç-dört saniye kadar süren oldukça başarısız bir yağmur sahnesi beni biraz şaşırttı. ayrıca luis bunuel' in çektiği filmi beğenmediğini beyan ettiğini de belirtelim.
velhasıl sürreel bir başyapıt. vesselam...
(bkz: bunuel üçlüsü)
---spoiler---
genel bir bakışla film l'age d'or' un konser sekansının uzantısı gibi duruyor. filmin sürrel katmanı bazen hızlı metaforlarla şekillenirken takip zorlaşabiliyor. çokça göndermenin olduğunu söylemek gerek. misal araştırdığım kadarı ile malikanenin olduğu sokağın ismi olan providencia ispanyolca ilahi takdir gibi bir anlama geliyor.
filmin temel önermesi sürü psikolojisi ile ilgili.(koyun metaforu bunu zaten gözümüzün içine sokuyor) gitmeleri gereken zamanda evden çıkmayan burjuva sınıfı, sadece bir kaç aksilik yada tesadüf sonrası evden çıkamayınca zamanla bunun lanet ile ilgili olduğunu düşünmeye başlıyor. buna da birbirleri ile etkileşim içinde olmaları sebep oluyor. yani sürüyü harekete geçirecek bir lider henüz yok.
bunuel' in en çok vurguladığı toplumun tepesinde bulununan aristokrat kesimin daha bir kapıdan geçmeye bile karar veremeyecek aptallar olması. ve kurgu ilerledikçe bu nazik ve kibar ''mavi kan'' larımızın şiddete meyyal bir tablo çizmeye başladıklarını görüyoruz. proleter kesim ile ilgili hiçbir konuya ilgi duymayan asil beyefendiler aç kalınca koyun olarak gördükleri halkın üzerine saldırıyorlar. üstelik burjuvaziyi simgeleyen enstrümanlarını (burada yine l'age d'or' daki keman sahnelerini hatırlayalım) parçalayıp yakarak.
bunun yanında aralarından bir kurban seçip öldürürler ise lanetin kalkacağı gibi saçma sapan şeylere inanmaya başlamaları, insanların inanç kavramlarının farkedilmeden ne kadar absürdleşebileceğine dikkat çekiyor diye düşünüyorum.
bunuel' in bir aptal sürüsü olarak çizdiği soylular bir türlü karar verip evden çıkamazken, avam kamarası da onların seviyesine inip içeri giremez. yani mikro toplum olarak yansıtılan burjuva grubu ile halk arasında kalın bir çizgi çekilerek tecrit edilir, hatta karantinaya alınır. zira oraya giren proleteri hemen mideye indirmektelerdir.
filmin sonlarında ise bir kişi lider rolüne soyunur ve sadece gitmeleri gereken zamanı kaçırmış oldukarı için çıkamadıklarını anlarlar.
son plana gelindiğinde don luis en çarpıcı hamlesini yapar. güç bela kurtulan kazazedelerimiz günahlarından arınmak için kiliseye gider ve pederler onları kutsar. burada rönesans öncesi avrupa' da skolastik kilisenin aristokrat sınıfın ortaya çıkması ve gelişmesindeki etkisi düşünmek gerek. burjuvaziyi var eden kilise sistemi, aşağılanan ve kokuları tüm sokağı saran soylularımıza kaybettikleri onuru geri vererek kendini onlar ile aynı düzeye indirger. burada herhalde aptallar aptalları ağırlar gibi bir argüman temelde yatmakta.
son darbe ise bu sefer pederlerin çıkmaya karar verememesiyle vurulur. onlara bizim burjuva sınıfımızda katılır ve ihtiyaç duydukları koyun sürüsü yine yardımlarına koşar.
ihtiyaçları olmadığında salonun ortasından geçen bir at arabasını farkedemeyen budala soylular, ihtiyaçları olduğunda bir koyunun üzerine atlarlar. kısaca proleter sınıf olmadan burjuva sınıfı da var olamaz.
---spoiler---
gördüğüm en mantık dahilindeki filmlerden biri. sembolik öğeler ve metaforlar etkili ve keskin. bunun yanında üç-dört saniye kadar süren oldukça başarısız bir yağmur sahnesi beni biraz şaşırttı. ayrıca luis bunuel' in çektiği filmi beğenmediğini beyan ettiğini de belirtelim.
velhasıl sürreel bir başyapıt. vesselam...
(bkz: bunuel üçlüsü)
https://www.imdb.com/titl...top&ref_=chttp_tt_223
En sevdiğim fransız filmiydi.
iMDB top 250 listesine girmiş bugün itibariyle.
Post-modern deliliğin semboller aracılığıyla anlatıldığı bir film.
En sevdiğim fransız filmiydi.
iMDB top 250 listesine girmiş bugün itibariyle.
Post-modern deliliğin semboller aracılığıyla anlatıldığı bir film.