bugün

salakça söylemler ve zılgıtlar eşliğinde çekilen halay.

sanki başbakan önayak olmuş küresel ekonomik krize, sanki başbakan ülkenin uçuruma sürüklenmesini istiyormuş ya da buna seyirci kalıyormuş gibi bir hava var. gün geçmiyor ki başbakanımızın toplumun gazını almak, piyasaları ve sermaye kesimini, işçiyi, işvereni rahatlatmak için söylediği sözler çarpıtılıp abartılmasın.

ne desin adam? "kriz harbiden acı koydu, kimin ne olacağı belli değil, yarrağı yedik gençler, bütün gün sözlükte benimlen dalga geçiyorsunuz ya, hah işte dibine kadar haklısınız" diyerek panik havasını, kaos ortamını daha da mı körüklesin? her şey daha kötüye gitsin, göstergeler bombok olsun, kriz derinleşsin, piyasalar siki tutsun, işçiler işten çıkarılsın, fakirleşelim... bunları mı istiyorsunuz?

solculara kalsa hala halay çekelim zaten. bi çözüm önerinisi getirin. neyse solculara\sola laf ettik mi adımız çıkıyor. devam edin gençlik...
haklı bir olaydır; aslında krizin barız olarak geleceği bir çok kişi tarafından farkedilsede, başbakan hiç bir önlem almamış yada alsa bile halka almamış gibi görünüp daha sonrada 'teyet geçti' gibi saçma bi cümle kurmuştur. bir başbakan olarak bize yalan (daha doğrusu saçma şeyler söylemek yerine) önlem alması ve başkasından öneri bekmeyipte kendi kendine bi çözüm bulması gerekmektedir. **
psikolojik krizin psikolojik etkileri diyoruz biz buna.
(bkz: skibbe aragones dururken yaptığınız işe bak)
gereksiz olan bir eylemdir... başbakan olsun, cumurbaşkan olsun, birşeyler yüzünden birilerine yüklenildiği yok bence... herşeyleri fiyasko.. ne kadar kimi yerde dini alet etselerde, iki yüzlülükleri sergilemekten kaçınmayan zaatlar hıh... bu devletin başına nice yiyici kişiler geldi. hükümetler hepsi birbirinden beterdi. ama yüklenmek hafif kalıyor inanınki... bu son hükümete... a & c hiç mi hiç farkları yok... gerçekte yer alan idelojileriden uzak tezat bir şekilde propagandalarını yapıyorlar... neden insanlar bir yanda: aa bu bana yakın deyipte; niye bu lider vasfını taşıyamayan insanları getiriyorlar anlayamıyorum... ey kriz olmadığını dile getiren zaatlar.. bunları sıradan insanlara değilde; bunu kullanan işverenlere iletin lütfen!!! çünkü faturalar vs. gb etkenler yetmiyomuş gb çalşanlar, patronların fesatlıklarıyla uğraşıyo... sömüren oldukça; ister kriz varolsun, ister olmasın.. ortaya bişe atılsın.. hemen halk sömürülüyo tek gerçek bu... ve bu yapılırken inanın ki; ne din, dil, ırk gb şeyler gözününe alınmıyor...ewet uzattım biliyorum ama, görünenlerin ötesine geçmenizi isterdim objektif olarak.. neyse salla
solcuların aradığı fırsattır. ekonomi iyiykende başbakana yüklenmek, her halukarda yüklenmek. her harekete takılacak kulpun bulunmasıdır.

ab yüzünden türkiye'nin %82 lik ihracatı durmuş vaziyette, ihraç durunca üretim durdu fabrikalar eleman çıkarttı, çarkın büyük dişleri tökezledi ve etkileri görülmektedir, sıcak para akışı durmuş vaziyette. hiçbir dünya başbakanı amerika gibi ülkelerin ekonomik sorunlarını çözemez müdahalede edemez imf in dünya üzerindeki ekonomi politikasına karşı bir davranış gösteremez.kriz ülkemize yönelik değil küreseldir. başbakanda haaaaa biz akıllıyız önceden biraz para ayırdıydık buyurun yiyin bakalım ey vatandaşlarım diyemez, çıkan işçiler içinde ek bi fabrika açtıydık gelsinler burda çalışsınlar biz birbirimize yeteriz hiç diyemez. bazı noktaları düşünmeden yorum yapan hatta direk safsata yapan insanlar mevcut. başbakan varolanı yönetir ilerletir, devlet şöyle böyle deyip işsiz kalan insanlar kendi ahmaklıklarıyla yaşar, devlet insana para vermez al kardeşim sen yat ben seni doyururum demez diyemez, devlet kolundan tutup işe sokmaz. devlet senin hayallerinin karşılığı değildir. devlet ülkeyi idare eder. akşama kadar kahvehanelerde oturup nolacak bu memleketin hali politikası yürütmek solculuk demek değildir. onunda bir halsiyeti var herşeye müdahale edeyim derken solculuk kelimesinide basitleştirmeye çalışmaktır. sadece bilgisiz cahiller inanır buna, ülkesini takip eden ekonomiyi takip eden akışı ve artışı, duruşu ve düşüşü takip eden, nedenlere bakan, aklı selim hiçbir insan meyil vermez bu sözlere.

hiçbir takım kaptanı takımını olumsuz motive etmeye çalışmaz. karıncalara karşı aslanlar mücadele ediyo olsa dahi, karıncaların takım kaptanının söyleceği söz "aslan karıncaya zarar veremez" sözü olacaktır. iyi bir kaptanın yapması gereken yıkıcı değil yapıcı bakış açısıdır.
kriz yüzünden yüklenilmemektedir, krizi görmezden gelmesine yüklenilmektedir. hamdolsun deyip yok sayan bizler değiliz.
haksız bir çabadır. şöyle ki;

bu türkiye'ye özgü değil, küresel bir krizdir. tüm dünya'nın, amerika birleşik devtlerleri'ne endeksli olmasından kaynaklanan, aşılabilir niteliktedir. o kadar ki dünyanın en büyük kimya şirketi dünya çapında 1000 üzerinde fabrikasını kapatmış veyahut işçi çıkartmak zorunda kalmıştır.

ayrıca bu kriz, yıllardır kredi kartına yüklenen ve bakkal, kasap yerine tüm alışverişlerini büyük mağazalardan yapan vatandaşın hakettiğidir. para dönmüyor ve bir yerde toplanıyor... parayla değil, kredi kartıyla alışveriş yapılıyor. olmayan paranın yıllar yılı ülkeye ne tür bir getirisi olabilir acaba? bu konuda ciddi manada halkın bilinçlendirilmesi gerekmektedir.
dünya kurtarma paketlerini, mevduat güvencelerini, seküritizasyon revizyonlarını, sermaye piyasalarının yeniden yapılandırılmalarını konuşurken aval aval bakıp, sürüsünü "teğer geçer, bize bişicik olmaz hamdolsun" diye uyutan bir adama kızmak olur mu hiç? çok ayıp hakikaten.

tanım: çok büyük bir ayıptır, cık cık cık.

(bkz: ya sabır)

bir de

(bkz: takım tutar gibi parti tutmak)

ha bir de

(bkz: biraz akıl)
bundan önceki krizi, sezer'in ecevit'e kitap fırlatmasından kaynaklı olduğunu belirtip yaygara kopartanların tek cümle konuşmaması gereken durum.