bugün

bir dönem çocuklarının sıklıkla yaptığı eylemdi. küçükken hep merak ederdim ne işe yarıyor diye. çünkü ya annem bizi leğende yıkardı ya da banyodaki tabureye oturtup suyu kovayla getirirdi. ulan madem oradaydı bir işe yarıyordu mutlaka ama neydi? neydi allahım ölecektim merakımdan. gizli gizli banyoya giriyor, demirleri hafif paslanmış o şeye bakıyordum. elimi dokundurup çekiyordum. acaba öcü müydü? elektrik mi vardı, çarpar mıydı? sonunda babamın beni kucağına aldığı bir gün mermerli aynanın üstünde duran telefonu gördüm ve kafama dank etti! o aslında telefondu! banyodayken ararlarsa annem duysun diye oraya da bir telefon almıştı babam. koşarak banyoya gittiğimi hatırlıyorum. duş başlığını alıp hemen kulağıma götürdüm. suyun kaldırma kuvvetini keşfetmiş gibiydim. ağzım kulaklarımdaydı. dıııttt sesi gelmiyordu ama az kullanılıyor o yüzden diye düşündüm. ara ara banyoya girip dııt sesini duymak için başlığı kulağıma götürüyordum. bir gün ablam da gelmiş arkamdan farketmedim, onu görünce korktum attım elimden. ablam korkma, ne yapıyorsun sen onunla dedi. anlattım ben de. ama öyle gelmez o ses koy kulağına bak ben duyurcam o sesi dedi. ben de koydum haliyle. ama ne bileyim musluğu çevirecek' foşşşşş diye tazyikli sus bir kulağımdan girdi öbür kulağımdan çıktı. hayatımda bu kadar korktuğumu hatırlamıyorum. kulağım sağır olmuştu, korkudan ağlamaya başladım. annem geldi hemen hastaneye götürdüler. az kalsın kulak zarım yırtılıyormuş. uzun süre (yaşım büyüdükten sonra bile) duş başlığı kullanamadım. ablama hep şantaj yaptım ve sömürdüm bu hareketinden dolayı. hala affetmiş değilim. bak aklıma geldiği iyi oldu, eve gideyim de beğendiğim ceketi alması için bu olayı hatırlatıp psikolojik baskı uygulayayım. vicdanını sızlatayım biraz.