bugün
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız12
- hamas bir terör örgütüdür11
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim16
- sözlük kızından gelin olmaz16
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- şehirler arası aşk yaşamak8
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın11
- vatandaşlık farkı alan otel21
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler9
- cumaya gidenlerin çok azalması14
- ayça tilki9
- bik bik'in balona binmesi34
- anın görüntüsü13
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- bir kadının yemek ısmarlaması14
- ideal duş alma sıklığı14
- türkiyede çok abartılan arabalar8
- futbolcu ismiyle nick almak10
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi15
- icardi190524
- artificialintelligence15
- icardi1905 silik olsun kampanyası17
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- yol bitimindeki kuytu mekan8
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- erkeğe ne hediye alınır31
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- uzağı göremeyen insan9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım18
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı15
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
şu an yaşadığım durumdur. vize haftası, sunumların ,sınavların ortada uçuştuğu bir haftada sizi sikleyen tek kişinin windows live messenger ekibi olduğunu hissettiğiniz zamandır. halbuki siz o kadar plan yapmışsınızdır. hiç biri gerçekleşmez, böyle sap gibi sözlükle başbaşa kalırsınız.
doğduğun günün yıl dönümünde yalnız kalmaktır. *
yarın yaşayacağım durumdur.
yarın yaşayacağım durumdur.
genellikle zor bir durumdur.üzülmek veya üzülmemek o anki ruh haline bağlıdır.*
yüksek olasılıkla, facebook kullanmayan, bu sebeple doğum günü hatırlanmayan insan modelidir.
umarım yalnızlıktan kasıt sadece sevgilinin olmamasıdır yoksa durum çok dramatiktir.
acı verici birşeydir fakat insanı olgunlaştırır.
acıların en büyüğüdür. en kötüsüdür. intihara sebeptir.
ben ki; doğum günlerimde 50 adet eski kız arkadaşımla bir evde orgy parti düzenleyen adamım, eğer bu durum başıma gelirse ne yapacağımı tahmin edemiyorum.
ben ki; doğum günlerimde 50 adet eski kız arkadaşımla bir evde orgy parti düzenleyen adamım, eğer bu durum başıma gelirse ne yapacağımı tahmin edemiyorum.
en azından sözlük iç açıcı bir doğum günü mesajı gönderiyordur. güzel tesellidir. böylede sözlüğe yaranırım!
artık alışagelinmiş durum. Yaş kemale erdikten sonra daha bir yalnız kalıyorsunuz doğumgünlerinde..eski arkadaşlar başka programlar yaptığında,akrabalar kendi kabuklarına çekildiğinde ister istemez yalnız kalıyorsunuz..
her sene ya$adigim $ey aq. ben bile hatirlamiyorum ki. ba$kasi niye hatirlasin.
(bkz: koy gotune rahman gitsin)
(bkz: koy gotune rahman gitsin)
son doğumgünümde hiç beklemezken yaşadığım şeydir. üzücüdür.
sanırım ortada bir sürpriz kokusu vardır. *
ortada bir sürpriz kokusu yoksa, hayal kırıklığı vardır.
berbat bir duygu ta kii;
elinde pastasını almış ve süpriz yapmaya gelmiş olan sevgiliyi görene kadar.
elinde pastasını almış ve süpriz yapmaya gelmiş olan sevgiliyi görene kadar.
doğarken nasıl yalnız doğduysan, doğum gününde de yalnız kalmak pek mühim olmasa gerek.
umarım o duyguyu 5 gün sonra tadarım..
birkaç gün sonra yaşamayacağımı umduğum durum. lakin başlıkta bir yalnız kalpler sütunu havası var mı, var. evet.
o gece uykuya dalarken biraz zorlanılır, ağır bir hüzün çöker, biraz yatakta burun çekilir, varsa sümkürülür, ardından yüksek bir horultuyla yeni güne merhaba.
hatırlanmadığını hatırlatır, hatırlanmayacağını düşündürür.
doğum günlerinde yanında yörende tanıdıkların olsa bile yalnızdır insan aslında. sürekli geçen yılların hüznü neşesi dalgın gözlerinde.
arada dürterler seni, kutlu olsun, öperler yanaklarından gözlerinden, eline bazı şeyler tutuştururlar belki. ama boş bakışların değişmez yalnızlığın koyakları.
ya çay bardağına dalar gözlerim, dem de demlenir, ya bir kadeh, hani kaseyi fağfur, sızan kokusunda sızar gibi. oğlumun elini hissederim omuzlarımda, kuş kanadı yılları taşır getirir, küçük çocukların masalı. arada eşim yanaklarım da buse, gözlerim nemli mi ne. utanırım, koşar yıkarım yüzümü. işte o an yakalanırım, ayna tutsak alır beni. bakarım suretime, suretim de ayna sonsuzluk. sır seyyahım. ellerim lavaboda kalır, hep öyle kalır mıyım aynalarda, birilerini arar gibi. sonra uzatırım elimi aynaya, avucumu dayarım, derim ki hayata avucunu yala. dönerim kalabalığa bu sefer neşeli, her zaman ki.
arada dürterler seni, kutlu olsun, öperler yanaklarından gözlerinden, eline bazı şeyler tutuştururlar belki. ama boş bakışların değişmez yalnızlığın koyakları.
ya çay bardağına dalar gözlerim, dem de demlenir, ya bir kadeh, hani kaseyi fağfur, sızan kokusunda sızar gibi. oğlumun elini hissederim omuzlarımda, kuş kanadı yılları taşır getirir, küçük çocukların masalı. arada eşim yanaklarım da buse, gözlerim nemli mi ne. utanırım, koşar yıkarım yüzümü. işte o an yakalanırım, ayna tutsak alır beni. bakarım suretime, suretim de ayna sonsuzluk. sır seyyahım. ellerim lavaboda kalır, hep öyle kalır mıyım aynalarda, birilerini arar gibi. sonra uzatırım elimi aynaya, avucumu dayarım, derim ki hayata avucunu yala. dönerim kalabalığa bu sefer neşeli, her zaman ki.
yine o gecelerden bir tanesi daha. bu kendisiyle yüzleşmekten korktuğu yirmi üçüncü gece. yine ağlak bir gökyüzü, karanlığın gücüne güç katan kasvetli bir hava...çok azını seçebildiği solgun yıldızlar var. onlar da yorgunlar. dilek tutmasına bile fırsat vermiyorlar. böyle bir gecede hayal kurmak bile zor. sadece gerçekler görünür halde. o kadar sessiz ki bu yirmi üçüncü gece; yağmurlar bile usulca düşüyorlar yere. sessizliği bozmamaya yemin etmiş her şey.
yine o gecelerden bir tanesi daha. yirmi üç gecenin, sadece üçüne tanık olan bir ev var. duvarları sigara dumanından grileşmiş. her köşesinde farklı yaşanmışlıkları var. saldırıyorlar hepsi dört bir koldan. alabildiğine de acımasızlar. hangi birine baksa, en kötüyü hatırlatıyor; hangi birinden kaçsa, öteki hapsediyor; hangi birine teslim olsa, onlar vazgeçmiyor vurmaktan. kapıyı görüyor, çıkış yolu zannediyor, o da suratına kapanıyor. sıkışmışlığın, esaretin kalesi burası. çaresizliğin, teslimiyetçiliğin merkezi burası; bu ev...
yine o gecelerden bir tanesi daha. yanında olmayan insanlar görüyor. aynı yolda yürüdüğü ama yanında olmayan... maskelerinden simalarını tanıyamıyor. kalplerini görebiliyor sadece. kin, öfke ve kıskançlık bağlamış kalplerini. yüzleri gülüyor ama...sahte duygularını, saklıyorlar maskelerin arkasında.o da biliyor. gülüp geçiyor. sonrasını umursamıyor. sahte insanlarla, gerçek hayallerini paylaşıyor...
yine o gecelerden bir tanesi daha. yirmi üçüncü gecesinde yalnız bir çocuk var evinde. en zayıfında güçlü gözükmeye çalışan. sille dolu kül tablasıyla, damarlarında biraz alkolüyle, yıpranmış bedeniyle, saf duygularıyla, sil baştan yazdığı hayalleriyle... bir çocuk var gözü nemli. bir çocuk var yirmi dördüncü gecesinin diğerlerinden farklı olacağı ümidiyle yaşayan. avazı çıktığı kadar söylüyor şarkısını bu gece de. boğazını yırtarcasına, nefesinin sonuna kadar. amacı hem gecenin suskunluğunu bozmak, hem de sesini duyurabilmek kendisini anlayabilecek benzer gönüllere. ve her şeye rağmen bir çocuk var "yirmi iki sene önce bu gece doğan".
yine o gecelerden bir tanesi daha. yirmi üç gecenin, sadece üçüne tanık olan bir ev var. duvarları sigara dumanından grileşmiş. her köşesinde farklı yaşanmışlıkları var. saldırıyorlar hepsi dört bir koldan. alabildiğine de acımasızlar. hangi birine baksa, en kötüyü hatırlatıyor; hangi birinden kaçsa, öteki hapsediyor; hangi birine teslim olsa, onlar vazgeçmiyor vurmaktan. kapıyı görüyor, çıkış yolu zannediyor, o da suratına kapanıyor. sıkışmışlığın, esaretin kalesi burası. çaresizliğin, teslimiyetçiliğin merkezi burası; bu ev...
yine o gecelerden bir tanesi daha. yanında olmayan insanlar görüyor. aynı yolda yürüdüğü ama yanında olmayan... maskelerinden simalarını tanıyamıyor. kalplerini görebiliyor sadece. kin, öfke ve kıskançlık bağlamış kalplerini. yüzleri gülüyor ama...sahte duygularını, saklıyorlar maskelerin arkasında.o da biliyor. gülüp geçiyor. sonrasını umursamıyor. sahte insanlarla, gerçek hayallerini paylaşıyor...
yine o gecelerden bir tanesi daha. yirmi üçüncü gecesinde yalnız bir çocuk var evinde. en zayıfında güçlü gözükmeye çalışan. sille dolu kül tablasıyla, damarlarında biraz alkolüyle, yıpranmış bedeniyle, saf duygularıyla, sil baştan yazdığı hayalleriyle... bir çocuk var gözü nemli. bir çocuk var yirmi dördüncü gecesinin diğerlerinden farklı olacağı ümidiyle yaşayan. avazı çıktığı kadar söylüyor şarkısını bu gece de. boğazını yırtarcasına, nefesinin sonuna kadar. amacı hem gecenin suskunluğunu bozmak, hem de sesini duyurabilmek kendisini anlayabilecek benzer gönüllere. ve her şeye rağmen bir çocuk var "yirmi iki sene önce bu gece doğan".
çoook kötüdür çok. ama merak etmeyin, aksam saatlerinde arkadaslarınız mutlaka size bir sürpriz yapıcaktır.
güncel Önemli Başlıklar