bugün

kalmamıştır dünya da
son on bin senedir yoktur dünya da. yani vardır da, biz insanların tükettiği besinlerin hemen hepsi (buğday, mısır, hayvansal ürünler, vs.) doğadan evcilleştirilmiştir. şu çok doğal saydığımız ve "köy yumurtası" "köy domatesi" zannettiğimiz her besin aslında doğal atalarından kaç bin nesil farklılaştırılmış ürünlerdir. evet, tadları belki fabrikasyon olanlara göre daha farklıdır, nihayetinde yetişme yerleri ve yetişme esnasında aldıklarının kaynakları farklıdır (hayvansa yediği besin, sebzeyse verilen gübre vs.). gelgelelim tekrar tekrar yapılan laboratuvar testlerine göre, aralarında besin değeri olarak hiç bir fark yoktur. arada çıkar bazen işte "köy yarağı yediği için 105 yaşında hala dağdan odun kesiyor sırtında taşıyor" diye haberler; oysa alakası yoktur o kişinin sadece yedikleri yüzünden o uzun yaşa ulaşmasında. daha doğrusu, biraz ondan biraz şundan yedikten ve vücudun ihtiyacı olan karbonhidrat, vitamin, protein, ve mineralleri edindikten sonra köyden olmuş, şehirden olmuş farketmez, hiç biri doğal değil zaten.

üstüne üstlük, gerçekten "doğal" olan, yani insanın müdahalesi olmamış bir otu, bir hayvanı yediğimizde vücudun buna alışkanlığı olmadığından -daha zararlı olmasa bile- daha beklenmedik şoklara maruz kalabiliriz, bilemiyorum, nihayetinde bu bile o kadar korkulacak bir şey değil, atalarımız karada, yerin altında, suda, havada ne bulursa sürekli denemişler, tatmışlar; zehirli çıkıp da hastalanıp gebermedikten sonra mesele yok. ama insanın evcilleştirdiği ve artık doğallığından eser kalmamış ve sürekli tükettiğimiz besinler çok daha güvenli. bunlar önemli hadiseler, zira şu aralar bir de "genetiği değiştirilmiş" besinler konusu gündeme geldi. 1990'ların başından beri dünya marketlerine düşmeye başlayan bu besinler büyük tantana koparmaya devam ediyor. şu ana kadar herhangi bir zararları ispatlanmış değil, üstelik üretim avantajları da var. nedir, bazı şüpheciler diyor ki, "daha bu besinlerin yan etkilerini tartışmak için erken" olabilir. ancak bu besinlere "doğal değiller" diye eleştiri getirmek biraz değil bayağı komik: adama sorarlar, senin hangi yediğin doğal? hangi barınma, üretim, ulaşım, sağlık, üreme koşulun doğal? hadi bunlar çevreni saran fiziksel koşullar; peki senin genel olarak konuştuğun, düşündüğün, zevklerin, vs. yani neren doğal? yani test edersin, deney yaparsın, etkilerini gözlersin, sonuçlara göre tedbirler alırsın, her bokun üstüne birden atlamazsın, bunlara eyvallah, ama "doğaldı/değildi" diye abuk subuk bir etiketleme usülü ile neyin hesabını yapacak ve neyi anlayacaksın. yok böyle bir şey...