bugün

isteğim o yönde ama geride kalanlara bağlıyım sanki. Prangalar beni yıpratıyor. işten güçten insanlardan bir süreliğine uzaklaşmak istiyorum.
yarın yapacağım o müthiş acı veren eylem.
imkansıza yakın olaydır. tuvaletteki son bakışa benzer ki o bakış dönmemek üzere atılır ve çekip gidilir. ne kadar uğraşan da yine dönersin yine gelirsin. işte burada dirayet ortaya çıkıyor. tuvalete geri dönmemek için yemek yememek gerek yemek yemezsen ölürsün. sonuç ölümü göze alan insan geri dönmez.
Kalmaktan bin kere daha iyidir.
emekli mevlevi.
sevginin bittiği bir an yapılabilecek en onurlu karardır.
huzurun ta kendisi. benliğini, ruhunu başkasının elinden kurtarmak, onun oyuncağı olmaktan kurtulup, kişiliğini bulmak ve tüm sancıların bitmesi. ayakların yere sağlam basınca, kendi değerini anlamak ve kendine güvenini kazanmak en büyük artısıdır.
anneye dönüpte bakmamayı göze alabilmektir.
yürek isteyen bir eylemdir. nerden gidileceğine, terkedilenin kim olacağına sıkı sıkıya bağlı bir vakadır aynı zamanda.
vasat bir hayat sürdüren düz insanlarin yapabilecegi bir sey degildir. cekip giden kisi ya hayattan cok ümitlidir ya da caresizdir.
(bkz: giden mi surgun kalan mi)
Muhtemelen sike sike geri döneceğin zamana kadar biraz uzaklaşmak.
uygulaması çok zor fakat en asilce davranıştır. bu yoldan dönmek demek kendi kişiliğinizden ödün vermek demektir. zaten bu kararı verdiyseniz çok düşünülmüş olmalıdır. düşünülmeden verilen bu çekip gitmeler sizi kişilik yönünden bozguna uğratacaktır. saygınlığınızı bir daha kazanamamak üzere kaybedersiniz.
U dönüşü yapılmaz tabelasını gördükten sonra arabayı saatte 130 km hızla uçuruma doğru sürmektir.
dönersen bırakmam,
dönersem bırakma...
gidenseniz de, kalansaniz da icinizi acitir.
dönmemek üzere tek gidiş ölmektir. fütursuzca çekip gitmişsindir arkanda gidişinle uğunup kalan insanlar bırakarak, ama bu uğunuşlar sadece gidişin için değil bir daha dönmemek üzere gidişin içindir.
yerleşik kuralların bunaltıcı gölgesinden, sürekli konuşup konuşma hakkı tanımayan egoist toplumdan, futboldan tat almaya engel olan fanatiklerden uzaklaşıp doğanın orta yerinde, yemyeşil bir ormanda yepyeni bir hayat kurmak için kaçmak.
içinden anılarını dahi almadığın yerden uzaklaşmaktır. ayakların yapışsada giderken gelmemek üzere gitmek en iyisidir çoğu zaman.
defalarca prova edilmiş gidiştir. çok kere gidip dönmüş, bir şekilde yenilmiş, boyun eğmişsinizdir. ama bir gün, o an geliverir. hiç yapamayacağınızı sandığınız o vakit gelmiş, gong vurmuştur.
büyük cesaret gerektirir.
aslında hiç kimse giderken tekrar dönmeyeceğini bilmez ama dönemezsem korkusu insanın içini kemirdiğinden çoğu çekip gitmeyi göze alamaz. oysa ki gittikten sonra o kararı verebilecek kadar kaçma isteği ile dolu olduktan sonra insan bir daha dönmez..
dönmemek üzere çekip gittiğini bildiğiniz birinin dönmesini beklemek vardır bir de umutsuzca. hangisi daha zordur bilinmez.
her babayiğidin harcı değildir.
(bkz: terk etmek)
gitmelerin en guzelidir.