bugün

yazarların bizzat şahit oldukları hikayelerdir.

bugün karşıyaka dolmuşundaydım. izmir'i bilenler için karşıyaka anadolu lisesi'nin önünden 40 yaşlarında biri bindi. biner binmez de şoföre doğru yürüdü ve 20 lira verdi: şuradan bir karşıyaka kaptan!

şoför "geç abi sen arkaya göndereyim" deyince adam da en arka koltuğa doğru yöneldi ama aynı anda şoför gaza bastı ve hiçbir yere tutunmamış olan adam dengesini kaybederek açık olan kapıdan yola fırladı ve yere düştü. allahtan hızlı değildik, ama adam bildiğin yerde yuvarlandı. hemen durup aşağıya indik, adamın dizi ve kolları yaralanmış biraz da korktu tabi. kendini iyi hissedince tekrar bindik dolmuşa. adam en arkaya oturdu, rengi bembeyaz tabi. yüzünde de bir acı ifadesi. sonra adam kafasını kaldırdı şoföre doğru "usta 20 lik vardı bizim bir karşıyaka, üstü gelmedi" dedi. beni bir gülme tuttu, allahım ama ne gülmek, bildiğin katıldım. boşuna mal canın yongası demiyorlarmış!