bugün

din tamamen devletin dışına çıkmalıdır gibi çok demokrat ve çok progresif görünen görüşlerin, aslında böyle bir toplum için en büyük tehlike ve detrüsyonun, hatta kaosun başlangıcı olacağına hiç şüphe yoktur.

hıristiyan dünyasının insanı bile laik bir devletin değil, kilisenin eğitiminden geçmiştir. hiç kimse önüne laiklik için reçete alarak fark türetmeye kalkmasın” dedi.

prof. dr. ortaylı öğrencilere hitaben yaptığı konuşmada, din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılamayacağını belirterek şunları söyledi:

“din ve devletin ayrılması yahudilik ve müslümanlıkta imkansızdır. çünkü her iki dinde de din, insanların 24 saatini ayarlar. sadece devletle olan ilişkilerini değil, özel hayatlarını, nasıl yiyip içeceklerini, karı-koca arasındaki ilişkileri ve devletle olan ilişkiyi ayarlar. devlet ile din iç içe geçmiştir. devletin görevi, insanların dini ibadetini hazırlayabilmektir. bu son nokta çok önemlidir. çünkü çağdaş toplumlarda devlet düşmanlığı bir motif alarak yer almaktadır. bu desteklenecek bir görüş değildir ve tarihi gelenekle de bağdaşır bir yönü yoktur. devlet ve devletin aygıtı olan bürokrasi ve ordu, insan hayatının toplum hayatının vazgeçilmez iki unsurudur. dini görevimizi yerine getirmek için de bu ikisinin ayakta olması, kuvvetli olması şarttır.”

‘hiristiyanlik, insanlari şekillendirmiş”

batıya, laikliğin nasıl yerleştirileceği üzerinde durulduğunu hatırlatan prof. dr. ortaylı konuşmasını şöyle sürdürdü:
“asırlar boyunca hıristiyanlık insanları etkilemiş ve şekillendirmiştir. hristiyan dünyasının insanı, laik bir devletin değil, kilisenin eğitiminden geçmiştir. kilise insanların sadece ruhunu değil, beynini de ele almıştır. en laik olması gereken insanların, sosyalist parti mensuplarının bile temel çelişkisi, ‘islam dünyasında bu iş nasıl olur?’ diye sorduğunu görüyorsunuz. kendi dünyasını tahlil ettiği zaman toplumsal gelişme dinamikleri olarak teknolojik gelişmeyi, sınıf çatışmasını düşünen insanlar, islam dünyası diye ayrı bir kategoriden bahsetmektedir. bu da, insanlar dindar olmasalar, papazlardan nefret etseler, hatta çocuklarını vaftiz ettirmeseler bile, kilisenin insanları çok uzun asırlar boyu eğitimde etkilediklerini gösterir. böyle bir toplumda ideal bir laizimden bahsedilemez.”

“toplumda kaos başlatir”

çağımızda bazı fundamentalistlerin son zamanlarda dinin devletten ayrılması gerektiğini, dinin ve varidatının herkesçe hesaplanması ve ödenmesi gerektiğini savunduğunu kaydeden prof. dr. ortaylı daha sonra şunları söyledi:

“dolayısıyla ‘din tamamen devletin dışına çıkmalıdır’ gibi çok demokrat ve çok progresif görünen görüşlerin, aslında böyle bir toplum için en büyük tehlike ve detrüsyonun, hatta kaosun başlangıcı olacağına hiç şüphe yoktur. burada yeni bir adet çıkarmanın gereği yoktur. çünkü bünyemiz böyledir. bizim toplumumuzda laiklik, bilime, anlayışa, yeni gelişmelere, gelişmiş bir cemiyetin, çalışan bir cemiyetin içtimai gereklerine göre ayarlanır. bunun örneği batıda yoktur. hiç kimse önüne laiklik için reçete alarak fark türetmeye kalkmasın. bunun örneği doğuda da yoktur. bu tarih boyunca türk imparatorluğunun ve türkiye cumhuriyetinin kendi götürdüğü, kendisinin öncü olduğu bir harekettir. başkaları ancak bize bakarak bu yolda gidecektir. bizim yaptığımız hukuk devrimi bir ihtiyaçtır.”

büyük tarihçi ve düşünür prof ilber ortaylı konuşmasından alıntıdır.

bakın adam nasıl da güzel açıklamış, kemalistler bi kendine gelsinler lütfen.