tövbe etmek gerçek manada pişman olup o eylemi bir daha yapmamaktır. yani zina yap, harama düş, hayvanlara insanlara zarar ver, kul hakkı ye ondan sonra tövbe et... o iş yalan.

skerler kamil hepimizi skerler.
Bir tövbe, bir hac... piril pirilsin panpa.
insan dinimize göre nefs sahibi ve günah işlemeye müsait bir varlıktır. Dinimiz haricindeki düşünce dairelerinde de bu böyledir. Tövbe pişmanlıktan gelir. Eğer bir insan bir günaha tövbe edip daha sonra onu bir anlık gafletle tekrar işlese, sonra yine çok büyük bir samimiyet ve pişmanlıkla tövbe etse günahının yine affedileceği konusunda ilahiyatçılar arasında fikir birliği bulunmaktadır. Neticede kişi ne yaparsa kendisi için yapmaktadır. Sizin günahınız ne kadar büyük olursa olsun allah'a zarar veremez. insan günah işleyerek yine kendine zulmeder ve aslında tövbe ederek hem allah'a karşı ayıbından hem de allah'ın yarattığına kötü davrandığından dolayı af dilemiş olur. Yani tövbe ettiğinizde özrünüzden bir pay da allah'ın size verdiği can alır. Tabii bu benim şahsi görüşüm.
Tövbe kapısı açıktır fakat günah işleyip tövbe edecek kadar yaşayacağının garantisini kim veriyor?

Ayrıca hiç tövbe etmeden ile tövbe eden bir tutulur mu?

(bkz: eror)
günahından tövbe eden, hiç günah işlememiş kimse gibidir.

ben demiyorum, imam diyor, her cuma.
gayet normal olandır. ‘ben affederim’ diyor. ‘rahmetim gazabımı geçti’ diyor. ‘bir günahı bin kere işlemiş olsandı binbir kere tövbe et ben affederim’ diyor. ‘rahmetimden umudunu kesme sakın’ diyor. seni yaratan diyor. sana diyor tabi eğer okursan. hatta ilk emir olarakda sana ‘oku’ diyor.